✴️41.BÖLÜM✴️

22.5K 2.2K 334
                                    

Pusula instagram sayfasını takip edip bana destek olun lütfen.
⬇️

Merhaba sevgili okuyucularım yepyeni oldukça uzun ve meşakkatli yazılmış bir bölümle karşınızdayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhaba sevgili okuyucularım yepyeni oldukça uzun ve meşakkatli yazılmış bir bölümle karşınızdayım. Sizinle uzun zamandır konuşmak istediğim bir konu vardı şimdi tam vakti. Sınav haftam hariç bu zamana kadar her hafta bölüm paylaştım. Çok güzel okuyucularla karşılaştım çok güzel dostluklar edindim ancak hiçbir zaman emeğimin karşılığını tam olarak alamadım.

Kitabımı seven ve destekleyen insanlar olduğunu görüyorum fakat bu oldukça az. Bölüm yayınlamadığım müddet boyunca birçok kişiden bölüm atmam için mesaj aldım ancak bu insanların çoğunu o zamana kadar tanımıyordum. Demem o ki insan bir iş yaptığında yorum ve oy bekler hele ki wattpad platformu bunun için kurulmuş. Etkileşimde olmamız gerekirken durum tam tersi şeklinde ilerliyor buda bölüm atmamı engelliyor. Böyle daha ne kadar devam edebileceğimi bilmiyorum burada beni destekleyen yorum ve oylarını eksik etmeyen herkesi tenzih ederek söylüyorum ki böyle devam ederse yazmaya devam etmeyeceğim. Keyifli okumalar diliyorum.

〰️  〰️  〰️  〰️  〰️  〰️

Tozlu raflardan döküldüğünde yüzyıllar sürecek tılsımın emareleri diz çökecekti tüm millet önünde. Denizin üzerinde adalar şeklinde hüküm süren Konstantinopolis için kaç şairin tükenmezi kuruyacaktı. Kaç cihan sultanını toprağa kaç devleti denizin dibine gömecekti. Yıllarca en büyük medeniyetlerin merkezi en büyük olanın gözünü diktiği yerdeydi. Kılıçların konuşturulduğu kadim savaşların kalesinin hemen ardında koptuğu kıymetli İstanbul'du.

Herkesin göz bebeği toprağında bin bereket bulduğu İstanbul donanımlı bir komutan tarafından fethedilecekti. Cami-i Kebir olan Ayasofya bütün dinlerin ilimlerini duvarlarında misafir edecekti. Ortodoksların merkezi şimdi İslam'ın minareleri altında yer edinecekti. Ezan Mehmet'in dilinden dökülenlerle bir daha hiç dinmeyecekti. Tarih bu milleti yüzyıllarca evrenselliğin elinden alıp tüketemeyecekti.

Yaptığım iştahsız kahvaltının hemen ardından ilaçlarımı içip babamın karşısında ki masaya oturmuştum. Bayan Caroline ailesini görmek için Amerika'ya gitmişti. Mehmet Bey ile babam ise bir süredir aynı evde kaldıklarını söylemişti. Bakışlarım babamın harelerine takıldığında karşısında ona olan biteni anlatan Giray'dan gözlerini alıp bana baktı.

Rüyam dahil olan biten her şeyi babama anlatmıştım. Harzem Bey'de Giray ile aynı kanıdaydı. Ayafosya durup dururken neden benim rüyama girmişti bilmiyordum. Lakin o minareleri ve ebabilin çığlıkları bir türlü kesilmiyordu.

Bana İstanbul'un tarihi boyutunu anlatmışlar ve o caminin ne kadar kıymetli bir hazine olduğundan bahsetmişlerdi. Kimse gördüğüm rüyanın nedensiz olduğunu düşünmüyordu. Altından neler çıkacağını herkes kadar bende merak ediyordum. Dilimi dudaklarım da gezdirip söyleyip söylememek arasında gidip geldim.

PUSULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin