Pusula instagram sayfasını takip edip bana destek olun lütfen.
⬇️-2040-
Taşıdığın kana ait olmakla yükümlü olduğun dünya da yaşayacakların senin elinin çok ötesinde. Aldığın her nefeste tattığın her duygu önüne duvarlar diker. Belki korktuğun kişiliğin belki de kaçmayı düşündüğün korkulu rüyaların çelmeyi takar. Duvara sapladığın tırnaklarının arasında bir başka sen bir başka yaşanmışlık bulursun.
Gücünün yetmeyeceği o anlarda geçmiş gözlerine bir perde gibi iner. Rüyalarımın ana karakteri olan annem ve onun ölüm anı halen daha beynimin loblarında basınç halinde. Gözlerimi her kapayıp açtığımda o saliselik süreye sığınan yaşanmışlıklar var. Birde ne zaman bir yerim kanasa annemin yokluğunu hissettiren acı.
Acının ete kemiğe büründüğü nadir anlar olur. Babam için ben etten kemikten yapılma geçmişin gölgesiydim. Bana baktığında kaybedişlerini beni seyrettiğinde reddettiği yaşanmışlıkları bana sarıldığında bir daha hiç dokunamayacağı bedeni hissediyor. Özlem öyle nüfuz ediyor ki her şeye damarınız da akan kanın içerisine işliyor.
Söylediğim gibi taşıdığınız kana aitsiniz bunu ait olduğunuz kişi bile değiştiremez babamda bunu değiştiremiyor işte sorun tam olarak bu. İşin kötüsü de çok sevdiği karısının katiliyle iş birliği içerisinde olarak intikamını almak istemesi. Yoksa bir baba kız ilişkisinin yanından bile geçemiyor aramızda ki.
Sağ koluma saplanan sert bir şeyin ince acısıyla uykunun topraklarından sürgün edildim. Suratımı buruşturduğumu bilerek yavaşça gözlerimi aralamaya çalıştım. Ancak gözümü siper alan ışık ile açmakta zorlandım. Uyuşan bacaklarımı kendime doğru hafifçe çekerek kaykıldığım uçak koltuğundan toplandım.
Sırtımı daha iyi yasladıktan sonra oturduğum cam kenarından dışarıya bir göz attım. Bir şey seçemeyen bakışlarım beni ikinci defa dürten kişiye yöneldi. Bayan Caroline uzun ve kırmızı ojeli tırnaklarıyla kolumu dürtüyordu. Ters bir bakış attığım da ona yavaşça parmaklarını çekti. Bu kadınla çocukluğumu yeterince zehir etmiştim. Artık ne çocuktum ne de ergendim yirmi üçüne ayak basacak genç yetişkindim ona burada ihtiyacım yoktu.
Kahvaltı da ne yiyeceğime karışıp elbiselerimi eskisi gibi seçebileceğini zannediyorsa yanılıyordu. Zaten bunları reşit olduktan sonra sınırlamaya başlamıştım.
"Kolumu tırnaklarınızla eşelemenize gerek yok. Uyandım gördüğünüz gibi tabi halen daha görebiliyorsanız." dediğimde kaşlarımı kaldırarak onu süzdüm.
İngilizce olarak bir şeyler mırıldandıktan sonra önüne dönerek elinde ki dergiyi muntazam açıyla koltuğun önünde ki sehpaya bıraktı. Babama geçen yıllar yaramış servetine servet katıp parayı benim yaşıma katlamıştı. Gayrimenkul üzerine kurulu olan şirketi ve bize yeniden döşediği hayatla yeniden bir düzen kurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA
Science-FictionAşkın imkansızlığı kalplere dokunup, kimseyi bu kadar acıtmayacaktı. İntikamın soğukluğu damarlarınıza sokulup, sizi hiç böyle üşütmeyecekti. Ve olağanüstü yetenekler zaaflara kurban olurken, okurlar yerinde duramayacaktı. Mantığıyla aşk arasında...