Pusula instagram sayfasını takip edip bana destek olun lütfen.
⬇️
Ben çocukluk karabasanlarının esiri babasının düşmanlarını içinde yakıp kül edecek güçte ki truva atıydım. Bir çift okyanusla su çekmişti Göknar ağacından yapılma gövdem çürüyüp dizlerinin üzerine çökmek üzereydim düşmanlarımın bayrakları altında. Ayinesi tüketmek olan bir adamın suyunda nefes almaya çalışırken tıpkı bir at edasıyla debelenmekteydim bataklığın koynunda.
Onun kokusunda. Yelelerimde esen rüzgarlarda ölümün çanları çalıyor çifte attığım düşmanlarımın içinde çelme yemek bu bedene zarar veriyordu. Bedenimde taşıdığım imzalarım beni ben yapıp düşmanın gözünde yenilebilir kılıyordu.
Sonrası ise çocukluğum da ki misketlerden parlak gözlere sahip bir adam, dizlerimin önünde celladın gölgesin de benim kefaretimi ödüyordu.
Defansta ki bir futbolcu edasıyla savunurken kendimi bir yumruk daha savurdum kum torbasına. Nefeslerimin arasına sıkıştırılmış olan Giray'ın görüntüsü ile dişlerimi sıkarak homurdandım. Sızlayan parmak boğumlarımla birkaç vuruş daha yaptıktan sonra parmak uçlarım da hafifçe zıplayıp geriye doğru gittim.
Minderin üzerinde sekmeye devam ederken kısık gözlerimle siyah kum torbasının hareketlerini takip ediyordum. Sağ yumruğum önde sol yumruğum tam çenemin hizasındayken koşar adımlarla torbaya yan tekme attım.
Durmasına olanak vermeden diğer ayağımla atik şekilde bir tekme daha savurduğumda terim alt dudağımdan boynuma sızmıştı.
"Arkadaşın biraz narin çıktı." cümlesi kulaklarımda çınlayıp beynimde absorbe haline geldiği vakit hırsla geri çekildim.
Zıplayıp boşa bir tekme attıktan hemen sonra bir çift kahve gözde ki çaresizliği duyumsadım. Beynim görüntüleri dinamik şekilde göz kapaklarıma düşürürken yutkunduktan sonra sıçrayarak hızlı biçimde kum torbasına düz tekme attım.
Bunu yaparken oldukça yükselmiştim ki kum torbasının birkaç dikişi açılmıştı. Yenemiyordum içimde ki öfkeyi bastırıp rahat olamıyordum. Giray'ın revirde ki görüntüsü beynimden silinmiyordu.
"Gerçekten harika." diyerek beni alkışlayan mavi saçlı kızla dikkatim dağıldı.
Sabahın erken saatlerinden beri burada çalışıyordum. Kolumun tersiyle terimi silerken mindere oturup içi su dolu cam şişemi elime alıp büyük bir yudum aldım. Yorgunluk bedenimde sinsice dolaşmaya devam ediyorken mavi saçlı kız çekinmeden yanıma oturdu.
Kalp ritmim düzen kazanmaya başladığında alnımı kendime çektiğim dizlerime yasladım. Bedel istiyordum yaptıklarının karşılığını misliyle ödetmeyi bekliyordum.
"Tanışmadık ben Mine."diyerek bana elini uzattığında ağzında ki pembe sakıza baktım. Normali beni bulmaz delisi...her neyse.
"Mislina."dedim kısaca elini sıktığımda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA
Ciencia FicciónAşkın imkansızlığı kalplere dokunup, kimseyi bu kadar acıtmayacaktı. İntikamın soğukluğu damarlarınıza sokulup, sizi hiç böyle üşütmeyecekti. Ve olağanüstü yetenekler zaaflara kurban olurken, okurlar yerinde duramayacaktı. Mantığıyla aşk arasında...