HELLO, WIFE! [NOVEL ÇEVİRİSİ]

29.bölüm

Wei Chu'nun ilgilenmesi gereken acil bir işi olduğu için, Su Le şirketinden Wei'den bazı kadın çalışanlarla görüşmeye gitti. Onlarla sohbet etmeden önce onları kibarca karşıladı. Hepsi birbirine karşı kibardı ve genel şeyler hakkında konuştular.

Orada bulunanlar, aceleyle hareket etmemeleri ve herhangi bir kişisel soru sormamaları için şirket basamaklarını tırmanma sürecini deneyimlemişlerdi. Tartışma konuları moda, iş ya da işleriyle ilgiliydi. Bu kadın grubunun ortasında olan Su Le, şirketi BaiSheng'in itibarını kaybetmemesi için düzgün davrandı.

“Şu anda yapacak bir şey olmadığına göre, hadi hep birlikte kaplıcaya gidelim” diye önerdi biri. Doğal olarak Su Le reddetmezdi ama üzücü olan bu kadın grubunda hepsinin VIP üyelik kartı olmasıydı. Su Le'ye gelince, bu harcama için sadece kredi kartını kullanabilirdi.

—————-

Kaplıca tedavisinden sonra Su Le, yüzünün ekstra parlak veya başka bir şey olduğunu hissetmedi. Küçük bir odadan çıkarak kanepeye oturdu ve diğerlerinin çıkmasını beklerken okumak için bir moda dergisi aldı.

"İşte bir fincan kahve."

“Teşekkür ederim,” Su Le garsona teşekkür etmek için başını kaldırdı. Ama kim olduğunu görünce yüzündeki gülümseme anında sertleşirken diğer tarafın ifadesi daha da çirkindi.

Su Le, Zhuang Wei'nin Lin Qi'yi kovduğunu duymuştu, ancak Lin Qi'nin bir tatil beldesinde garson olarak çalışacağını asla hayal etmemişti. Su Le görüş alanından uzaklaştı. Lin Qi ile daha fazla gereksiz temas istemiyordu.

Lin Qi kısa bir süre sonra sırtını düzeltti ve hafifçe burnundan soludu, "Seni böyle bir yerde göreceğimi hiç düşünmemiştim, görünüşe göre Wei Chu sana gerçekten iyi davranıyor."

Su Le, derginin sayfalarını dikkatsizce çevirirken, "Zengin olmayabilirim ama yine de spaya gitmeyi göze alabilirim," diye yanıtladı, "Bir kadının bir şey yapması için bir erkeğe güvenmesi gerekiyorsa, o zaman bu başarı değil başarısızlık. Sadece bir kadın olarak değil, bir insan olarak bile bir başarısızlık.”

Su Le'nin sözlerinin kimi ima ettiğini anlamış olsa da, sadece Su Le misafirken bir personel olduğu için öfkesini içinde tutabildi. İş partisinde sebep olduğu durum nedeniyle, Zhuang Wei onu kovmuştu. Ve başka hiçbir şirket onu işe almak istemediğinden, varlığın garsonu olarak çalışmak zorunda kaldı. Ama adının altındaki üç odalı daireyi hatırlayınca, kalbindeki acı isteksizce de olsa büyük ölçüde azaldı. Ne olursa olsun, en azından Zhuang Wei onu eli boş bırakmadı.

"Zhuang Wei bana 100 metrekarelik bir daire hediye etti, sana ne verdi?" Lin Qi kibirle, Zhuang Wei'den ayrıldığında, Su Le'nin hiçbir şey almadığı bir daire aldığını düşündü.

"Seni terk eden Zhuang Wei'ydi, bu yüzden sana bir ayrılık ücreti vermesi normal." Su Le başını kaldırırken gülümsedi, "Hatırlatma için teşekkürler, bana Zhuang Wei'ye bir şey vermem gerektiğini hatırlattın. Ayrılık ücreti olarak."

Lin Qi'nin yüzü son derece çirkin bir hal aldı ve bir süre sonra "Kendinle bu kadar dolu olma" cümlesini kurabildi. Sonra gitmek için arkasını döndü. Ama birisine çarpmadan önce fazla yürümedi. Karşı taraf onun yanından geçmeden önce önemli olmadığını söylediği için Lin Qi aceleyle özür diledi. Başını hızla çevirdi. Çarptığı kişi aslında Wei Chu'ydu.

Wei Chu ona bir bakış bile atmadı ve zaten Su Le'nin yanındaydı ve onu kör etme arzusunu zahmetsizce dile getirdi. Lin Qi'nin yüzündeki ifade defalarca değişti ama sonunda acı bir gülümseme bıraktı. Su Le'ye her zaman rakibi gibi davranmıştı ama Su Le onu hiçbir zaman böyle görmemişti ve şu anda o kaybederken kazanan yine Su Le'ydi. Belki de asla Su Le ve Zhuang Wei arasına girmeye çalışmamalıydı çünkü o olmasaydı, Su Le'nin Wei Chu gibi iyi bir adamla tanışmasına imkan yoktu. Olan her şey onun yüzündendi, bu yüzden kimi suçlayabilir?