1. Bölüm: Bay Patates Kızartması

30.1K 743 235
                                    

Bon Jovi'nin şarkısı bu kez başka bir ağızdan söyleniyordu. Kalın ve tok bir ses, nereye gittiği belli olmayan notalar, normalden daha yuvarlak çıkan harfler...

Genç kadın, henüz sipariş aldığı birayı doldururken gülümsedi. Sarhoşlar karaoke yapmamalıydı. Yapacaklarsa da kült şarkıları söylemeleri yasaklanmalıydı. Söylendiği an söyleyen kişiye temiz bir dayak atılmalı ve azarlayan bir tonla bu yaptığının ne kadar yanlış olduğu anlatılmalıydı. Birayı kendisine sırıtarak bakan müşteriye uzattı.

Adam yılışık bir şekilde konuştu. "Teşekkürler tatlım."

Tatlısı olmadığı adama sahte bir gülümseme yollayıp barın diğer tarafına doğru yürüdü. O esnada You Give Love a Bad Name en yüksek notalarını çalıyor ve adam şarkıyı hâlâ söyleyemiyordu. Aslında sesi kulağa hoş gelebilirdi, tabii doğru söyleyebilseydi.

Sahnedeki adam aniden ellerini çırparak şarkısına ritim tutmaya başladı. Kadın tezgâha yaslanıp adama baktı ve adamın daha ne kadar kendini rezil edebileceğini düşündü. Acaba adam da bunu düşünüyor muydu? Cevap netti. Adam sarhoştu. Adam söylüyor, diğer insanlar sabırsızca iç çekiyor, hatta kimisi son derece sesli bir şekilde laf atıyorken şarkı bitmek bilmiyordu.

En sonunda biri dayanamayıp masasının üstündeki patates kızartmalarından birkaçını adamın yüzüne attı. Adam yüzüne çarpan şeylerle şaşırıp susarken herkes rahatlamayla karışık bir nefes almıştı.

Kadın kaşlarını çattı, acaba şimdi ne yapacaktı? O esnada cevap göründü. Adam yere eğilip düşen patates kızartmalarını aldı ve yavaşça doğruldu. Patatesi fırlatan adama dönüp sırıtarak konuştu.

"Ketçapı da fırlatır mısın?"

Kadın duyduğuyla kahkahayı basarken adamdan hoşlandığına karar verdi. Hem yakışıklıydı hem de hazır cevaptı. Eh, bu karışıma olan zaafı düşünülecek olursa ondan hoşlanması sürpriz değildi. Şarkı söylemediği sürece onunla sevişmek eğlenceli olabilirdi. Tabii, mesai saati bittikten sonra.

***

Kadın, bir sarhoşu daha başarıyla savuşturduktan sonra barın üstündeki boş bardakları seri bir şekilde toplamaya başladı. Bardakları arkasındaki bulaşık makinesine koyarken başka bir ses karaoke köşesindeydi. Neyse ki bu sefer duyduğu ses içinde bir şeyleri öldürme isteği uyandırmıyordu. Tanrıya şükür! Bardakları yerleştirme işi bitince ayağıyla makinanın kapağını kapatıp düğmeye bastı. Çalıştığından emin olduktan sonra kasaya doğru ilerledi.

Sabah olmasına sadece üç saat vardı, ancak hâlâ tek tük de olsa insanlar içmeye devam ediyordu. Son yarım saat diye düşündü. Yarım saat sonra hâlâ içki içen varsa kusma şöleni başlayacaktı ve hırçın temizlikçileri Martha ile güvenlik görevlisi Scott'ın kasları bundan hoşlanmayacaktı.

Kasanın yanında biriken fişleri düzenlerken önüne düşen gölgeyle başını kaldırdı. Bay Patates Kızartması sırıtarak onu izliyordu. Bakışlarını kaçırmadı, buna alışıktı.

Adam kalkan bir tek kaş ve büyüyen bir gülümseme ile ona bakmaya devam ediyordu. Tek kaşını kaldıran yeşil gözler çekici görünse de bozuntuya vermedi. Az önce sahnedeki sarhoş adamın yerine bu kadar ayık bakan gözler nasıl gelmişti? Adam insanlar ondan nefret etsin diye sahnede sarhoş rolü mü yapıyordu yani? O esnada onu izleyen adam dirseklerini tezgâha dayayıp ellerini çenesinde birleştirdi. Parmakları belli bir ritimle dudaklarına vururken sanki çok önemli bir şey söyleyecekmiş gibi dikkatle ona bakıyordu.

Kadın sakince bekliyordu. Etkilenmediğini söyleyemezdi. Güzel olan bir şeye güzel demekten kaçan biri değildi. Daha kaç saniye daha bekleyeceğini düşünürken adamın dudaklarına vurduğu parmakları durdu, bir an yere baktı, bir an sonra gözlerini tekrar kaldırıp konuştu.

SEN DE KİMSİN? (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin