Merhaba değerli okuyucularım, uzun bir süreden sonra burada olmak heyecan verici doğrusu. Kitabımı özlediğim kadar sizleri de özledim. İçime sinen bir bölümü sizinle paylaştım.
Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin ki, yeni bölümü kısa sürede sizinle paylaşayım.
Keyifli okumalar, seviliyorsunuz...
-----------------------------------
En keskin bıçak, ağzı en kör olandır. Kan en çok korkutmayan yaradan çıkar, şüphesiz en sızılı olanı kağıt kesiğidir. Hayat işte tam da böyledir. Ufak cisimlerin, korkutmayan gölgeleriyle acıyı sana aşılar.
Güçlü duyguların gelişi, ılık meltem kadar insanı okşar. Size sirayet etmesi çok uzun zamanını almaz, lakin sancısı ilerleyen zamanlarda artar. Giderek delici bir hal alır.
Çocuk aklım aşkı kaldırmaz, unutur giderim demiştim. İntikam cüsseme uygun değil, kaldıramam diye düşünmüştüm. Aynı bedende aşk can bulmuş, intikam en tepeye kurulmuştu.
" Kafanı biraz daha kaldır, lütfen." diyen kadın doktorun, söylediğini hızlıca yaptım.
Çelik cağı, burun badına geçirmiş çıkarmaya çalışıyordu. Canımı yakmak istemediği için fazlaca, yavaştı. Bu durumdan sıkılmaya başlamıştım.
Burun damarlarının patlamasına dayanan bir kadın, bandın çekilmesine dayanamayacaktı sanki. Yanımda oturan Giray, peçeteden yaptığı topu köşedeki çöp kovasının içine attı.
" Kes şunu, dikkatini dağıtıyorsun." derken elimde olmadan dişlerimi sıkmıştım.
" Hiç ıskalamadım ama sert kız," diyen Giray, gevşek gevşek gülmekle meşguldü," Hem rahat durmuyorsun, hem de bant çıkmıyor diyorsun."
Sabır kotam, dolduğu için doktorun cağ ile beni daha fazla dürtüklemesine müsaade etmedim. Dirseğimle hafifçe onu ittim ve teşkilatın sedyesinden zıplayarak indim.
Doktorun şaşkın bakışları altında, sensörlü kapının önünde durdum. Yansımamın yardımıyla, burun bandını bir hamlede çekip çıkardım. İlk başta hafif sızlasa da daha sonra geçti.
" Yaptığın çok tehlikeliydi, asker." derken doktor, onaylamaz şekilde burun kemerimi kontrol ediyordu.
" Acaba neyin içinden çıkıp, buraya geldiğimizi bilse böyle konuşur mu?" diyerek son top peçeteyi attı Giray ve tam isabet etti.
" Muhtemelen, hayır." derken sesim oldukça soğuk çıkmıştı.
İlaçlarım için arkamdan koşan doktoru çok da sallamadım. Teşkilata ayak bastığım andan itibaren, bir sürü ıvır zıvır tetkikle uğraşmıştım. Ona eşantiyon olarak eklenen, Dünya'nın cıvık ilgisini dahi saymıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA
Science FictionAşkın imkansızlığı kalplere dokunup, kimseyi bu kadar acıtmayacaktı. İntikamın soğukluğu damarlarınıza sokulup, sizi hiç böyle üşütmeyecekti. Ve olağanüstü yetenekler zaaflara kurban olurken, okurlar yerinde duramayacaktı. Mantığıyla aşk arasında...