28. Bölüm

295 123 80
                                    

İkimizde susuyorduk,

Gizli bir anlaşma vardı sanki aramızda.

Oysa sen bir harf fısıldasan,

Ben çığlık çığlığa ağlayacaktım!

                                                                          ...................................................................................................................................


Sabahın erken saatlerinde bir türlü uyuyamadığı yatağından kalkan Gece, nefes almakta zorlanır olmuştu.

Bütün akşam birbirinden kötü kabuslarla mücadele eden genç kadın en sonunda nefes, nefese hızla denize bakan balkonuna çıktığında gözyaşları içerisinde olduğu yerde kendisine gelmeye çabalıyor, bir tülü başarılı olamıyordu!

Bir insan hiç görmediği, yüzünü bile bilmediği bir kadından ürke bilir miydi? Gece, ürküyordu!
Bu akşam gelecekti işte!

Kuzey'in aşık olduğu, hayatını geçirmek istediği en acısı da evlenme teklif ettiği kadın evim, mabedim, sığınağım dediği bu yere adım atacaktı.

Hızla spor kıyafetlerini giyinen genç kadın saatin kaç olduğunu bile umursamadan evden sessizce ayrıldığında, en az ruh hali kadar kötü olan yağmurlu havaya rağmen koşuya çıkmıştı. 

Sahil boyunca nefes, nefese koşmasına rağmen kabuslarından bir türlü arınamadığını fark ettiğinde çektiği acıya mağlup olan Gece, dizlerinin üzerine çökmüş hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştı.

'' Ağlama Gece'm! ''
Sevdiği adamın hüzünlü sesini duyan genç kadın zorlukla başını kaldırdığın da, karşısında en az kendisi kadar kötü bir Kuzey, görmeyi beklemiyordu...

'' Se, senin ne işin var burada? ''
'' Neden, ağlıyorsun küçüğüm! Bu güzel gözlerin, neden bu kadar bulutlu? Niye yağmurlarını yağdırıyorsun! ''

Sevdiği adamın buğulu sesi genç kadını yağmurun şiddetine rağmen sarstığında sırılsıklam olmalarına rağmen orman yeşili gözlerini net göre biliyordu.

Bir adamın gözlerine bakmak bile, nefesini kese bilir miydi bir insanın? Verdiği tüm sözlere yeminlere rağmen, onun gözlerine bakmak hem nefes alamamak hem de tekrar, tekrar var olmak gibiydi Gece'ye göre.

Kederli gözlerini sevdiğinin yeşillerinden kaçıran genç kadın içindeki yangına rağmen sesini ola bildiğince kontrollü hale getire bildiğinde, söyleyecek bir şey bulamamıştı ne diye bilirdi ki...
 

Gece'nin sessizliği Kuzey'in yüreğini buz gibi havaya, bardaktan boşalırcasına yağan yağmura rağmen, ateşler içerisinde lav gibi yaktığında daha fazla dayanamadı genç adam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gece'nin sessizliği Kuzey'in yüreğini buz gibi havaya, bardaktan boşalırcasına yağan yağmura rağmen, ateşler içerisinde lav gibi yaktığında daha fazla dayanamadı genç adam.
Sevdiği kadını hızla kendisine doğru çektiğin de aralarında milimlik mesafeler kalmıştı.

'' Gözünden akan her okyanus yüreğimi bu kadar yakarken ağlamana dayanamıyorum Gece'm! ''

Kuzey'in söylediği her kelime kalbini durduracak kadar hızlandırırken, menekşe rengi gözleri daha da büyüyordu sanki.

'' Se, sen ne diyorsun Kuzey? ''
'' Seni çok kırdım, çok yaraladım değil mi! ''
'' Be, ben anlayamıyorum... ''
'' Kendime inanamadığım zamanlar oldu, bu ben miyim dediğim, kendimden nefret ettiğim zamanlar! ''

Duyacaklarının tedirginliğiyle farkında olmadan Kuzey'den uzaklaşmaya çabalayan Gece, Kuzey'in onu daha fazla kendisine doğru çekmesiyle olduğu yerde donup kalmıştı.

( Allah'ım rüya görüyorum değil mi, yine en güzel anında acılar içerisinde uyanacağım, gerçekten bu kadar kötü bir kulun muyum, benim payıma hep acı düşüyor rabbim.. )

Düşüncelerinin verdiği üzüntüyle olduğu yerde büzüşen genç kadın, hüzünlü gözlerle sevdiği adama baktığında gözlerinde iki orman yeşili yerine iki ateş görmüştü sanki.

'' Özür dilerim menekşe gözlüm! ''
'' E, efendim? ''
'' Seni yaraladığım, kalbini kırdığım her an için. Her şey için binlerce kez özür dilerim! ''

Kuzey'in söylediği her bir kelime yaralarla dolu ruhunu yavaş, yavaş iyileştirirken ağlamaya devam eden genç kadın Kuzey'e içini dökmeye başlamıştı.

Hayatım boyunca hep bir yanım eksik büyüdüm ben Kuzey, Hiç annem olmadı mesela... 
Ben doğarken almış rabbim onu ellerimizden. Babamla sadece ikimiz vardık şu koskoca hayatta bu yüzden onunla göçebe gibi büyüdüm.

Bir öğretmendi çünkü, sürekli tahini çıkardı ve ben yeni, yeni edindiğim arkadaşlarımı bir anda kaybederdim.

En sonunda isyan etmenin ne demek olduğunu bilmeyen ben, isyan ederken buldum kendimi.
İlk kez ağlayarak daha fazla taşınmak istemediğimi söylediğim de gözleri dolmuştu canım babamın.

Ondan sonra bir daha asla taşınmadık!
Bu büyülü şehirde bulduk kendimizi, burada büyüdüm Kübra'mı annemi babamı burada tanıdım zamanla  yeni bir ailem yeni bir hayatım oldu burada.

Ama sen, sen ayrı bir hikayesin.
Hatırlıyorum da seni ilk gördüğüm an, bir prens bir şövalye sanmıştım o küçücük halimle.
Sonra çok sevdiğim arkadaşımın abisi olduğunu öğrendim, Türkan, annemin Zafer, babamın oğlu olman çok şaşırtmıştı beni.

Bir anda çekip gittin hayatımdan, yıllarca dönmedin.
Şimdi döndüğün günden beri, sanki sürekli canımı yakmaya çabalıyorsun seni anlayamıyorum?

'' Ben bile anlayamıyorum ki kendimi! Buraya dönesiye kadar şahane bir hayatım vardı Amerika'da ama şimdi o hayatın kısa bir hayalden ibaret olduğunu düşünmeye başladım! ''

'' Bu da ne demek? ''
Gece'nin merakla kendisine bakması günlerdir kafasında olan soruları bir anda yanıtlamıştı sanki.
Kuzey, yıllarını geçirdiği Amerika'yı asla gerçekten kendi hayatı olarak benimseyememişti.

Ne Sem' e gerçekten aşık olmuştu, ne de orada sonsuza kadar kalıp yaşamayı istemişti!
Artık emindi genç adam.

Duygularının verdiği güçle kollarının arasındaki kadını biraz daha kendisine çeken genç adam, Gece'yi kalp krizinden öldürmek üzere olduğunun farkında bile değildi!

Ah bir bilseydi en az kendisi kadar Gece'nin de kendisine aşık olduğunu, her şey çok daha kolay olacaktı ama söz konusu şey aşksa, aşkta ne kolay olmuştu ki!

'' Şu demek küçük hanım artık Amerika, sayfası tamamen kapandı! ''

Kuzey'in söylediği kelimeleri yine yanlış anlayan Gece, hüzün dolu gözlerle başını eğerken kederle mırıldanmadan edemedi.
Haklısın, nasıl olsa evleneceğin kadın bu akşam Türkiye'ye gelecek!

Gece'nin tüm söylediklerini duyan Kuzey, içten bir tebessümle sevdiği kadına bakarken aralarındaki mesafe gittikçe daha da kapanıyordu.

'' Haklısın Gece, Sem, bu akşam Türkiye'ye gelecek ama... ''
Sevdiği adamın sözlerini bitirmesini beklemeden ondan uzaklaşmak isteyen genç kadın geri çekilmeye çabalarken Kuzey sımsıkı kollarla sevdiği kadını daha fazla kendisine çekiyor ona engel oluyordu.

'' Kuzey, bırakır mısın? İyi alıştın sürekli beni kucaklayıp bana sarılmaya! ''
Gece'nin çemkiren sesi genç adamı daha da neşelendirirken ona hala sımsıkı sarılmaya devam ediyordu.

'' Bak küçük kız, hiç söz dinlemeyi bilmiyorsun, burada sana bir şey anlatmaya çabalıyorum! ''
'' Belki de seni dinlemek istemediğim içindir, yahu bıraksana koala gibi yapıştın ağaç gibi kocaman olan kollarınla kaçamıyorum da. ''

 Gece, o kadar sinirliydi ki ne dediğinin farkında bile değildi resmen sevdiği adama laf soktuğunu sanırken habire adama iltifat edip duruyordu.

'' Kollarım ağaçların ki kadar büyük değil küçük hanım sadece siz fazla küçüksünüz! ''
'' Mağara adamına bak be, bide bana küçük diyor. Kuzey efendi bu güne bu gün, benim boyum 1.70 nerem küçük benim ha nerem?
Ama yok sen belli ki, zürafa gibi olan kadınları tercih ediyorsun kendin için! '' 

Gece'nin kendinden geçmişçesine aralıksız konuşması genç adamı kahkahalara boğduğunda, bardaktan boşalırcasına yağan yağmura rağmen keyfine diyecek yoktu genç adamın.

'' Birincisi çok uzun kızlardan hoşlanmam, boyu senin kadar olsa yeter ufaklık! ''
Kuzey'in söyledikleriyle anında susan genç kadın şaşkın gözlerle dibindeki yakışıklı adama bakarken o kadar güzel görünüyordu ki Kuzey, ah çekmeden edemedi.

'' İkincisi insanları dinlemeyi öğrenmen gerekiyor Gece'm! ''
'' Sen bana Gece'm mi dedin? ''
'' Evet, sana herkes öyle seslenmiyor mu zaten? ''

Adam haklı saftirik Gece, sanki aşkım demiş gibi ne heyecan yapıyorsun! 

'' Üçüncüsü ve sonuncusuysa Amerika, sayfası benim için tamamen bitti çünkü orayı asla evim ya da yuvam olarak düşünmedim.

'' Artık beni bırakır mısın Kuzey, zaten sıçan gibi olduk yağmurda, eve gitmek istiyorum! ''
'' Hayır, bırakamam Gece'm istesem de seni bir türlü bırakamıyorum... ''

Kuzey'in fazlasıyla buğulu çıkan sesi Gece'yi de sardığın da o an dünya durmuştu sanki.
Yıllardır hayalini kurmaya bile korktuğu şey gerçekleşiyor muydu sahiden?
Kuzey, hayatındaki en büyük sevdası, bitmeyen kalp yarası onu öpüyor muydu?

Yıllardır hayalini kurmaya bile korktuğu şey gerçekleşiyor muydu sahiden?Kuzey, hayatındaki en büyük sevdası, bitmeyen kalp yarası onu öpüyor muydu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Evet sevgili Dinle Sevgili hayranları, güzel bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız.
Güzel yorumlarınız, bolca oylarınız dileğiyle..
Hepinizi çok seviyorum. Yarın görüşürüz...
Yazarınız : Dilek  (:

Dinle sevgiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin