✴️28.BÖLÜM✴️

151K 2.4K 238
                                    

Pusula instagram sayfasını takip edip bana destek olun lütfen.
⬇️

Yeryüzünü kuşatan gri gökyüzünün musallat ettiği soğuk hız kesmeden sıcaklığın zincirlerini kırıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeryüzünü kuşatan gri gökyüzünün musallat ettiği soğuk hız kesmeden sıcaklığın zincirlerini kırıyordu.Zemherinin hakimiyeti altına aldığı uçsuz bucaksız şehir sayısızca insan ırkına ev sahipliğini üstleniyordu.Birbirleriyle intizam içerisinde yaşamaya çalışan tüm canlıların ruhlarında kilit vurdukları acıları olduğu doğruydu.Nedensiz olduğunu düşündükleri kar tanesini yüzlerini okşayışında içerisinde ki işçilikte dahi gizli bir usta mevcuttu.Seni sakınan sana sebepsiz olmadığını hatırlatan bir takım şeyler olduğunu anlatıyordu.Yalnız bu dünyaya kimileri düzeni sağlamak amaçlı kimileri ise kurulan düzenleri yıkmak için gönderilirdi.

Göğüs kafesinin çepeçevre sarıp sakındığı kalbine gömülü meziyetin en hazin imzasıydı göz bebeklerin.Retina kat sisteminde ki düzene iliştirilmiş kimselere bahşedilmemiş meziyetin.Lütfunun değerini hiç bir mücevher tacirinde bulamayacak düşman bildiklerin.Çünkü senin gözlerin kadar eşsiz bir yeteneğin ve buna bedel üzerine düşen çok büyük bir nedenin var yaratılmak için.Bundan mütevellit kirpiğine dokunup kayan kar tanesisin sen rabbinin.Tıpkı bir kar tanesi gibi eşsizsin.Sen düşmanlarının aradığı en nadir olasılıksın olasılıkları arasında olmayan sonlarının en ihtişamlı varisisin.

"Tutturdun deniz diye üşüyeceksin,"diyen Giray'ın yüzüne bakmadan kısılmış gözlerimle denizi seyrettim."Üstelik kar yağıyor sert kız içeriye girsek daha iyi olur."

Dün akşam Giray ile bir süre daha Afrika'da olanlar hakkında konuşmuş yatakhanelere dönmüştük.Ben gündüz çok uyuyup aynı zamanda etkisinden uzun bir süre çıkamayacağım kabus gördüğüm için şafak sökünce uykuya dalmıştım.Sabah sekizde kahvaltımızı ettikten hemen sonra sahilde dolaşmak istemiştim.Giray gelmesi için ısrar etmesem de beni yalnız bırakmamak için gelmişti.Saç tellerime tutunmaya çalışan kar tanelerine dokunduğumda elim Amir'in verdiği başımda ki bereye kaydı.Değeri bende büyüktü ve ömrümün sonuna kadar öyle olacak gibi gözüküyordu.Nefesimi köpüren denize doğru üflediğimde ellerim şişme montun cebinde çaresizce tüketiyordum kendimi düşmanlarımın eteklerinde.

"Denize bakınca ne hissediyorsun?"diye sorduğumda Giray'a anlamaz gözlerle yan profilimi süzüyordu.

"Şuana kadar benim için çokta bir şey ifade etmiyordu fakat öğrendiğim bazı nedenlerden sonra,"derken kelimeleri tıkandı ve dikkatle yüzünü inceledim.Yüzünü ekşitti bana bakmadan denizi seyrederken,"Bilmiyorum Mislina ne söyleyeceğimi bilmiyorum."

Yeni öğrendiği yetenek olgusu onu garip bir ruh haline sokmuş sessizleşmişti.Annesini bulma ihtimali Giray'ı her ne kadar heycanlandırsa da bu pis işleri yapmasında mazareti olmaması durumunda ne yapacağını düşünüyordu.Ya yoksa dedim bende kendi kendime o zaman Mehmet Bey'e bunu nasıl açıklar Giray'ın bunu hazmetmesini nasıl sağlardım.Burnumu çektim soğuk içimi üşütmüştü aslına bakarsanız lakin içeriye de girmek istemiyordum.

PUSULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin