Selam. Yazarınız kendini tutamadı ve bir bölüm daha paylaşmak istedi. 🥰 Yarından itibaren final sınavlarımla meşgul olacağım. Birkaç gün bölüm atamam gibi görünüyor.
(Karmen'den)
Sabahın köründe kalkıp işe gittim. Tüm gün toplantı, görüşmelerle meşgul olunca ve eve gidince de çalışman gerekince insanın sinirleri lapaya dönüyordu.
Arabayı her zamanki yerine koydum. Garajı açmaya gerek yoktu. Yarın öğlene kadar evden çıkmayacak olsam da arabanın garajda durmasını istemiyordum. Zaten babamların arabası da burada değildi. Yeterince alan vardı.
Arabanın kapısını zor ittim. İner inmez korumalardan biri karşıma dikildi. Ne bu böyle alacaklı gibi?
Kasıtlı olarak ters bir bakış attım. O da başını eğerek kenara çekildi. Arabanın kapısını kapattım. Anahtarı kabanımın cebine attım.
"Bir misafiriniz var."
Bu saatte ne misafiri? Kim misafirle uğraşacak?
"Ben size kimseyi içeriye almayın hatta kapıdan yollayın demedim mi?"
Sesim gecenin ve oturduğumuz lüks mahallenin sükûnetini bastırmaya yetti. Elimde olmadan fazla yüksek sesle konuşmuştum. Öfkemin yansımasıydı.
"Dediniz ama-"
"Ne ama? İşinizi düzgün yapamayacaksanız neden buradasınız?" diye bağırdım. Diğerleri yakında olmasa da duyduklarına emindim.
"Benim sözlerimi dinleyeceksiniz."
"Ben ısrar ettim Karmen. İnsanlara bağırma."
Evin diğer tarafından hızlı adımlarla gelen İzgi'yi gördüm. Bak bu sürpriz olmuştu. Onu beklemiyordum. Üstündeki kırmızı kaban dikkatimi çekti. Ne de güzel yakışmış.
İstemsiz yumuşadığımı hissettim. Dışarı pek yansıtmak istemedim. Öfkem halen geçmedi.
Kaşlarımı çattım. Gözlerimin ağrısıyla birleşince daha bir çekilmez hissettirdi.
"Ne oluyor İzgi?" diye sordum.
"Beyefendiyle ben konuştum. Evde olmadığınızı söyledi. Geri göndermek istedi. Israrcı oldum. Beni önceden bildiği için en sonunda kabul etti. Gökçe Teyze evde olmayınca içeri de giremedim. Dışarıda bekliyordum."
Çat kapı gelmeye ne gerek vardı?
"Tamam, anladım. Kimlik numarana kadar detaya gerek yok," dedim. Ellerimi kabanımın yan ceplerine yerleştirdim.
"Ne zamandır buradasın?"
Az önceki çıkışımın onu rahatsız ettiğini gözlerindeki ifadeden anlamak mümkündü fakat bununla ilgili başka bir şey söylemeyecek, laflarımı da geri almayacaktım.
"İki saat olmak üzere."
"İki saattir dışarıda beni mi bekliyorsun?" dedim. Bu kez sesimin sakin çıkmasına dikkat ettim. Sonuçta iki saat boyunca soğukta beni beklemiş.
"Tamam. İçeri girelim."
Başını aşağı yukarı salladı. Gözlerindeki ifade hayal kırıklığını andırıyordu. Kolumu beline attım. Boşta olan elimle evin anahtarını çıkardım. Kapıyı bile bulanık görmeye çok yakındım. İzgi anahtarı elimden alıp kapı deliğine soktu. Kapıyı açınca benim içeri girmem için kenara çekildi.
"Uykun var mı?"
"Evet ama çalışmam gerekiyor. Senin bu gece işte olman gerekmiyor muydu?"
"Hayır. Bugün boşum. Yarın işte olacağım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRA KASIMPATI (GxG)
RomanceSöylenecek çok söz vardı aslında. Gidilecek yollar, aşılacak engeller vardı. Birlikte tecrübe edilebilecek birçok olay yaşayabilirdik. Hayata öfkeleniyorum ama öfkemin en büyüğü kendime, her suçu da hayata atarsak halimiz ne olur? Bir ömre sığdırma...