~ 5 Ay Sonra ~
"Kuzum emin misin köy düğünü istediğine, bak çok yorulursun. Çok zahmetli olur." Kafamı bir kez daha olumlu anlamda salladım.
"Eminim baba... köyde babaannemle bir ay kalmıştım ya, işte o zaman bir düğüne gitmiştik ve çok eğlenceliydi. Çok güzeldi. Hem köydeki kadınlar da gelir, baya kalabalık olur. Özendim." Tam dört gün boyunca düğün yapmışlardı ve gerçekten çok eğlenceli olmuştu.
"Tamam da peki Merih'le konuştunuz mu? Gülay annenlerle? Onlar ne düşünecek?"
"Merih itiraz etmiyor ki, ailesiyle de konuştu bu mevzuyu onlar da 'çocukların gönlü nasıl isterse' demişler çekilmişler kenara."
"Peki o zaman. Hazırlıklarınızı tamamlayın, yarın çıkarız yola. Bir hafta önceden köyde olalım." Neşeyle ellerimi birbirine çırptım. YeeeyY! Haftaya düğünüm var a dostlar! Düğünümüz olacak çok yakında duysun dostlar duysun dünya...
Göbek ata ata babamın yanından kalktım ve odama geçtim. Telefonumu şarjdan alıp rehbere girdim ve 'bey' yazısını aradım. Evet Merih'i 'bey' diye kaydettim. Daha evlenmemiştik ama 1 haftadan bir şey olmazdı.
Beyimi arayıp olan biteni anlattım. Onlar da köy düğünü fikrine sıcak bakmışlardı.
Babama Merih ile konuşup hallettiğimi söyledim. Daha sonra da annemle yarın yola çıkacağımız için hazırlığımızı yapmaya başladık.
~ Ertesi gün ~
Normal kıyafetler, abiyeler, tuvaletler, elbiseler, ayakkabılar, canım kayınvalidem ve kayınpederimin taktığı takılar, makyaj malzemeleri, ıvır zıvırlar... her şey tamamdı.
"Hadi artık, bitmedi mi işiniz?" Babam elindeki çantalarla birlikte kapıdan seslendiğinde odamdan gelinliğimi, ayakkabılarımı, çiçeğimi ve diğer gelinlik zımbırtılarını zaptetmekle meşguldüm.
"Geldik geldik." Kucağımdaki eşyalarla kapıya doğru ilerledim. Evden eşyalarla birlikte en son annem çıkıp kapıyı kapattı.
"Hadi bakalım, inşallah bir şey unutmamışızdır."
"Her şeyi aldıysanız sorun yok." Tüm önemli şeyleri almıştık sanırım. Bu kadar çok eşya ve çanta olduğuna göre...
Asansörle aşağıya inip arabaya eşyaları koyduk. Bagaj tıka basa dolmuştu ve arka koltuğa da eşyaları koymuştuk.
Yola çıkarken Merih'e yola çıktığımıza dair mesaj attım. Onlar birkaç gün sonra geleceklerdi.
Saatler süren yolculuk sonunda köye gelmiştik. Babaannem düğünü köyde yapacağımız için ayrı mutlu ve gururluydu.
Eve gelince arabadan inip eşyaları da indirdik. Babaannemle kaldığımız odaya eşyaları koyduk. Gelinliğimi kırışmaması için kapının arkasındaki askıya astım.
Öğle yemeğimizi yedikten sonra geldiğimizi duyan birkaç komşu ziyarete gelmişti. Onlar için avluya halı ve kilimler serip semaverde çay demledik.
"Güvey yok mu güvey?" Arka taraftaki evde oturan Gülümser teyze oyalı yazmasının uçlarını geriye attı ve elindeki tığ oyasını işlemeye devam etti.
"Yok Gülümser teyze, onlar iki gün sonra gelecekler." Diye yanıtladım gülümseyerek.
"Kızım demlicene bi çay döküver." Yan taraftaki evde oturan Hatice abla bardağını uzattı. Bardağı doldurduktan sonra ona geri uzattım.
"Güvey ne iş yapıyo? Kaynananlar felan nasıl insanla?"
"Düğünden sonra Merih uçuş eğitimleri alacak. Eğitimleri tamamlanınca pilot olacak inşallah. Kayınvalidemler de iyi insanlar, kayınpederim babamın askerlik arkadaşı zaten." Diye kısa bir açıklama yaptım Hatice ablaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ç.I.Ç.E.K | Yarı Texting
Teen FictionGöz devirip günlüğümü elime aldım ve tekrar çalan şarkıyı açtım, yazmaya başladım. "Selam Yapraaaam; Okulda sarı kafalı bir herif var. Adı lazım değil baş harfi babam:)" . "Neden çiçek?" Aslında yerinde bir soruydu. Cevap vermeliydim. Kelimeleri zih...