✴️44.BÖLÜM✴️

17.1K 1.5K 257
                                    

Merhaba arkadaşlar kırk dördüncü bölümle karşınızdayım. Uzun ve zorlayıcı bir bölüm niteliğindeydi. Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Seviliyorsunuz...





Hayatta sabrınıza müteşekkir olduğunuz anlar çok fazla oluyorsa hayatınız katlanılmaz demektir. Çünkü nereden geleceğini bilmediğiniz hamleler ve sürekli arkanızı kollamanız gereken bir süreçten geçiyorsanız sabır büyük nimettir.

Bende tam olarak aynı bilinmezliğin içinde kulaç atıyordum. Ve ne yalan söyleyeyim ayna da gördüğüm bana da bu zamana kadar ki sabrıma da şükrediyordum.

Teşkilat mensupları ilk üç evre de başarılı olanları teşkilatta tutuyor diğer evreleri geçenlere de rütbe bahşediyordu. Karanlıkta her daim parlayan bileğimde ki dövme de parmağımı dolaştırdım.

Bugün beşinci evreyi geçenler için yeni bir gösteri tertip edilmişti. Hepimiz bu defa sol kanatta toplanmıştık. Üzerimiz de askeri üniformalarımız vardı.

Alaycı bir gülüşle kıyafetimin kol kısmın da kalan rozetin tozunu aldım. Ne kadar fazla yıldızım parlıyorsa o kadar yetki sahibiydim. Şu an bile emir vereceğim bir çok insan vardı.

" Bunları giymek zorunda mıydık hassas tenim tahriş oluyor." diyen Giray'la büyük bir soluk bıraktım.

" Bazen bu aşamaya kadar gelebildiğine hayret ediyorum Giray." derken Mine hayretle şebeğe bakıyordu.

Dudaklarım da beliren tebessümle etrafıma göz attım. Sol kanadın ferah aydınlığın da yapılacak olan yeni duyuruyu bekliyorduk. Verdikleri gri asker üniformalarıyla egolarımızı yeterince pompaladıklarını düşünüyordum.

" Seni bu kıyafetlerle görmek beni duygulandırdı Mislina." diyen sese döndüğüm de Kutsal'ı beklemiyordum.

" Beni de belim de bir silah varken seni karşımda görmek duygulandırdı." dediğimde elimi silahın kabzasına bıraktım.

Ölü balık gözlerini memnuniyetsiz halde üzerim de dolaştırıp arkasını dönerek yanımızdan ayrıldı. Bu defa ayakta değil de oturarak beklediğimizi söylemiş miydim? Bu rezil yer bize kıyak geçmeye çalışıyordu sanırım.

Millet yerlerine geçtiğin de ışıklar kısıldı yavaşça. Karşımız da cam yükselticinin bir ucuna Amir çıktı diğerine ise Dünya. Elleri kalçalarında birleşmiş biçimde delici bakışları üzerimizdeydi.

Gelecek olanın Kırca olduğunu düşünürken o cam yükselticiden inerek en ön sandalyelerden birine keyifle oturdu. Amina ise hemen yanında sıkıntılı biçimde yer alıyordu.

" İçimden bir ses yeni bela sahneye çıkmak üzere diyor." dediğinde Giray ona yandan bir bakış attım.

" İçimden bir ses bundan sonrasının daha zorlayıcı olduğunu söylüyor." dedim.

Kenan Haznedar durağanlaşan bakışlarımızda şimşeklerin çakmasına neden olacak biçimde sahne de belirdi. Yerimde daha dik oturur bir pozisyona geldim.

Büyük bir fırtına kopacağa benziyordu bunu saç diplerimde dahi hissediyordum.

" Merhaba genç yetenekler," dediğinde oğluyla aynı göz bebekleri üzerine düşen ışık da parladı," Sizi karşımda görüyor olmaktan büyük bir haz alıyorum. Elbette siz de şuan burada olmaktan mutlusunuzdur."

İçimden ne demezsin diye hayıflandım. Garip derece de etkileyici gülüşü dudakların da can bulurken iri elleri beden dilini kuvvetlendiriyordu. Yorgun zihnim farkındaydı ki şu saatten sonra daha çok yorulacaktı.

PUSULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin