《19》

90 11 12
                                    

Bayram tatili bence bir ay falan olmalı. 10 gün kime yetsin! Tatilde uyumaya doyamayan bana mı? Yoksa tatilde bile uyandırıldığı için sinir küpüne dönen bana mı!

10 güncük bayram tatili sular seller gibi akıp gitmişti. Ve pek de bir şey olduğu söyelenemezdi. Merih bebeğim için yine hesap açıp mesaj attıktan sonra yine engellenmem dışında!
Artık hobim haline geldi. Günde en az bir doz engel almazsam elim ayağım titriyor o derece!

Yatağımda yuvarlanıp tekrar istek atmayı denedim. Bu açtığım 1837688192736462719273. hesap ve gönderdiğim 9173477328173728. istekti. Hele yediğim engeller... Everest ile yarışırdı.

Annemin odaya pat diye dalmasıyla ufak çaplı bir kalp krizi geçirdim. Sonra doğrulup oturdum. O da pencerenin önündeki iki kişilik koltuğa oturdu.

"Ödüm bokuma karıştı anacım ya." Diye gülerek tepki verdim ama annemde mimik hareket etmiyordu.

"Bırak şakayı. Şimdi sana çok kısa ve net bir şey soracağım. Ve sen de bana aynı şekilde cevap vereceksin." Euzübillahimineşşeytanirraciym. Hızla kafanı salladım.

"Elif'in abisiyle ilgili bir durum var mı?" Yok ebenin amı! İnanamadım duyduklarıma, şaka mıydı? Ama yüzü çok ciddiydi.

"Anne saçmalama ne alaka?" Dedim kendimden emin bir şekilde.

"Telefonunda gördüm, Elif'i 'Elif görümcem' diye kaydetmişsin. Sürekli telefona bakıyorsun. O gün de Elif hemen telefonu bir hışımla aldı, sonra fısır fısır konuştunuz sürekli." Gözlerimi dibine kadar
açmış bir şekilde annemi dinliyordum. Duyduklarıma inanmakta güçlük çekiyordum şu an.

"Bak kızım, son kez soruyorum. Aranızda bir şey var mı yok mu?" Şaşkınlığımı zar zor üzerimden attım.

"Anne gerçekten öyle bir şey yok, yemin ederim." Dedim sakinliğimi korumaya çalışarak.

"Baban da tedirgin oldu bak. Ben yumuşak davranırım, sen babandan kork asıl. Salonda oturuyor, yürü içeriye ayrı oturma." Sonra, son kez gözlerime dik dik bakıp odamı terk etti. Nasıl hemen böyle kurabildi inanamıyorum! Duyduklarıma inanamıyorum! Lanet olsun onu tanımıyordum bile!

Babamın içeriden seslenmesi üzerine salona geçtim. Yüzü gerçekten sertti. Telefonumu sehpanın üzerine bırakıp usulca babamın karşısındaki tek kişilik koltuğa oturdum.

"Kızım ne yapıyorsun sen sürekli odanda? Sabah akşam odandasın. Niye yanımıza gelmiyorsun?" Dedi sert bir şekilde. Babamı bana karşı ilk defa bu kadar ters görüyordum. Bakışlarımı ondan ayırıp ellerime indirdim.

"Sürekli telefona bakıyorsun. Ne bok var o zımbırtıda bilmem!" Yüzümün yandığını hissediyordum. Başka şeyler düşünmeye çalıştım. Ama babamın bakışlarını sürekli üzerimde hissediyordum. Bileğimdeki saate baktım. On bire geliyordu. Sehpanın üzerine bıraktığım telefonumu alıp ayaklandım.

"Nereye gidiyorsun?" Dedi babam ters bir şekilde.

"Geç oluyor, uyuyacağım." Sesimi ben bile zor duymuştum.

"Telefonu bırak şuraya." Gözleriyle sehpayı işaret ediyordu.

"Ama alarmım var." Dedim mırıltı halinde.

"İyi tamam, git hadi git." Bu sefer konuşan annemdi. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde adımlarımı hızlandırdım ve odama gittim. Telefonumu şarja takıp kendimi yatağa attım hızlıca uyumak için asla gerçekleşmeyecek olan hayaller kurmaya başladım. Mesela Merih ile birlikte olmamız gibi...

¤¤¤

Çıktığımı haber verip hızlıca kendimi dışarıya attım. Kulaklığımı takıp rastgele şarkı açtığımda Sagopa Kajmer - İnsafa Gel açılmıştı. Şarkıyı mırıldanarak okula vardım.
Sınıfa girdiğimde birkaç kişinin çantası vardı sadece. Cemre yoktu. Arayıp gelip gelmeyeceğini sorduğumda alan seçimi için uğrayacağını söylemişti. Ah evet! Alan seçimleri olacaktı! Ve ben aşırı ileri düzey matematiğim(!) olduğu için FM seçmeyi düşünüyordum. Hayır hayır kesinlikle Merih'in sınıfta kalma ihtimalini göze alarak seçim yapmıyorum, vallahi, cidden.

Ç.I.Ç.E.K | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin