"Kızım açsana kapıyı. Çok ayıp." Dedi annem.
"Eee şey, sıkışmış o yüzden açamadım." Deyip kapıyı zorluyor gibi yaptım. Sonra babam gelip kapıyı açtığında yüzündeki heyecan tahmin edilemezdi.
"Ooooooo! Tertibim benim!" NE!
"Aslan tertibim be! Aslan Merih'im!" NE!
Şu an Merih'in babasıyla babam ölümüne sarılıyor, birbirlerinin sırtını et tokatlayan Nusret gibi tokatlıyorlardı.
"Böyle kapıda selamlaşılmaz canım, buyurun içeri geçin. Hoşgeldiniz." Annem Merih ve ailesini eliyle içeriye yönlendirirken kulağıma eğilip ayakkabıları düzeltmemi istedi. Ayakkabıları düzeltirken Merih'in basket ayakkabıları şokumun geçmesine hiç yardımcı olmadı. Hem de hiç!
Salona geçtiğimde Merih öylece bana bakıyordu. Sanırım o da en az benim kadar şaşkındı. Silkelenip kendime gelmeyi umdum. Anneme baktığımda gözlerimle mutfağı işaret edip hızlıca mutfağa gittim. Arkamdan o da gelince söylenmeye başladı.
"Kızım ne kadar ayıp! Misafirlere bön bön bakıyorsun."
"An-"
"Çok ayıp çok. Şimdi girip güler yüzle 'hoş geldiniz' deyip ellerini öpeceksin, anlaştık mı?" Şaka mı yapıyordu? Tamam Merih'i yakından hiç görmemişti, sadece fotoğraflardan biliyordu ve birkaç kez sitenin önünde uzaktan görmüştü ama gerçekten Merih'i tanımamış olamazdı değil mi?
"Anne o Merih. Diğerleri de ailesi." Gözlerini belertip bana baktığında tanımamış odluğuna kanaat getirdim.
"Kızım saçmalama ne Merih'i?" Dedi sakince.
"Anneciğim. Niye saçmalayayım sanki hiç görmedin Merih'i! Merih işte o!"
"Ah! Tesadüfe bakar mısın!" Dedi eliyle ağzını kapatarak.
"Gel bakalım, yalnız bırakmayalım ayıp olacak şimdi. İçeriye geçelim bir konuşalım tanışalım, anlarız ne olduğunu." Deyip bileğimden tutup beni içeriye sürükledi. Yüzüm kıpkırmızı bir hâlde salona geçip Merih ve ailesine göz gezdirdim. Annesi fotoğrafta olduğundan daha genç duruyordu, babası da aynı şekilde. Kardeşini de zaten görmüştüm. Merih ise hâlâ şaşkın bakışlarla ortalığı süzüyordu. Babam ve babası ise dev kahkahalarla konuşuyorlardı.
"Kusura bakmayın mutfakta halletmemiz gereken bir şey vardı. Hoş geldiniz tekrardan." Annem önce Merih'in annesiyle sonra babasıyla tokalaştı. Merih'e geldiğinde dudağımı dişleyerek onları izlemeye başladım. Merih ayağa kalkıp annemin elini öpünce daha çok kızardım. Annem selamlaştıktan sonra yanıma gelip beni dürtüklediğinde ben de titreyen vücudumla harekete geçtim. Önce Merih'in annesinden başladım. Her ne kadar yaşı çok büyük olmasa da saygımdan dolayı elini öptüm.
"H-hoş geldiniz." Dedim sesimin titrememesine dikkat ederek.
"Hoş buldum canım." Deyip tam ondan ayrılacağım sırada tekrar sarıldı. Canım kayınanam... sonra Merih'in babasının elini öptüm.
"Hoş geldiniz." Dedim gülümsemeye çalışarak.
"Hoş bulduk kızım." Diye karşılık verdi. Merih ile selamlaşmadan hemen Melih'in yanına gidip onunla selamlaştım. Daha sonra Merih'in yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ç.I.Ç.E.K | Yarı Texting
Novela JuvenilGöz devirip günlüğümü elime aldım ve tekrar çalan şarkıyı açtım, yazmaya başladım. "Selam Yapraaaam; Okulda sarı kafalı bir herif var. Adı lazım değil baş harfi babam:)" . "Neden çiçek?" Aslında yerinde bir soruydu. Cevap vermeliydim. Kelimeleri zih...