(Yazardan)
Camdan dışarıyı izlerken bunaldığını hissederek camı araladı. Terasa çıkmak istedi fakat alkollüyken dikkat bozukluğu aşağı düşmesine sebep olabileceği için yardımcısı buna izin vermezdi. Bu fikirden vazgeçip viskisini yudumlamaya devam etti.
"Bir tane daha?"
Sulanan ve kızaran gözleriyle yardımcısına baktı. Orta yaşlı kadının bunu sorduktan hemen sonra pişman olduğu suratındaki ifadeden anlaşılıyordu.
"Veya sormadım sayabilirsiniz. Bir hayli içmişsiniz, bunun ilerisi mideyi zorlamak olur," deyip gözlerini şişeye çevirdi. Şişenin içinde bir kadehin yarısı kadar bile kalmamıştı. Genç kadın sadece içmek istiyordu. Yorucu bir günün ardından tercihi bu yöndeydi.
"Karmen Hanım?"
Adıyla seslenildiği duyunca alçak sesle cevap vermek istedi. "Dinliyorum," dedi genç kadın fakat pek oralı gibi değildi. Yaslandığı koltukta biraz daha gergin oturmaya başladı. Parmaklarıyla ritim tutuyordu.
"Belki de eve gidip dinlenmelisiniz."
Karmen eve gitmek istemiyordu. Kafasını yavaşça sağa sola salladı. "Gideceğim ama şimdi değil."
"Kendinizi cezalandırmayı bırakmanız gerekiyor."
Dişlerini göstere göstere güldü Karmen. "Kendimi cezalandırdığımı nereden çıkardın?" diye sordu. Sesindeki ukala tını dikkatten kaçacak türden değildi. Yardımcısı ona göre yaşça büyük ve tecrübeli bir insandı, karşısındaki kişinin tek bir mimiğinden dahi ne söylemek istediğini anlayabilirdi.
"Olması gerekenden daha fazla çalışıyorsunuz. Kim olsa yorulur. Mental olarak da iyi olduğunuzu düşünmüyorum. Şu aralar içkiyi de fazla kaçırıyorsunuz gibi geliyor. Kendinize faydadan çok zararınız var. Gençliğinize fazla güvenmeyin."
"Pekala. Sen öyle düşünmeye devam et, yapabileceğim bir şey yok," dedi umursamazca. Şişede kalanı bardağa boşalttı. Tek seferde mideye indirdi. Tam karşısında elinde tabletle onu bekleyen kadına baktı. Yardımcısı onun bu hareketini asla onaylamıyordu ve bakışlarıyla da bunu belli ediyordu.
"Sizi tanıdığım ilk günden beri hemen hemen aynısınız."
"Nasıl yani?"
"Dik başlı, kendi bildiğini okumaktan vazgeçmeyen, umursaması gereken şeyleri umursamayan ya da umursamıyor gibi davranan desem daha mı doğru olur acaba... Bilemedim."
"Yeriyor musun yoksa övüyor musun diyeceğim fakat aynı anda her ikisini de yapabiliyorsun."
Geniş camdan dışarıya göz attı. İki tane güvenlik görevlisi etrafı kolaçan ediyordu. Parmaklarıyla tuttuğu ritim kendi kulaklarını rahatsız etmeye başlayınca durdu ve elini yumruk yapıp çenesinin altına yerleştirdi. Dalıp giden gözleri karşısındaki kadın tarafından hemen fark edildi.
"Söylemek istediğin başka bir şey var mı?" diye sordu Karmen. Bu soru ona göre 'eğer söyleyeceğin bir şey yoksa çıkabilirsin' demenin başka bir yoluydu.
"Hayır, yok."
"Sen beni daha fazla bekleme, çıkabilirsin. Ben eve gitmeye karar verince şoförlerden birini ararım."
"Emin misiniz?"
"Elbette. Biraz yalnız kalmak istiyorum ve çalışmam gerekiyor."
Kadın iç geçirdi. Tabletini iş çantasına yerleştirdi. Gözlerini genç kadına çevirdi. Tebessüm etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRA KASIMPATI (GxG)
RomanceSöylenecek çok söz vardı aslında. Gidilecek yollar, aşılacak engeller vardı. Birlikte tecrübe edilebilecek birçok olay yaşayabilirdik. Hayata öfkeleniyorum ama öfkemin en büyüğü kendime, her suçu da hayata atarsak halimiz ne olur? Bir ömre sığdırma...