PUSULA

✴️60.BÖLÜM✴️

Herkese yeniden merhaba arkadaşlar, size uzun bir ara olarak gelmiş olsa da yeni bölümle karşınızdayım. Toplam da yirmi bin küsür kelimeden oluşan bölümüm bugüne kadar Pusula için yazdığım en uzun bölüm oldu.

Benim içime sinen ve söylediğim gibi sizin de içinde istediğiniz her şeyi bulabileceğiniz bir bölüm yazdım. Yazım süreci zorlu ve gerçekten çok yıpratıcıydı. Gecemi gündüzüme kattım diyebilirim.

Pusula üç serilik bir kitap olacak ve bu bölüm ikinci kitabın finali arkadaşlar. Üçüncü kitaba ise henüz başlamadım. Dediğim gibi bu bölümde çok emeğim olduğu için belirli ricalarım olacak.

Vermiş olduğum yorum ve oy sınırlamaları tamamlanmadan bölüm atmayı düşünmüyorum. Ve rica ediyorum saçma sapan nokta tek harf v.s yorumlar yapmaktan vazgeçin.

Zaten siz onları yorumdan veya destekten saysanız da ben kör değilim görüyorum ve saymıyorum. Bu yüzden lütfen söylediğim hususlara dikkat edelim.

4000+ yorum ve yeterli oy gelmeden bölüm atmayacağım.

Keyifli okumalar.

-------------------------------------

Gözlerinizi yaşama ilk araladığınızda, her şeyi dar bir pencereden görürsünüz. Olabilecekleri kısıtlar, gerekli olan acı kotasını doldurduğunuzu düşünürsünüz. Sizin için önünüze sürülen son olan ve en kötü olandır.

Lakin zaman, bir daha hiç yanılgıya düşmemeniz için size öğretir. Sizi iter, sizi küçümser ve parçalara böler. Bölünen her parça, her güneş doğduğunda yeni bir sınavla münakaşa eder. Kısacası hayat biçer, oyunu oynamak size düşer.

O yüzden gözünüzü neyin içine açtığınıza, dikkat edin.

Şekersiz kahvem, ağzımda istemediğim bir buruşukluk yaratsa da ses etmedim. Levent Bey'in ilgi dolu bakışları altında, gerilmedim desem yalan söylemiş olurdum.

Shalom, sessizliğini korumakta kararlı gözükse de ondan yayılan metafizik enerjiyi tüm duyularım emiyordu. Tıpkı dingin bir sessizliği dinleyen aslana benziyordu, sessizlik daima avın adım seslerini getirirdi.

" Bizimle çalışmayı kabul ettiğin için çok mutluyuz Mislina," diyerek konuşmaya giren Levent Bey, kendinden emindi," Senin desteğinle, bu kaos ortamını dağıtabiliriz."

" Ben sadece... onlardan biriyim," derken sıkılı dişlerimin arasından konuşmuştum," Kendimi parçaladığım o kadar süreçte, onlardan biri olmak dışında hiçbir şey olamadım."

Levent Bey, söylediğim harika bir durummuş gibi gülümseyerek karşılık verdi. Kafayı sıyırdığımı ya da düşman belledikleri kişiyle evli olduğumu bilip bilmediklerini merak ettim.

"Sen aranan kişisin Mislina, şafak seninle birlikte sökecek," dediğinde kaşlarımı kaldırarak, alaylı bir gülüş sundum," Stratejik konumun ve elinde bulundurduğun yeteneklerinle bize yardımın dokunacaktır."

Yardım konusunda, sonuna kadar gideceğim için söylediklerini başımla onayladım.

Çaprazımda oturan, Harzem Bey varlığını önemsemediğim ya da ona herhangi bir laf çarpmadığım için dumura uğramıştı. Saçlarımın arasında kayan parmaklarım, kısalığından ötürü duraksadı.

" Peki Kızıl Şafak Teşkilatı, nasıl bir güzergah belirlemek niyetinde?" diye sorduğumda, hafifçe geriye yaslanmıştım.

Levent Bey, ciddiyetle ışıldayan ela gözlerime odaklandı. Bu bir sürü lideri bakışıydı, sürüye çobanlık edecek kurdu seçmeye çalışıyordu. Shalom, koyu harelerini yanındaki adama değdirdikten sonra bana değdirdi.