Eve geldiğimde son zamanlarda sürekli yaptığım şeyi yaptım. Kendimi yatağa bıraktım ve kulaklığımı taktım. Sagopa Kajmer-Sürahi çalarken son 1 haftayı düşündüm.
2 sene önce Oğuzhan Koç için fan page açmıştım ve artık kullanmıyordum. Yaklaşık 700 takipçisi vardı. Oradan da Merih'e 3 defa takip isteği göndermiş ve hepsinde reddedilmiştim. Galatasaray ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmek için açtığım holigan sayfasından da 3 defa atmış sonra yine hepsinde reddedilmiştim ve sonunda engellenmiştim. Daha sonra başka bir fake hesap açtım. Basket tutkusunu bildiğimden profile Cedi Osman'ı koydum. Biyografi ekledim, erkek fake hesap olarak açtığım bu hesaptan 3 defa istek atmış ve reddedilmiştim. Bunun üzerine hesabı kız hesabına çevirdim ve 3 defa da öyle istek attım. Sonuç olarak yine reddedilmiştim. Hesabın takipçilerini, takip ettiklerini, biyografisini, ismini kısacası her şeyi değiştirip 4 defa daha istek atıp yine, yine ve yine reddedilmiş hatta yine ve yine engellenmiştim. Bu çocuğun derdi de neydi böyle!!
Abimin odaya paldır küldür dalmasıyla yataktan sıçramam bir oldu. Görgüsüz!
"Sofra için davetiye ister misin?" Gözlerimi devirmekle yetindim.
"Benim garip anam sofrayı kendi başına hazırlasın, misafir hanım yatsın. Oh ne âlâ." Gözlerimi kısıp karşımda duran tavşan dişli, iri kahve gözlü şahısa baktım.
"Ne kadar boş beleşsin yaa." Sesli bir şekilde nefes verip önünden geçerken saçımın çekilmesiyle çığlık attım.
"Ali! Uğraşma kardeşinle." Canısım babacım. Yemek masasına oturdum. Annem çorba koyarken babam ise ekmek dilimliyordu.
"Ee bu gün naptınız okulda?" Bakışlarımı babama çevirdim.
"Hiiiç. Normal geçti işte."
"Sınavlarınız ne zaman başlıyor?" Ah! Sınavlar! Tamamen unutmuştum. 1. Sınavları olmuştuk ve 2.sınavlar hazırlanmak üzereydi. Bunları düşünürken bacağıma çatal darbesi yedim.
"Ahhh!"
"Cevap versene lan babama." Öküz!
"Bir kaç haftaya başlar." Abim sinsice güldü. Ondan korkuyordum. Benden hayli büyüktü. Aramızda 6 yaş ve sert bir mizacı vardı. Ve baya güçlüydü.
Yemek faslımız bittikten sonra odama gittim. Telefonumu elime alarak yatağıma uzandım. Açmakta hiçbir nedenini bilmediğim hesabın işe yarayacağını zannetmiyordum. Demek yine Merih'e istek atmak için açmışım. Attım.. yine istek attım. Bu sefer öyle bir ismi ve kişisi yoktu. 2 kere atıp ikisinde de reddedildikten sonra saate baktım. Daha erkendi. Biraz müzik dinleyip günlüğüme bir şeyler karalayabilirdim. Müzik listemde Cezaşkımı bulup Med cezir'i açtım. Ve yazmaya başladım.
"As günlük ;) bu ara çok kilo aldım bilün mü? Aslında bu ara yemeği biraz kıstım, mesela öğle yemekten sonra abur cubur değil de kakaolu süt içiyom. Ama yediğim engeller baya bir kilo yaptı bana:("
□◇□◇□
Yine sabahın körü, soğuğun en etkili olduğu vakitte uyandım. Evde okulunu bitirmiş olan abim dışında hepimiz uyanıktık. Üstümü hazırlanıp mutfağa girdim.
"Good morning Elın" dedi annem gülerken.
"Sana da çilekeş anam." Deyip yanağına sulu bir öpücük verdim.
"Yav şu kızın ismini düzgün söylesen işinden men mi olursun anlamadım ki. Bilseydim böyle olacağını anamın adını olduğu gibi koyardım." Annem gözlerini öyle bir devirdi ki öyle bir devirdi.
"Günaydın gariban babam." Deyip aynısını ona yaptım. Ve yerime oturdum.
"Ok. Annene saygı duyarım ama, kızıma da Aliye koyamazdım." Annemin bu cümlesi minik bir mutlu sonlu tartışmanın başlangıcıyken konuyu dağıtmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ç.I.Ç.E.K | Yarı Texting
JugendliteraturGöz devirip günlüğümü elime aldım ve tekrar çalan şarkıyı açtım, yazmaya başladım. "Selam Yapraaaam; Okulda sarı kafalı bir herif var. Adı lazım değil baş harfi babam:)" . "Neden çiçek?" Aslında yerinde bir soruydu. Cevap vermeliydim. Kelimeleri zih...