(Karmen'den)
Gördüklerim karşısında moralim yerle bir oldu. Çevremdeki insanlar bir şeyler söylediler fakat ben tam anlamıyla anlamadım. İtfaiye görevlilerine baktım.
"Nasıl yangın çıkıyor ya? Biri bana bunu açıklayabilir mi?" diye bağırdım. İçimde tarifsiz bir öfke vardı.
Kim açıklamaya yapmaya çalışırsa, her koşulda benden azarı yiyeceğini bildiği için herkes susuyordu.
"Ben kime diyorum? Konuşun, açıklayın!"
En başından beri benimle çalışan isimlerden birisi olan Rıfkı Bey elini başına götürdü. Dumandan mahvolmuş ve eski sayılan şapkasını çıkardı. Aynı dumanlar yüzüne de yansımıştı. Yanakları ve alnı siyaha yakın bir tona geçmişti. Hüznü gözlerinden anlaşılıyordu.
"Nasıl olduğunu anlamadık efendim."
"İhmal var mı onu söyle."
Dehşetle birbirlerine baktılar. Oğlu Mert ve kızı Meral yok dercesine kafalarını salladılar.
"Bizce yok fakat burada tek çalışan biz değiliz," dedi Mert. Hakkı vardı. Diğerleriyle de konuşmayı planlıyordum.
"Kamera da yok ki nerden çıktı anlayalım!"
Emektarım Rüya Hanım, "Biraz sakin olur musunuz?" diye sordu. Olmayacağımı bile bile sorması müthiş bir şey(!)
Kokudan mı yoksa hissettiklerimden mi bilinmez ama midem bulanmaya başladı. İstemsizce elim karnıma gitti. Yüzüm ekşidi.
"Herkesle konuşacağım. Kimse bir yere ayrılmasın," dedim sırayla etrafımdakilere bakarak. Jandarmalar da diğer çalışanlarla konuşuyorlardı.
Arabanın lastiğine tekme attım. Öfkelenmemek elde değildi. Ben zaten kendi yoluma bakmaya çalışıyor, kendi düzenimi oturtmaya uğraşıyordum. Kârdan çok zarara geçmeye başlamışken bu yangın hiç iyi olmadı.
"Aileniz-"
Hışımla arkamda duran Rüya Hanım'a baktım. "Ailem mi?" dedim. Başımı hemen sağa sola salladım.
"Hiçbir şey duymayacaklar. Bu benim işim, benim sorunum. Boş öğütler dinlemek istemiyorum," dedim.
"Boş öğüt vereceğimi mi düşündünüz?" dedi her zamanki sakinliğiyle. Nasıl her koşulda sakin kalabiliyor ya? İnanılmaz bir insan.
"Senin değil, annem ve babamın hatta kardeşimin boş boş konuşacağını biliyorum. Duymamaları daha iyi."
"Onlardan yardım almadan çözebilirsiniz bu işi fakat her şeyi bu kadar içinizde yaşamanız size zarar verebilir. Hep düşünüyorsunuz, bazen uykusuz kalıyorsunuz. Gözlerinizden anlaşılıyor."
İçimde kopan fırtınaları hiçbiriniz bilmiyorsunuz. Bildiğinizi sanıyorsunuz.
Cebinden temiz bir mendil çıkarıp bana uzattı. Alnımı işaret etti. Stresten ter bastı resmen. Mendili alnıma bastırdım.
Telefonum çaldı. Babam arıyordu.
"Hiç cevap vermek istemiyorum," dedim. Ekrana bakınca gülümsedi.
"Bence vermelisiniz," dedi. İstemeye istemeye aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma yasladım.
"Efendim baba?"
"Evde yokuz diye selamı sabahı da kestin."
Rüya Hanım gözlerimi devirdiğimi görünce gülmeye başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRA KASIMPATI (GxG)
RomanceSöylenecek çok söz vardı aslında. Gidilecek yollar, aşılacak engeller vardı. Birlikte tecrübe edilebilecek birçok olay yaşayabilirdik. Hayata öfkeleniyorum ama öfkemin en büyüğü kendime, her suçu da hayata atarsak halimiz ne olur? Bir ömre sığdırma...