71

1.3K 71 7
                                    




Bartu Atalay'ın ağzından..

"Ben içki içmiyorum." Diyerek Taylan abinin bana uzattığı viskiyi geri çevirdim.

"Emin misin çok dertli görünüyorsun içsen iyi olur gibi."

Koltukta kaya abiyle beraber sarmaş dolaş oturan Taylan abiye baktım. Kaya abi sarhoştu sanırım çünkü taylan abinin göğsüne kafasını koymuş bir şekilde duruyordu. Onların arasındaki meseleyi pek bilmiyordum ama merak etmiştim şimdi.

"Ben hiç içki içmedim hayatımda."

Taylan abi bana şaşkınca baktı. "Ciddi misin sen?"

Evet anlamında başımı salladım. Taylan abi hafifçe güldü ve bardağı elime tutuşturdu.

"İç söylemem abine."

"Ben reşitim zaten abime söylesen de bir şey yapamaz." Diye söylenerek bardağı tuttum.

İnsanların habire beni küçük görmesi sinirlerime dokunmaya başlamıştı artık. Özellikle aklıma baş harfi Ş olan birini getiriyordu ve ben onu düşünürsem aklımda başka şeylerde canlanacağı için onu düşünmek falan istemiyordum. Kendi kendime sinirlenip kafaya diktim bardağı.

Boğazımı sertçe yakan sıvıyla öksürürken Taylan ani gülerek sırtıma vurdu. "Helal helal.."

Biraz daha öksürdüm ve kaşlarımı çatarak bardağa baktım. "İğrenç bu."

Sırıttı. "Birazdan çakır keyif olunca acısı kalmaz onun."

Elimdeki tamamen dolu bardakta ayağa kalktım ve etraf çok kalabalık ve gürültülü olduğu için balkona çıktım. Temiz hava direkt olarak yüzüme çarparken bedenimi balkondaki sandalyelerden birine bıraktım. Hava çok soğuk olsa da umursamayarak hala tadı acı gelen içkiden bir yudum aldım. İğrençti ama eğer bana düşünmeyi unutturabilirse şişeyi bile kafama dikmeye razıydım.

Elektrik kesintisinde olan 'olay' dan beri Şükrü ne zaman yanıma gelse bir bahane bulup ortadan kayboluyordum çünkü bu benim evet diyebileceğim bir durum değildi ben sanırım sandığım kadar açık fikirli bir insan değildim. Ne kadar çok Şükrü beni öptüğünde emin olamadığım şeyler hissetsem de bu bana çok yanlıştı ben bunu kabul edemezdim.

Her beni çıkmaza sürükleyen düşünce içkiden bir yudum aldım ve Taylan abinin dediği gibi bir yerden sonra hem kaç tane yudum aldığımı unuttum hem de acısını. Etraf olduğundan daha karmaşık gözükmeye başladı.

"Sonunda buldum seni."

Şükrünün sesini duyunca ona doğru dönmek istedim hızla ama beynim durdu sanki ve kendimi kontrol edemeden kalktığım sandalyeye geri düştüm.

"Hop yavaş.." kaşlarını çatarak elimdeki bardağı aldı. "Bir bardak çarptı mı sana cidden bebe."

Ben sinirli bir şekilde ona bakarken Şükrü sırıttı.

"İlk defa içiyorum böyle bir şeyi! Hem bebe diyemezsin bana." Kelimeler ağzımdan çok farklı çıksa da böyle dediğime emindim.

Şükrü başta dediklerimden yayık yayık konuştuğum için bir şey çıkaramasa da sonradan anladı. "Niye diyemezmişim?" Yandaki sandalyeyi çekip karşıma oturdu. Elini uzatsa dokunacak mesafedeydi.

"O zaman senin için kötü olur çünkü.." duraksadım.

"Ne çünkü?" İlgiyle suratıma bakıyordu. Gözlerimi kaçırdım açık kahve gözlerinden. Öpüşmeden önce durduğumuz yakınlıkta fark etmiştim aşırı açık renk gözleri vardı.

Nefret.  / bxb / texting /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin