《67》F.İ.N.A.L (3)

74 4 0
                                    

Merih'le oynamamız bitince bizim tarafla bize verilen istediğimiz yiyecekleri aldık ve tekrar kapıları alacaklı gibi yumrukladıktan sonra eve dönmek için türkülerle yola çıktık.

Erkek tarafındaki kadınlar Barkın'a hayli güldükleri için sinirleri gayet bozuktu. Herkes komik durumdaydı, tek gülünç olan o değildi ki... ama yediremiyor işte. Oyun ve eğlence de olsa ona tersti böyle şeyler. Bilirsiniz, ağır abi tripleri...

Eve yaklaşırken ilerideki sokak lambasının altında Sevgi ablanın eşi Yusuf abi ve abim göründü. Barkın'a baktığımda dudağındaki ruju çıkarmaya çalılıyordu ama daha çok yüzüne gözüne bulaştırmıştı.

"Aşkım..." dedi Cemre Barkın'a hitaben. Barkın ürkek gözlerle Cemre'ye baktığında Cemre kaşlarını kaldırdı ve sırıttı. "...sıçtın!"

Abimlere çoktan yaklaşmıştık. Abim garip garip bize bakıyordu. Bu adeti biliyordu ama bizi ilk defa böyle görüyordu.

"Bu ne hâl lan!" Dei bize sırıtarak bakarken. Barkın için iyi işaret... en azından sırıtıyor. "Lan tiplere bak!" diye haykırdıktan sonra telefonunu çıkardı ve çeşitli fotoğraflar çekti. Barkın ise arkalarda saklanmakla meşguldü. Ama saklanmakta geç mi kalmıştı ne?

"Barkın! Lan! Oğlum bu kılık ne lan!" Abim kalabalığı yararak Barkın'ın yanına varınca Barkın başını önüne eğmiş öylece düşünüyordu. Yusuf abiyse gülmekten yarılacaktı.

"Abi... utanıyorum konuşma."

"Oğlum giyinirken utanmadın da ben konuşunca mı utanıyorsun? Fırıldak Barkın! Ulan ben de seni delikanlı sanardım be!"

"Abi vallahi zorla giydirdiler! Hatta ruju bile yenge zorla sürdü vallahi..." abim hışımla yengeme dönünce yengem tatlı tatlı sırıtıyordu. Gel de kız şimdi buna... bir de hamile! O kadar tatlı ki!

"Gülüm doğru mu söylüyor bu fırıldak..." yengem omuz silkti.

"Yenge bir şey desene! Elini kokunu tuttuk zorla giydirdik desene!" Barkın gözlerindeki yalvarışla yengeme baktı. Ama kıyamayıp ben müdahele ettim.

"Abi doğru söylüyor. Barkın'ı biliyorsun keyif için böyle giyinmez. Ben şahidim zorla giydirdiler." Gözümün önüne o sahneler gelince kendimi gülmekten alamadım. Abim tekrar Barkın'a döndü. Elini vuracakmış gibi kaldırdığında Barkın kendini sakındı.

"Ulan Barkın! Soytarı gibisin amına koyayım!" Gülmemek için dudaklarını bastırdı bu sefer. Yusuf abi yanlarına geldi.

"Ali uğraşma oğlum." Dedi gülerek.

"Abi nasıl uğraşmayayım şu tipe bak!" Abim işaret parmağıyla Barkın'ın şakağından ittirdiğinde Barkın yumruklarını sıkmakla meşguldü.

"Yapma Ali. Saçını makyajını bozacaksın çocuğun!" Yusuf abi söylediği şeyden sonra kahkahalarla gülmeye başladı yine. Asıl kötü olan şu... Barkın eve gidince taş üstünde taş koymayacaktı kesin. Hatta gelinliği bile yakabilir. Annemin cağnım şeker pembe gelinliğini...

Abim bir süre daha söylendikten sonra Yusuf abi ve abimi sokak ortasında bırakarak eve gittik sonunda.

Barkın paldır küldür eve girdiğinde ben de peşinden gittim. O gelinliği tek başına çıkartamayacaktı. Küfürler savura savura gelinlikle cebelleşiyordu.

"Dur yardım edeyim." Dedim yanına vararak. "İçinde bir şeyler var değil mi?"

"Jartiyer gibi mi demek istiyorsun deyzegızı. Geç sen de geç dalganı..."

"Barkın saçmalama! Senin müstehcen yerlerini görmeye meraklı değilim. Geldim burada sana yardım etmeye çalışıyorum bir de... ne halt yersen ye. Kal öyle gelinlikle." Kapıya yönelip çıkacakken gelinliğin eteklerini kaldırarak yanıma geldi.

Ç.I.Ç.E.K | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin