✴️53.BÖLÜM✴️

6.9K 616 277
                                    

Herkese yeniden merhaba arkadaşlar. Yepyeni bir bölümle karşınızdayım. Fazla uzun olmasa da tadında bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Hem bölümlerinizi yazdığım için sıklıkla gelecek merak etmeyin.

Sizden en azından +500 yorum yapmanızı isteyeceğim.

Lütfen oy ve yorumları unutmayalım seviyorsunuz...

---------------------------

"Dünya, duygusal insanların cehennemidir."

Güçlü kalemden çıkan harika bir masalın toksik karakteriyseniz, şöhretiniz büyük ölümünüz sancılı olur. Sayfalar sizin için kurttur, gün gelince sizden kurtulur.

Yazarın zihninden dökülen mürekkeple, birlikte tarih bizi tekerrüre itmişti. Simalar aynı, duygular tam zıttı idi. Bakışlarımız da bambaşka ruhlar uçuşuyor, gerçekler sırra kadem basıyordu.

Tüm iskelet sistemimi saran, deri kayışlar sayısız silahı üzerime sabitliyordu. Keçe lacivert ceketime, rugan botinlerim eşlik ediyordu. At kuyruğu yaptığım saçlarım, kulağımdaki haber çipini ortaya çıkarmıştı.

"Bin başım," diyen sesle yürüdüğüm üniversite koridorunda hafifçe yavaşladım," Mülakat salonu pozitif."

Pozitif, demek temiz olduğunu belirtmek için kullandığımız bir şeydi. Seçildiğim mülakattan bu yana bir sene geçmiş yeni sene denekleri için yeni organizasyon düzenlenmişti.

Aynı üniversite de ve aynı salon da.

Kırca'nın ana koruması olmaya ne kadar bayılsam da başka şeyleri öğrenmek için de buraya gelmiştim. Sakladıkları durum her neyse büyük önem teşkil ediyordu ve öğrenmeden peşini bırakmayacaktım.

"Güzel merkez," diyerek Dukha'ya cevap verdiğim esna da Kırca ile göz göze geldik," Kontrol bölgesini temiz tutun, birazdan orada olacağız."

"Emredersiniz, bin başı."

Kendinden emin adımlarım, geçmişteki endişeli hallerime karıştı. Cam bölmeli haznelerde oturan öğrencilerin yüzlerinden okunan heyecanları, benim tepkisizliğimle boy ölçüşüyordu.

Her şeyin başladığı o günde, o yerdeydim.

"Ben, kadın olmanın çok ötesindeyim." diyerek ellerini ceplerine yerleştirdi Kırca," Bu cümleyi hiç sekteye uğramadan kuracak kadar cesaretliydin."

Cam bölmeler dışarıyı flu hale getirdiği için Psikoteknisyenlerin yapmış olduğu soru – cevap mülakatında bizi görmüyorlardı.

Hepsinin yüzünde aynı ifade vardı, ben aynı durumda olduğum esna da gereksiz bir iradeye bürünmüştüm. Kılıçlarını kuşanmış, elindeki su şişesiyle titrediğini saklamaya çalışan samuraydım.

"Kurduğum cümlenin hakkını verdiğimden eminim," der demez keskin bakışlarım Kırca'ya kaydı," Aksi halde şuan, beyninizden bir kurşun geçmeyeceğini garanti edemezdim."

Kırca gülerken, kafasını olumsuz anlamda salladı. Mülakatın son saniyesi de akıp gittiğinde, başarılı olan öğrenciler tek tek çağrılmaya başlandı.

Onu gördüğüm ilk ana savruldum. Adımın söylendiğini dahi işitmeden olduğum yerde felç geçirmiştim. Okyanusa karşı olan çaresizlik büyük tutkunuza boyun eğişti.

-Kırıklarla dolu geçmişimin sahibi düşmanımın yanında, geleceğimin katili olmak adına dikiliyordu.-

Kırca, konuşmasını yapmak için çoktan içeriye girmişti. Dolan harelerim, boş biçimde başarısız olduğundan ötürü üzgün olan öğrencilerin üzerinde dolaştı. Kafamı cam tavana kaldırdığımda, masmavi gökle birlikte iç geçirdim.

PUSULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin