"Alooo, şşşş! Kalk lan sahur oldu." Ah! Gerçekten mi?! Sahur mu!? Şaka olmalı bu!
"Şakanın sırası değil yarın okulum var." Diye sızlandım abime. Hem daha Ramazan'a çok vardı?
"Kalk lan manyak ne şakası. Annem sofra hazırladı, seni bekliyoruz senin yüzünden." Daha kurduğu cümlede hayır yok, bana yükleniyor bir de.
Örtüyü ayaklarımın ucuna tepikledim. Yatağıma hüzünlü bakışlar atarken yiyeceğim yemeği düşündüm ve sırıttım. Acının tatlı tebessümü bu olsa gerek...
Banyoya gidip yüzümü yıkadım ve sonra mutfağa geçtim. Kolunu masaya koyarak avuç içine de kafasını yerleştirip uyuklayan babam gülümsememe sebep oldu.
"Merih, ayıl artık çocuklar geldi." Diye ikaz etti annem babamı. Babam ağzından ufak bir hırıltı çıkarmış sonra gözlerini aralamıştı. Şu an o kadar tatliş duruyordu ki başka biri olsaydı çoktan yanaklarını sıkmıştım.
Babam yerinden kalktı ve yüzünü yıkayıp tekrar masaya oturdu.
"E, hadi o zaman. Afiyet olsun. Bismillahirrahmanirrahim." Diyerek babam başladı yemeye. Daha sonrasında biz de başladık. Tabi ben abimin uyuzlukları yüzünden her ne kadar yiyememiş olsam da ağzıma iki üç lokma anca tıkıştırmıştım.
...
"Yaaaaa şaaaa sın yemek yemek. Yaaaa şaaa sın yemek yemek. Karnım acıktı, acaba ne yesek? Karnım acıktı, acaba ne ye-""Alen sus!"
"Ya Cemre acıktım ne yapayım?" Diyerek üzgün bakışlarımı gönderdim Cemre'ye.
"Hımm, üzgünüm bu pepee şarkıları söylemek için geçerli bir sebep değil." Yoo. Bence geçerli bir sebep. Çünkü acıktım. Çünkü yemek yemedim. Çünkü oruçluyum. Çünkü Ramazan Ayı. Evet bakın, daha geçerli bir sebep yok ortada.
"Hem sen sahur yapmadın mı?" Dedi kaşlarını kaldırarak. Dudaklarımı büzdüm.
"Abimin yüzünden yiyemedim." Derken gözlerim dolmuştu. Çünkü açtım. AÇ AÇ! Cemre yüzüme yüzünü yaklaştırdı ve hemen ardından kaşlarını çattı.
"Ay bir de bayıl istersen Alen." Cemre'den tarafa bakmayarak kafamı kollarımın arasına gömdüm.
"Hiç gömme o kafanı hoca geldi." Kafamı kaldırıp öğretmen masasında oturan Ekrem Hoca'ya baktım.
"Evet... gençler. Bildiğiniz gibi bu gün on bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif'in başlangıcı. Yüce Allah; sahurumuzun bereketini, iftarımızın bereketini evimizden eksik etmesin. Oruçlarımız kabul olsun inşallah." İnşallah hocam.
"Şimdi iftar duasını bilmeyen varsa bu ders ezberlesin, diğer ders ezberden okuyacaksınız." Deyip bizi ezber yapmamız için serbest bırakmıştı. Ben tabi ki de ezbere bildiğim için kafamı devirip uyuyacaktım! Ama karnımdan gelen sesler uyumama engel oluyordu.
"Alen!" Diye seslendi Ekrem Hoca.
"Buyurun hocam."
"Şşş... uyuma! Ezber yap." Zaten uyumuyorum? Zaten ezbere biliyorum?
"Tamam hocam." Dedim geçiştirmek için. Çünkü bir şeyler anlatmaya çalıştıkça karnım daha çok acıkıyordu. Kafamı cama çevirip bakışlarımı dışarıda gezdirmeye başladım. Yine aklıma çiçeğim geldi bak. Pis sarı çok güzeldi. Acaba oruçlu muydu o da? Acaba o da çok acıkmış mıydı? Vallahi onu bilmem ama ben açlıktan bayılacak duruma gelmiştim neredeyse.
Çalan teneffüs zili düşüncelerimi dağıtmama yardımcı oldu. Yan tarafımda oturan Cemre'ye döndüm.
"Cemre be-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ç.I.Ç.E.K | Yarı Texting
JugendliteraturGöz devirip günlüğümü elime aldım ve tekrar çalan şarkıyı açtım, yazmaya başladım. "Selam Yapraaaam; Okulda sarı kafalı bir herif var. Adı lazım değil baş harfi babam:)" . "Neden çiçek?" Aslında yerinde bir soruydu. Cevap vermeliydim. Kelimeleri zih...