17. Bölüm

321 165 32
                                    

Bütün gece bir insan kendisiyle savaşa bilir miydi ?
Bu soruyu ona bir hafta önce sorsalar bir taraflarıyla gülerdi Kuzey..
Onun hayatında huzurdan mutluluktan başka hiç bir şey yoktu ki neden kendisiyle savaşma ihtiyacı içine girsin!

Ama şimdi ne doğru düzgün uyuya biliyor, nede karman çorman olan aklını toplaya biliyordu.
Bir sağ bir sol derken sabahı sabah etmişti genç adam.

Daha fazla bu işkenceye dayanamayan Kuzey, yatağından hızla kalktığı an kendisini özel banyosuna atmış buz gibi suyla soğuk bir duş almıştı.

Banyodan çıktığında iliklerine kadar titrese de kendisine acımıyordu genç adam.
Gözlerini ne zaman kapatsa, ona hayal kırıklığıyla bakan bir çift menekşe rengi gözde hapsoluyordu.

Her seferin de aynı sözler beyninde plağa takılmışçasına dönerken uyumak huzur bulmak genç adama yasaklanmıştı sanki.

Kendisine o kadar kızgın o kadar düşmandı ki aynaya bile bakmak içinden gelmiyordu Kuzeyin.

Hızla koşu kıyafetlerini üzerine geçiren Kuzey, görmez gözlerle dağılan saçlarını beresinin içine sokarken aklında tek bir isim dönüp duruyordu Gece!

Ona kendisini affettirmenin bir yolunu bulmalıydı, yoksa kafayı yiyecekti genç adam.

Bütün gece deliler gibi düşünmesine rağmen her zaman üstün zekasıyla övündüğü aklı Gece'ye yaptığı densizlik yüzünden bavulunu toplayıp terk etmişti sanki kendisini.
İçindeki ses bile susmuştu, aklına niye kızıyorsa!

Evden aceleyle ayrılan genç adam yanına ne cüzdanını ne de başka özel bir ihtiyacını almıştı, cebinde telefonundan başka hiç bir şeyi yoktu. Yaşadıkları öğle ağır geliyordu ki ..
Aklı mantığı kalbi her hücresi isyana geçmişti sanki artık.

Gece'deyse durumlar bambaşkaydı.
Sevdiği adamın acımasızca kalbini kırması, daha da güçlendirmişti genç kadını.
Ne kadar severse sevsin o Gece Aktı.

Sevgisi gözlerine daha fazla perde örtemez kendisini kimsenin daha fazla yaralayıp incitmesine izin veremezdi.
Yeni bir gün yeni kararlara gebeydi.

Artık bambaşka bir kadın olma zamanı Gece hanım.
O aptala ne kaybettiğini göster ki pişman olsun öküz !

Kuzey gelmeden önce yatağıyla olan aşk hayatı ne yazık ki artık pek ortalarda yoktu alarmın bile çalmasına gerek olmadan açıyordu menekşe rengi gözlerini yeni güne genç kadın.
Artık hayıflanmıyordu da.
Böylece kendisine daha çok vakit kalıyor her şeyini zamanın da yetiştire biliyordu Gece.

Uzun güzel bir duşun ardından en sevdiği okyanus kokulu kremini vücuduna süren Gece, dün akşam yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen tuhaf bir huzur içindeydi.
Belki de verdiği kararlardı buna etki eden.

Bu hafta sonu Kübra'yla beraber yeni bir kombin oluştura bilmek için alışverişe çıkmaya karar vermişlerdi, inşallah kardeşi ona kafayı yedirtmezdi.

Bu düşünceyle kıkırdamaya başlayan Gece, Kübra'sını çok iyi tanıdığı için kendisini delirteceğini şimdiden biliyordu.

Ah kader utansın seviyordu o çılgını.

Dün akşam film keyfi yaparken Kübra'sından ödünç aldığı elbiseyi kendisine doğrulttuğun da suratını düşürmeden edemedi.
Bu kız neden hep bu kadar kısa giyinmek zorundaydı ki!

Neyse ki dolabının en ücra köşelerinde tam kendisine göre, iki parçadan oluşan çok güzel bir kıyafet seçe bilmişti şans eseri Gece.

Bunu alacak adamda cidden peygamber sabrı olmak zorunda, yoksa ikisi arasında cinnet çıka bilir derken gülmeden edemedi.

Nedendir bilinmez o an Kübra'yla Efe'yi çift olarak hayal ediyordu Gece.

Gerçi hayalinin sonu biraz kanlı bitmişti ama olsun :D

Kısa sürede hazırlanan genç kadın artık aynalara bakarken kendisini gerçekten beğenmeye başlamıştı.
Hiç bir zaman süslü kendini beğenmiş kadınlardan olmayacaktı belki .. zaten kimyasında o tür saçmalıklar yoktu ama yine de her kadın gibi güzel hissetmek onunda hoşuna gidiyordu artık.

Aniden açılan odasının kapısı sayesinde kendisine bakmayı kesen genç kız, başını çevirdiği an Türkan, annesiyle karşılaşmıştı.

'' Meleğim sabahın bu saatinde neden hazırlanmaya başladın daha çok erken? ''
'' Uyku tutmadı annecim. ''

'' Kelebeğim bana anlatmadığın bir derdin mi var? Son zamanlar da süzülmeye başladın sanki. ''
Annesinin endişeli sevgi dolu gözleri Gece'nin yüreğini sıcacık hissettiriyordu.

Bir insan daha ne isterdi ki hayattan.

Üstüne titreyen, her an yanında olan onu koşulsuz seven bir anne her şeyden daha önemliydi hayatta.

Kızının sevgi dolu gözleri Türkan hanımı gülümsetirken tekrar albeniyle biricik kızına bakmadan edemedi yaşlı kadın.

'' Meleğim sen gittikçe daha da güzelleşiyorsun farkın da mısın? ''
Annesinin içten iltifatları Geceyi küçük bir kız çocuğu gibi utandırırken, yaşlı kadın güzel kızına iç çekmeden edemedi.

Ah Allah'ım senden çok fazla bir şey istemiyorum.
Sadece çocuklarımı birbirlerine nasip et.

Biricik yavrumun içindeki bu karşılıksız aşkın acısını al onun körpecik yüreğinden diyerek dua ederken farkında olmadan gözleri dolmuştu yaşlı annenin.

Bu durumu kızına belli etmek istemeyen Türkan hanım kızıyla vedalaştıktan sonra Gece'nin odasından ayrılmıştı.

Her zaman ki gibi sabah asayişini tamamlayan Türkan hanım oğlunun yine evde olmadığını fark ettiği an yüzünü asmadan edemedi.

Çocuklarının artık birer yetişkin olduğunu kendisi de kabul ediyordu ama yine de annelik iç güdüsü her şeyden üstündü işte.

Üzgün gözlerle odasına dönen Türkan hanım, bir süre hayat arkadaşını uyurken izlemiş ardından kendisi de uykusuna yenik düşerek sevdiği adamın sıcacık göğsünde huzurla uykuya dalmıştı.

Her sabah Gece'den erken kalkan Kübra, erkenden hazırlanır biricik kardeşini işkence ede, ede kahkahalarla gülerek uyandırırdı.

Ama hayat bu gün tam tersini kendisine yaşatacaktı.

Eline aldığı bir bardak suyla Kübra'sının odasına giden Gece, yılların verdiği intikam sözlerinin sayesinde hiç acımadan kardeşinin kafasına suyu boşaltmıştı.

Yerinden küfrederek sıçrayan Kübra, görülmeye değerdi doğrusu.
Gece kardeşinin şaşkın ördek yavrusu gibi kala kalmış haline daha fazla dayanamadığı an kahkahayı basmış yılların verdiği intikamını da bir güzel almıştı.

Söylene, söylene sırılsıklam yatağından kalkan Kübra, intikam kokan gözlerle Gece'ye bakarken Gece, yaptığına çoktan pişman olmuştu bile.
Hay aksi Kübra, onu pişmeden yemezse iyiydi.

Kendi dolabından günlük elbiselerini alıp hızla giyinen Kübra, sessizliğini korurken Gece, kardeşinin kendisine küstüğünü düşünüp çocuk gibi mahzunlaşmıştı.

Gece'nin süngüsünü iyice düşürdüğünü fark eden Kübra, bir an da Gece'ye saldırmaya başladığı an sabah, sabah odada yastık savaşı çıkmış her yer tüy olmuştu.


İki kız kardeş birbirlerine sımsıkı sarılıp güne neşeyle merhaba derken az sonra duyacakları haberden ne yazık ki haberleri yoktu.

Merdivenlerden şakalaşarak inen kızlar kahvaltı masasında herkesi aşırı stresli buldukları an yüzlerindeki gülümseme yavaşça kaybolmuştu.

Ailesinin bu kadar stresli olmasına alışkın olmayan Kübra, merakla burada neler oluyor diye sorduğu an tüm yüzler Kuzey'e dönmüştü.

'' Bir şey yok ufaklık, sadece küçük bir anlaşmazlık. ''
'' Neymiş o anlaşmazlık abi? ''
'' Taşınıyorum. ''

Kuzey'in taviz vermez sert sesi salonda yankılanırken...
Gece, yerin ayakları altından kaymaya başladığını hissetmeye başlamıştı.
Taşınıyordu, sevdiği adam bunca yıldır kendisinden nefret etse de bir türlü sevmekten vaz geçemediği adam taşınıyordu.
Daha fazla duyduklarını kaldıramayan Gece,  yere yığılırken son duyduğu Kuzey'in Gece, diye bağıran endişeli sesi olmuştu.



Evet arkadaşlar geldik bir bölüm daha sonuna her zaman ki gibi güzel düşünceler ve oylar lütfen bu yazar hepinizi çok seviyor ..
Dinle sevgili sizden ilgi bekler! 











Dinle sevgiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin