| 31 |

396 59 52
                                    

(Karmen'den)


Çalışma odamın kapısına iki kez sakince vuruldu. Mutfaktan kahve istemiştim. Büyük ihtimalle gelen Gökçe Hanım.

"Girin," dedim. Hesap makinesini bir kenara aldım. Kahve dökülmesini istemiyordum. Evet, telefondaki hesap makinesi uygulaması yerine çoğunlukla gerçek olanı kullanıyordum. Böylesi daha rahat ve kullanışlı geliyordu. Sanırım biraz da olsa benim de geleneksel bir tarafım vardı.

Kapı açılınca annemin görmeyi beklemiyordum. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Elinde küçük bir tepsi tutuyordu. Ayağa kalkacaktım ama bakışlarıyla durmamı söyledi.

"Tepsiyi buraya kadar getirdiysem masanın üstüne de koyabilirim diye düşünüyorum."

"Tabii anne ama ben zahmet etme diye elinden alacaktım," dedim. Sesim bile şaşkın çıktı. Annem de bunu fark etmiş olacak ki hafif gülümsedi. Kağıtları kenara çektim. Tepsinin üstünde porselen fincan ve yanında küçük bir tabakta beş tane lokum duruyordu. Annem birini alıp masanın kenarından geçti. Kenarda duran başlıklı koltuğu karşıma çekti.

"Neden kahveyi sen getirdin?"

Gözlerini devirir gibi yaptıktan sonra bana baktı.

"Canım öyle istedi. Çocuğum benim elimden bir kahve içsin dedim. Kötü mü ettim?"

"Hayır. Ellerine sağlık," dedim. Tamam gerçekten şaşırılacak bir durumdayız. Ne oluyor?

"Nasılsın? İşlerin nasıl gidiyor?"

Cevap vermeden evvel kahveden bir yudum içtim. Tam da sevdiğim gibi bol telveli yapmış.

"İşler iyi gidiyor. Günden güne daha da iyi oluyor."

Lokumdan bir tane alıp komple ağzıma attım.

"Sevindim. Çalışkanlığın takdire şayan gerçekten," dedi gülümseyerek. Bu gururlu anne bakışı mı yoksa bana mı öyle geliyor?

"Teşekkür ederim," diye karşılık verdim. Normalde Gökçe Hanım kahveyi bırakır giderdi, çalışma odamda benden başkasını da istemediğimi evde herkes bilirdi. Şimdi annem geldi ve karşıma oturdu. 

"Evdeki yiyecek içecek kısmına Gökçe Hanım bakıyor. Uzun zamandır senin bir şey yaptığına denk gelmedim."

"E bugün böyle oldu. İçimden geldi," deyip arkasına yaslandı. Begüm Karaduman duruşu işte bu. Özgüveni yüksek, kendinden emin ve otoriter.

"İlk soruma cevap alamadım."

"Nasıl yani? İşi sordun ya anne. Ben de cevapladım."

"Önce nasılsın diye sordum. Karşı tarafı iyi dinle, küçük hanım," dedi. Küçük hanım diye özellikle vurgulaması yüzümü güldürdü. Ne yalan söyleyeyim bayağı hoşuma gitti. Ben küçükken de böyle yapardı. Nice zamandır ondan duymuyordum.

"İyiyim," dedim. Gözlerimi kaçırarak yalanımı fazla belli ettim.

"İyi olmadığını biliyordum. Dik durmaya çalışıyorsun, belli etmemeye çalışıyorsun ama iyi değilsin. Üstelik ben buna benzer hallerine daha önce şahit oldum."

Hiçbir şeye şahit olduğun yok senin.

"Üzgünsün Karmen."

"Ben bir şeyler için üzülmeyi bırakalı çok oldu."

"Peki bir insan veya birkaç insan için üzülmeyi de bıraktın mı?"

İlgili hali gözlerimi yaşarttı.

HATIRA KASIMPATI  (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin