✴️PUSULA 3. KİTAP ALINTI✴️

10.2K 461 353
                                    

Herkese yeniden merhaba arkadaşlar, çokça uzun zaman sonra bu kitap da karakterlerimle ve onların duygularıyla yazmak beni inanılmaz şekilde mutlu etti.

Onları özlemişim.

Umarım sizde alıntı bölümünü beğenirsiniz, alıntı üçüncü kitapta geçen sahneden alındı arkadaşlar. Yorumlarınızı heyecanla bekliyorum, lütfen satır aralarında tepkilerinizi belli edin ki bende görebileyim.

Hem bu şekilde olursa, bende tekrardan alıntı paylaşmak için hevesli olurum.

Öpüyorum, seviliyorsunuz....

----------------------------------------

Zamansız bir duygudur, var oluş yada yok oluş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zamansız bir duygudur, var oluş yada yok oluş. Oluşların içinde kaybolan bir dizi senaryo arasında, en değerlisidir dünyaya geliş. İlk nefes, ilk ağlayış ve daha birçoğunu yaşadığınız o ilk yokuş.

Bakir duyguların ve benliğin dünya ile ilk tanışması. Bir kadını anne yapan, size ruh katan duygusal seremoni.

Bu düşünce ile alt dudağımda dolaştırdığım parmağım durakladı ve gülümsedim. Gözlerim, gülümsememden ötürü kırışınca karşılıklı oturan iki adamın bakışları da bana kaydı.
Kızıl Şafağın koruma altına aldığı, gözlem evlerinden birinde konaklıyorduk. En azından belli başlı konular ve duygular yaşanacağı zaman.

Antrenmandan sonra, Levent Alpay yani Kızıl Şafağın Türkiye temsilcisi ile ufak bir toplantı yapmıştık. Sıkıcı toplantı esnasında, yüzümde belirmiş olan 'sersem' gülüşe garip bakışlar atılmıştı.

Bilirsiniz, çok fazla gülümseyen bir yapım yok.

Lakin, bugün benim için diğerlerinden çok daha kıymetli. Okyanus, haki renk kargo pantolonu ve salaş krem kazağı ile gözlerimin bayram etmesine sebep oluyordu.

Tıraş olduğu için kazınmış saçlarından, faullerine doğru iki paralel ustura izi vardı. Kafamı yana yatırarak, iki çizginin onu neden bu kadar çekici gösterdiğini düşündüm.

Gözlerinde beliren yıldırımlar, gergin olduğu anlarda daha fazla ortaya çıkıyordu. Harzem Bey, geriye doğru yaslanmış, keskin bakışları altında sevdiğim adamı inceliyordu.

" Devlerin aşkı büyük olur," diyerek ortama bodoslama dalan Giray kendi şakasına güldü," Pastayı ne zaman keseceğiz sultanım?" dediği sırada Amina'ya dönmüştü.

Amina, işaret parmağını dudaklarına bastırıp, şefkatle gülümsedi. Giray, Ela'yı soğuk toprağa verdiğimizden günden bu yana neredeyse ilk defa keyifliydi.

" Tıpkı amcan gibisin," diyen Harzem Bey kobalt hareleriyle Dalkıran'a aşağılayıcı bir bakış attı," Amina, Kırca'dan nasıl kurtulamadıysa, Mislina'da senden kurtulamadı. Genetik herhalde, kene gibi yapışıp kalıyorsunuz."

PUSULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin