《18》

95 10 6
                                    

Merih'in gönderisine yaptığı açıklama ne demek oluyordu? Gülsüm bana ortaokuldan beri sevdiği kızla çıkıp ayrıldığını söylemişti. Merih'in hâlâ sevdiğini düşünüyordu. Ama gönderisindeki yazı... " yıkıp geçtiler 'B'izi, 'B'iz de önümüzü kapatalım dedik."

Bu vazgeçtiği anlamına mı geliyor? Yoksa sonsuza kadar onu seveceği anlamına mı geliyor? B harfini büyük yazması... bu işin aslını öğrenecektim. Bir şekilde öğrenecektim. İlk işim Cemre ile konuşmaktı. Onu aramalıydım. Telefonu elime alacağım sırada Cemre aramıştı. Kalp kalbe karşıymış derlerdi de doğruymuş. Bir de Merih'in kalbi bana karşı olsa.. Ah Merih ah!

"Efendim bacım."

"Alen neler duydum tahmin edemezsin!" Sesi çok heyecanlı geliyordu.

"Ne oldu? Ne ile ilgili?"

"Ayyy çok güzel Alen!"

"Hadi Cemre anlat! Ben de bir şeyler anlatacağım sana."

"Tamam iyi dinle..." derin bir nefes alıp verdikten sonra anlatmaya başladı.

"Bu seninki var ya, hani ortaokuldan beri sevdiği vardı ya... O kızın kim olduğunu sonra söyleyeceğim pek önemli değil çünkü. Şimdi asıl olaya bak."

"Bunlar iki buçuk üç sene kadar çıkmışlar sonra ayrılmışlar. Yani kız Merih'ten ayrılmış. Ve hiçbir sebep belirtmemiş. Sadece 'bitsin artık seni istemiyorum' falan demiş."

"Eeee..." dedim heyecanla.

"Bebeğim şimdi beni çok iyi dinle." Görmediğini bilsem de kafamı hararetle salladım.

"Kız meğerse ne yapmış biliyor musun? Bak sen daha iyi bilirsin Merih'in ortaokulda çok yakın bir arkadaşı varmış galiba.." hızla beynimi çalıştırdım. O zamanlar Merih esmer bir çocukla takılıyordu. Düşün Alen.. düşün, düşün, düşün! Gözlerimi kapatıp hatırlamaya çalıştım ismini. KEREM! Kerem'di ismi!

"Kerem?"

"Heh! Evet Kerem! İşte kız Merih'ten ayrılmadan önce Kerem'le görüşmüş. Yaklaşık bir ay kadar gizlice konuşmuşlar kız sonra Merih'ten ayrılmış."

O H A! Oha yani! Kıza bak! Yelloza bak benim çiçeğimi en yakın arkadaşıyla aldatıyor! Kerem'den de hiç beklemezdim, birbirlerine gayet sadık dostlardı. Ah Merih'im, benim güzel yarim... Ne dolaplar dönmüş arkasından.

"Sonra Kerem de buna bir bahane uydurup dostluğunu bitirmiş. Sonra dünden önceki gün bu şırfıntı kız vicdan azabı çekmiş de yok çok pişman olmuş da gitmiş Merih'e her şeyi itiraf etmiş." Ah Merih'im. Benim çiçeğimm... sarı papatyam.

"Yazık ya Merih ne kadar çökmüştür kim bilir. Kahpelik üstüne kahpelik görmüş."

"Sen bunları nereden biliyorsun?"

"Kaynağım aşırı sağlam. Ben dün okulun karşısındaki markete gittim. Kulaklığım takılıydı ama yine de sesleri duyuyordum. Boş boş bakınıyordum işte. Sonra Merih'in sınıfındaki Begüm ve Buse vardı, önümdeydiler biraz. Begüm hararetli hararetli bir şeyler anlatıyordu. Ben baştan kulak asmadım sonra Merih falan dediler o zaman dinlemeye başladım."

"Beni fark ettiler ama kulaklığımı görünce rahatça konuşmaya devam ettiler. Bu salak Begüm yaptığı bütün mallıkları ne varsa hepsini anlattı. Ben de birazcık dinledim çünkü söz konusu müstakbel eniştem yani neden dinlemeyeceğim." O kadar hızlı anlatıyordu ki Cemre, hangi birini düşüneceğimi kestiremiyordum. Yavaş yavaş düşündüm.

"Ay Begüm mü yoksa! Merih'in eski sevgi Begüm mü!"

"Tam üstüne bastın kardeşim, ayağını çek." Begüm'e bak sen... inek görünümlü yılan. Merih'im ne kadar acı çekmiştir kim bilir. Onun yanında olmak istiyorum ama olamıyorum. Bu çok can sıkıcı.

Ç.I.Ç.E.K | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin