25. Bölüm

311 132 45
                                    

'' Gece'm, ben korkmaya başladım. Kaç saattir buradayız bu dört duvar üstüme, üstüme gelmeye başladı! ''
Arkadaşının endişe içerisindeki sesi genç kadını da tedirgin ederken evdekileri düşünmeden duramıyordu Gece.

'' Korkma bitanem, ben senin yanındayım! ''
'' Annemler çok endişelenmiştir, hepsi benim yüzümden. Eve gidelim dediğinde, seni dinlemeliydim. Ama yok ben Kübra'yım nasıl olsa başımızı illa belaya sokacağım. ''

Şsst, tamam sakin ol, nerede o koca öküzü döverken kendinden emin olan kardeşim.
Alt tarafı bir kaç saattir buradayız Kübra'm sende hemen yelkenleri suya indirdin...

'' Elimde değil Gece'm sanki bu dört duvar beni yutacakmış gibi hissetmeye başladım. ''
'' Hele bir öğle bir şey yapmaya kalksın, gerekirse seni koruya bilmek için dozerle yıkarım bu nezarethaneyi! ''

Arkadaşının muzip sesi Kübra'yı az da olsa neşelendirirken onlara doğru ilerleyen polis memurunu gördüğü an korkulu gözlerle Gece'ye sığınmıştı Kübra.

Bu gidişle polisler genç kadında fobi olacaktı iyimi!

'' Gece Akın, Kübra Yükselen.. ''
'' Evet buyurun? ''
'' Ailenize haber verildi, en kısa sürede burada olurlar sizi bilgilendirmek üzere görevlendirildim. ''

Genç polis kızların yanından ayrıldığı an, ayakta durmakta zorlanan ikili daha fazla güçlü durmaya çabalamaktan vaz geçip yeri boylamışlardı.
'' İşte şimdi bittik Kübra'm ''
'' Hakkını helal et Gece'm, büyük ihtimalle annem ikimizi de parçalayacak. ''


Bir kaç saniyedir büyümüş gözlerle kardeşim dediği adama baka kalan Kuzey, Efe'nin kendisini sarsmasıyla kendisine gele bildiğinde konuşmayı yeni söken küçük çocuklar gibi ne diyeceğini bir türlü seçemiyordu.

Tamam kardeşi sürekli arıza çıkaran bela mıknatısının biri olmuştu her zaman, ama tutuklanmak yeni bir seviyeydi!

'' Yanlış duydum herhalde, sen biraz önce bizim kızlar karakolda mı dedin? ''
'' Evet, kardeşim aynen öyle dedim... ''
'' Oğlum kızların karakolda ne işleri var yahu! ''
'' Meraklı teyzeler gibi soru sormayı kessen de gidip öğrensek ha kardeşim! ''

Efe'nin sözleri beynine çekiç gibi çaktığı an, aceleyle arabalarına giden ikili yarı endişeli çokça kızgın bir şekilde karakolun yolunu tutmuştu bile.

'' Bu sefer o küçük cadıyı kimse elimden alamaz. ''
'' Kuzey'im ben sana en başından beri söylüyorum zaten senin kardeşin tam bir cadı. ''

Arkadaşının fırsat kollarmış gibi hararetle kardeşini şikayet etmeye başlaması o durumda bile genç adamı güldürüyordu.
Bu ikili sayesinde günleri gerçekten de çok eğlenceli geçecekti anlaşılan.

'' Tamam be oğlum, sen de ne sevmezmişsin Kübra'yı. ''

Arkadaşının dalga geçerek kurduğu sözler Efe'yi dumura uğrattığı an arabayı fazla hızlı süren Kuzey, sayesinde karakola gelmişlerdi bile.
Hızla araçtan çıkan ikili karakola girdiğinde, onları bekleyen sürprizden bir haberlerdi!

Önlerine çıkan ilk polise durumu anlatan ikili, baş komiserin odasına alındığında endişe içerisinde beklemeye başladılar.
Aradan geçen on dakikanın ardından odaya giren hafif kır saçlı orta yaşlardaki baş komiser araştıran gözlerle bir kaç dakika genç adamları süzmeden edemedi.

Mesleği gereğince her gün türlü, türlü insanlarla muhattap olan Rıza, bu iki adama imrenmeden edemedi.
Bazı insanlar vardır sadece gözleriyle mimikleriyle yaşadıklarını hayatını anlatır.
Yılların verdiği tecrübeyle artık insanları bir bakışta yavaşta olsa çöze biliyordu Rıza.

Genç kadınlar geldiğinde de onların söylediklerine inanmıştı aslında.
Ama şansızlık kavganın tamamını gören tek tanık hala kendisine gelemediğinden şikayetçi olan genç adamı dinlemek zorunda kalmıştı.

Aslında nasıl da belliydi ipsiz, sapsız, kötü biri olduğu!
Ama polislik demek delillere göre hareket etmek demekti işte.

Bir kaç saniye sonra boğazını temizleyen baş komiser Rıza, derin bir nefes aldıktan sonra genç adamlara durumu anlatmaya başladığında Kuzey ve Efe, şaşkınlıktan hareket edemez hale gelmişlerdi.

'' Nasıl ola bilir baş komiserim, benim çıtı pıtı olan minik kız kardeşim dev gibi bir adamı sokak ortasında evire çevire dövmüş mü yani? ''
'' Evet beyefendi, hatta yanındaki kardeşiniz de onunla aynı suçtan nezarethane de şu anda! ''

Duydukları şeyleri bir türlü mantığına oturtamayan Kuzey, sinirden gülmeye başladığında baş komiser Rıza, çatık kaşlarla kendisine bakmaya başlamıştı bile.

Hay ben sizin kardeşiniz diyen dilinizi de sizi de, bu toplum ne meraklı arkadaş Gece'yle beni kardeş yapmaya.

Düşünceleri genç adamı sinirden güldürmeye devam ederken, o an nerede olduğunu unutmuştu Kuzey.

'' Gülünecek bir şey dediğimi sanmıyorum beyefendi! ''
Baş komiser allahtan Kuzey'in ettiği küfürleri duymamıştı, yoksa onların da nezarethaneye düşmesi kaçınılmaz olurdu.
Baş komiser Rıza'nın sert sesi Kuzey'i sustururken, daha fazla kendisini frenleyemeyen Efe, girmişti araya.

'' Arkadaşımın kusuruna bakmayın lütfen, sizde aşırı tuhaf bir durum olduğunun farkındasınızdır büyük ihtimalle Rıza bey. ''
Yanındaki genç adamın mantıklı sesini duyan deneyimli polis, üzgün gözlerle ikiliye bakıyordu.

'' Bakın size yardımcı ola bilmeyi gerçekten istiyorum gençler ama elimizde kamera kayıtları var... ''
Ve şans eseri öyle bir denk gelmiş ki, sadece nedensizce genç hanımların karşılarındaki adama şiddet uyguladığını gösteriyor.
Ne kadar size yardımcı olmak istesem de, kızların şahidi uyanmadan onları salamam.

Baş komiserin söyledikleri genç adamları yakarken sinirden odada volta atmaya başlamışlardı.
'' Peki baş komiserim, kızlar kendilerini hiç mi anlatmaya çabalamadılar? ''
'' Çabaladılar tabiki. ''

'' O zaman bu sıçtığımın karakolu neden sadece kızları nezarethane de tutuyor? ''
'' Beyefendi ağzınızı toplayın! ''
'' Toplamıyorum ya, toplamıyorum nede olsa siz suçsuz insanları rahatlıkla nezarethaneye ata biliyorsunuz. Hadi beni de hakaretten içeri alın! ''

Gözlerinden alevler fışkıran Kuzey, Efe'nin çekiştirmeleri sayesinde zorla baş komiserin odasından çıkarıldığın da hala bas, bas bağırıyordu.
Göz göre, göre kardeşi ve sevdiği kadın resmen nezarethaneye atılmışlardı.

Bir süre sonra nihayet dışarı çıkarıldığında kolunu sertçe Efe'den kurtaran Kuzey, kırmızı görmüş boğadan farksızdı o an.

'' Sen ne diye beni zorla o adi herifin odasından çıkarıyorsun? ''
'' Oğlum mal mısın? Eğer seni zorla çıkarmasaydım, sen de şimdi kızların yanında olacaktın! ''
'' Eee ne güzel işte, en azından yanlarında olur onlara destek olurdum. ''

'' Kuzey, sen harbiden keçileri kaçırdın abicim, bu aşk sana hiç yaramadı! Hadi içeride kızlarla kalıp onları destekledin diyelim, o zaman kızları nasıl kurtaracağız. ''

Dahası Türkan anneye Zafer amcaya ne diyecektim ben seni sordukları an?
'' A kusura bakma Zafer amca sizin bütün çocuklarınızın hepsi nezarethane keyfindeler mi?
Ulan salak herif, babanın yüreğine inerdi o zaman! ''

Arkadaşının haklı sözleriyle olduğu yere çöken genç adam ne yapacağını şaşırmış haldeydi.
'' Kardeşim bana bir akıl ver kafayı sıyırmak üzereyim! ''
Kuzey'in titrek sesi Efe'yi de alaşağı ederken o da çökmüştü dostunun yanına.

'' Düşüneceğiz kardeşim! Sizinkilere durumu çaktırmadan, kızları eve geri götürmenin bir yolunu mutlaka bulmamız lazım! ''
'' Şimdi bile nasıl tedirgin, nasıl üzgünler Efe, ben nasıl derim biricik kızlarınız nezarethane de diye? Allah korusun bu defa yüreklerine iner. ''

Karakolun bahçesinin ortasında kimseyi umursamadan çocuklar gibi çaresizce yerde oturan iki adam, herkesin ilgi odağı olduğunda Kuzey'in tüm terbiyesizliğine rağmen onlara üzüntüyle bakıyordu Rıza.

Çünkü, maalesef ellerinden hiç bir şey gelmiyordu!
Bir kaç dakika sonra vicdan azabı ağır bastığı için olayı tekrar araştırmaya karar veren Rıza çıkış saati gelmesine rağmen odasına geri dönmüştü.

Masasına gelen bütün kamera görüntülerine yeniden tek, tek bakarken umutla yeni gelişmeler aramaktan vaz geçmiyordu deneyimli polis.

Aradan geçen yarım saat, ne yazık ki hiç bir yeni gelişme getirmemişti ellerine.
Üzgün gözlerle bilgisayarını kapatmak üzereyken yere düşen flaş bellek şans eseri Rızanın gözüne çarptığında umutla onu hemen almış ve bilgisayarına takmıştı bile.

Bir kaç dakika boyunca sessizlik içerisin de yaşanan bütün olayı gören Rıza bey çocuklar gibi sevinirken hızla odasına yardımcılarını çağırmış görüntüleri onlara da izlettirerek şikayetçi olan genç adamı tekrar karakola çağırtmıştı.
Şerefsiz herif, hem suçlu hem güçlüydü.

Bütün hata kendisin de olmasına rağmen Hiç acımadan genç kadınları şikayet etmiş dahası nezarethaneye atılmalarına sebep olmuştu.
Yaşanılan her şeyi saatler önce olmasına rağmen, hala net bir şekilde hatırlayan Rıza, dişlerini sıkıyordu.

Bazı insanlar belanın gerçek adıydı, ne kadar çabalasa da yıllarını verdiği bu meslekte böyle pislikleri çok görmüştü Rıza.

Kızları haksız yere daha fazla nezarethane de tutmak istemeyen yaşlı adam emrini verdiğinde saatlerdir ilk defa derin bir nefes ala biliyordu.
Yıllarını bu mesleğe veren, şerefli bir polis olarak bu zamana kadar asla kul hakkına girmemişti çok şükür.

Bir kaç dakika sonra şaşkınlıkla odaya giren iki genç kadın kendisine ürkek gözlerle bakarken hiç bir hatası olmamasına rağmen yine de vicdan azabı çekiyordu Rıza.

Genzini temizleyen deneyimli polis üzgün gözlerle karşısındaki hanımlara bakarken olan her şeyi yavaşça anlattığında sonunda herkes derin bir nefes ala bilmişti.

'' Kuzey, bak adamın bu defa sakin olacaksın. Lütfen yine seni zorlayarak dışarı çıkarmak zorunda bırakma beni. ''

Arkadaşının fazlasıyla sert dahası uyarı dolu sesi, genç adamı durdurduğunda minnetle Efe'ye bakıyordu Kuzey.
'' Tamam kardeşim sana delikanlı sözü, bir daha aynı durum meydana gelmeyecek! ''

Odanın kapısını çalarken birbirlerine belli etmek istemeseler de aşırı tedirgin hissediyorlardı genç adamlar.

Gelen otoriter ses sayesinde kapıyı açtıkları an görmeyi bekledikleri en son kişiler olan Gece Ve Kübra, büyüyen gözlerle ikiliye bakıyordu.

Abisinin aşırı kızgın olduğunu düşünen Kübra, her ne kadar kendisine yakıştıramasa da Gece'sinin ardına saklandığı an, arkalarından içten bir tebessümle gençleri izleyen Rıza'nın kahkaha atmasına sebep olmuştu.

Şimdi kızların karakola ilk geldikleri anı hatırlayan Rıza, genç adamlar gibi kıkırdıyordu resmen.
Bu deli kız koskoca bir adamı haşat etmişken, şu an resmen abisi karşısında süt dökmüş kediye dönmüştü.

O an nefes almayı bile unutan Kuzey, hızla Gece'ye doğru koşar adım ilerlediğin de şaşkınlıkla kendisine baka kalan Gece'nin farkında değildi.
Bir anda sevdiği kadını kollarının arasına alan genç adam, sanki aylardır nefes alamıyormuş gibi Gece'sinin kokusunu soluduğunda odadaki kimse o anda umurunda bile değildi.

'' İyisin, çok şükür iyisin, allahım çok korktum. Gece, böyle bir kokuyu bize, ailemize nasıl yaşatırsın! ''

Abisinin Gece'ye hasretle sımsıkı sarıldığını gören Kübra, o an o kadar şaşırmıştı ki saklanmayı bile unutmuştu.

Yavaş adımlarla Efe'nin yanına ilerleyen genç kadın, daha ne olduğunu anlamadan kendisini genç adamın kollarında bulduğunda, şaşkınlıktan bir türlü susmak bilmez dudakları bile konuşamaz olmuştu artık.

Bir kaç saniye sonra farkında olmadan gözlerini kapayan Kübra tarçın kokusunu solumaya başladığının farkında bile değildi. Bir erkek nasıl tarçın koka bilirdi ki?


Evet dinle sevgili okurları, geldik bir bölümün daha sonuna.
Bu bölümü yazarken kendim bile çok etkilendim!
Umarım sizlerin de güzel yüreğinize dokunur..
Oy ve yorum atmayı sakın unutmayın, hepinizin düşünceleri çok önemli seviliyorsunuz (:





Dinle sevgiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin