Pusula instagram sayfasını takip edip bana destek olun lütfen.
⬇️Merhaba değerli okuyucularım oldukça uzun olduğunu düşündüğüm bir bölümle sizlerleyim. Bazılarınız bölüm kısalığından şikayet ediyordu bende bunu göz önünde bulundurarak bu bölümü yazdım. Sizden ricam düşüncelerinizi ve yorumlarınızı benimle daha çok paylaşmanız. Keyifli okumalar, saygılarımla.
〰️ 〰️ 〰️ 〰️ 〰️Güneşin kızıl ışıkları yetersizce düşerken yaşanmışlıklardan bitkin bedenlerimize. Ruhlarımızda yarası kapanmamış yerler vardı. Her elimizi attığımızda kan bulaşıyordu emarelerimizin emanetlerinden. Sınandığımız bu dünya düzeni bizi mahvetmekteydi esasen. Truva atı olarak ben bu hayatın dehlizin de çırpınmaktaydım.
İntikamımın minel taşları düşmanlarımın ellerinde, kartları açık hazır halde. Her öne sürülen taş ile işgale uğramaktaydım saniyesine. Geçenler halen daha damarlarımın içerisinde yürümekte ve kalbime nüfuz etmekte. Bu aşkın ıstırap hançeri sevdiğim adamın gözlerinde renkleri onun harelerinde ve doğrulttuğu yerlerde izdihamlar çıkıyor içimde. O benim kapanmayan yaralarımın kanı, yüreğime serpilen suların pınarı. Mahvolmuşluğumun en güzel mimarı. Kalbimde kopan ihtilaliyle yerle bir oluyordum gözleri önünde.
Burnuma dolan baharat kokusuydu değil mi aksi halde genzimi bu kadar yakamazdı. Sıcaklık tüm bedenimin etrafını ikinci bir deri edasıyla sarmış daha fazla bunalmamı artırmıştı. Elim yüzüme doğru gittiğinde alnımdan süzülen teri silecektim ki gözlerimin altından hemen burun kemerimle birleşmiş olan peçeyle durakladım. Sıcak nefeslerim siyah tüle çarpıyor daha sonra sekerek yüzüme vuruyordu. Göz pınarlarıma kadar terle ıslanmıştım. Üzerimde ki boydan kıyafet tüm uzuvlarımı gizlemiş beni nötr hale getirmişti. Etrafım kalabalıktı ve tüm kadınlar benim gibi peçe takıp örtünmüştü. Erkekler başlarında ki fesleri tutarak karşılarında ki esnaflara selam verip kumaşlar satın alıyordu.
Kadınlar kınalı elleriyle tütsülü ipeklerin arasında dolaşırken gözlerinin birbirinden güzel olduğunu görmüştüm. Göz bebeklerinin içerisine çektikleri sürmeler onları daha da çekici kılmıştı. Ortada dikilmeye boş verip ilerlemeye başladığımda nerede olduğumu düşünüyordum ancak bir Arap ülkesi olduğu kanısına varmıştım. Genç bir adam aldığı altınları karısına gösterirken ellerini gökyüzüne açıp durarak yaradana şükrediyordu. Görüntü karşısında gülümsediğimde fazla değil onların iki sıra yanında vizon rengi feracesi ve peçesinin altından parlayan yeşil gözleriyle zannımca genç bir kız gördüm.
Kınayla yapılan ince işçilikle süslenen parmaklar bin bir çeşit kokuda ki mumların üzerinde dans ediyordu. Tanıdık gelen hareketleri bana annemi anımsatırken yakından bakmak adına ilerleyip yanına gittim. Beni farketmediğini görebiliyordum birini bekler gibi bir hali vardı. Bakışları kalabalık sokağın ucuna kaydığında bende dikkatimi o yöne verdim. Haki renginde ki keten gömleğin altına krem renginde geniş bir pantolon giymiş deri sandaletleriyle Arap gençlerini andırmıştı. Kuzguni saçları alnına dökülürken tüm kumsalı suya boyayacak kobalt gözleriyle Harzem Şah geliyordu. Babam çölden kavurucu bir tutku ve aşkla annem olduğuna emin olduğum genç kıza bakarken yanında ki rehberi eliyle savuşturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA
Science-FictionAşkın imkansızlığı kalplere dokunup, kimseyi bu kadar acıtmayacaktı. İntikamın soğukluğu damarlarınıza sokulup, sizi hiç böyle üşütmeyecekti. Ve olağanüstü yetenekler zaaflara kurban olurken, okurlar yerinde duramayacaktı. Mantığıyla aşk arasında...