| 23 |

412 55 19
                                    

Selam! Nasılsınız? Keyifler yerindedir umarım. Bölüm hazır olunca sizi bekletmek istemedim. Hepinize keyifli okumalar. ❤️


(Yazardan)


Gecenin ayazı Rengin'in içini titretmişti. Ablasının sözleri ise tam tersi alev etkisi yapmıştı. Rengin'in ağzından tek kelime çıkmasa da onun eve dönmek istediğini anladı Güzay. Geri dönmek için ikisi de arabaya bindi. Belki biraz hava almak ister diye düşünerek yolu uzatmaya karar verdi Güzay. Rengin bunu fark etti ve ona teşekkür etmek istedi. Eve geri dönmek istiyordu ama hiç mi hiç acelesi yoktu. Karmen'le bir posta da evde mücadele vermekten çekiniyordu.

"Öfkesi kızgın demirden farksız," dedi Rengin. Parmaklarını şakaklarına yerleştirdi. Yavaşça ovmaya başladı.

"Bu karşılaşma iyi olmadı."

Kaşlarını çatarak "Bu bir karşılaşma değil. Ablan bizi takip etmiş. Yolumuzu kesmesinden anlamalıydın," dedi.

Tuhaftır ki Karmen'e hem öfkeli hem öfkeli değildi. İki seçeneğin arasında gidip geliyordu. Güzay, Karmen'in haklı yanları var ama bizim de haklı olduğumuz noktalar var diye düşünüyordu. Direksiyonu tutan parmakları bembeyaz olana kadar sıktı. Siyah kaşlarını çattıkça çattı. Planladığı akşamın Karmen tarafından mahvedilmesi içten içe sinirlerinin bozulmasını sebep oldu. 

Kaçtır Rengin'le doğru düzgün vakit geçirmek istiyordu. Nihayet onu ikna ettiğinde ise bir şeyler hatta bizzat Karmen devreye girmişti. Daha önce olduğu gibi, yine ve yine.

"Ablan yine akşamımızı mahvetmeyi başardı."

Bunu istemsiz biçimde dışından söyledi. İç dünyasındaki düşüncenin anlık diline vurması sonucu ortaya çıkan cümle, Rengin'in kaşlarının çatılmasına sebep oldu. Rengin'in ona tersçe baktığını hissedince saniyelik ona döndü.

"Yalan mı?"

Rengin bunun cevabını es geçip aklındakini sordu.

"O gece beni eve sen bıraktın değil mi?"

"Evet. Alkolü fazla kaçırınca beni aradın. Senden telefon gelmesini beklemiyordum, beni şaşırttın. Birkaç dakika bir şeyler söyledin, sonra adresini gönderdin. Seni oradan almamı istedin."

"Sonra?"

"Evin yakınında arabayı durdurdum. Direkt bahçe kapısına yanaşmamı istemedin. Evin korumalarından biri seni görünce arabaya doğru yaklaştı. Beni görmesini istemediğin için direkt konuşmaya başladın. Beni eskiden tanıyacağını biliyordun. Arkadaşın olduğumu söyleyerek işin içinden çıktın. O da üstelemedi elbette."

Tüm bunları hafif, tatlı bir tebessümle anlatması Rengin'in gözlerinden kaçmadı. Kendini de gülümserken buldu.

"Arkadaşım olduğunu söyledim demek?"

"Evet. Peki gerçekten arkadaşın mıyım?"

Sustu Rengin. İzlediği gözler kendininkilere çevrilince önüne döndü. Beklenmedik soruya karşılığı nasıl vereceğini düşünüyordu. 

Güzay onun ifadesine bakınca şu an sorusuna cevap düşündüğünü anladı. Bu içten içe hoşuna gitti çünkü Rengin ona net bir şekilde arkadaşımsın mesajı vermedi. İçindeki ümidin yeşermeye hazır olduğunu hatta döndüğü günden beri ilk kez böylesine yeşerdiğinin farkındaydı. Kendisini dizginliyordu.

Düşünceleriyle değişen yüz ifadesinde değişmeyen tek şey dudaklarındaki gülümseme oldu. Rengin'in kalbinde hâlâ ona karşı bir şeyler olma ihtimali fazlasıyla mutlu hissettiriyordu. Direksiyondaki parmakları kendini rahata bıraktı. Dudaklarındaki gülümseme daha bir belirgin oldu.

HATIRA KASIMPATI  (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin