72

1.2K 61 25
                                    




Erim Öztürk'ün ağzından...

Elimdeki zili iki yana salladım uzandığım yerden.

Yeni yıla sakat girdiğim için yılımın bok gibi geçeceği belli olmuştu. Üstüne de tüm bunlar yetmezmiş gibi evde kimse olmadığı için bana Sezer bakıyordu. Bende madem ondan uzak kalamıyordum habire elimdeki zili çalarak bir şeyler isteyip rahatsız ediyordum. Çoğunu yapmasa da dakikada bir yerinden kalkıyordu salak.

"Ne istiyorsun yine?"

Sezer sert bir sesle uzandığım koltuğun yanına gelince masumca baktım.

"Çilek."

"Erim kış günü ben sana nereden bulayım çileği manyak mısın oğlum!?"

Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Bana ne git bul!"

"Sen çok oluyorsun bak.." üzerime yürüdü ama yerimden bile kıpırdamadım, sakat olmasam bile hayatta vurmazdı bana kıyamazdı.

"Ha bi de vur? Sakat birini dövmek hoşuna mı gidecek?" Dedim yapay bir şaşkınlıkla.

Sinirle bir nefes aldı. "Vurmayacağım sana."

"İyi git çilek al gel." Dedim sırıtarak ve televizyonu açtım elimdeki kumandayla.

Sinirle tip tip suratıma bakmaya devam etti. "Niye bana eziyet ediyorsun?"

"Kim demiş ediyorum diye?" Dedim umursamaz bir şekilde.

"Erim. Az önce getirdiğim suya 17 derece değil ben içemem diyen sen değil miydin çıldırtma beni."

"Ne yapayım imamın abdest suyu gibi su getirmişsin içse miydim?" Evet biraz fazla sinirini zorluyordum ama hak ediyordu.

"Yapmıyorum lan senin için hiçbir şey ne halin varsa gör!" Bir hışımla yanımdan çekilip koridora doğru yürüdüm.

Ben şaşkınlıkla onu izlerken tam salondan çıkacağı zaman olduğu yerde durdu. Biraz bekledi, yüzünü bana dönmedi.

Sonra hızla olduğu yerde bana dönüp dış kapıya doğru ilerledi. Vestiyerden ceketini aldı.

"Nereye lan?" Diye sordum elimde kumandayla boş boş oraya bakarak.

"Çilek bulmaya!"

Hızla kapıyı çarparak çıktı.

Arkasında sırıtarak kapıya bakan bir ben bırakarak.



Bilge Atalay'ın ağzından..

"Ege çok ayıp oldu ya bir şey duyulduysa?" Diye sordum arabaya binen Egeye bakarak.

Dün gece hala düşününce keşke titanikte jack yerine ben soğuk sulara girseydim diyeceğim olay olduktan sonra ben ne kadar korka korka aşağı kata insem de Ege aşırı rahat bir tavırla annesinin yanına geri dönmüştü. İlkin teyze de geç olduğu için bize yatacak yer hazırlamıştı.

Şimdi ise sabah olmuştu kahvaltı yaptıktan hemen sonra gitmek için izin isteyip arabaya binmiştik.

"Duyulmadı duyulmadı." Diye geçiştirerek arabayı çalıştırdı.

Kaşlarımı çattım. "Ya senin bu rahat tavırların beni gebertecek Ege! siken taraf sen olduğun için bu kadar rahatsın anlamıyorum ki." Diye çıkıştım sertçe.

Aniden çıkışmalarıma alışmış olsa gerek hafifçe güldü. "Seni tanımasam ve dünki inlemelerini duymasam pişman olduğunu düşüneceğim."

Hayır pişman değildim konusu bile açılmazdı bunun. Yine olsa yine teslim ederdim kendimi sevgilime. Ama sorun onun bu kadar rahat davranmasıydı. Ne alakaydı bende bilmiyorum..

Nefret.  / bxb / texting /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin