(Yazardan)
Yağmur gökten bir şelale misali akıyordu. Akşam yemeğini yedikten sonra çay eşliğinde birlikte sohbet ettiler. Karmen daha çok sessiz kalan, dinleyen taraftaydı. Konu ona gelmedikçe konuşmamaktan şikayetçi değildi. Saat 01.00'ı gösterirken İzgi'nin uykusu gelmeye başladı.
"Bu gece bizdesin değil mi?" diye sordu Rengin.
Rengin'e değil de Karmen'e bakarak "Evet," diye cevapladı İzgi. Rengin ayağa kalkınca o da kalktı. Akşamın çoğunu Karmen'le haddinden fazla göz teması kurmadan geçirmişti. Tamamen kasıtlı yaptığı bu hareketle gurur duyuyordu. Birbirlerini uzun zamandır görmüyormuş gibi sarılmalarına Karmen'in göz devirdiğini, hemen ardından ise gülümsediğini gördü.
"Misafir odasının yerini biliyorsun," dedi Rengin. İzgi'nin Karmen'le uyumak istemeyeceğini düşünerek söylemişti ancak ablasının ölümcül bakışlarını fark edince geri adım attı.
"Iıı ama tabii sevdiceğine sarılarak uyumak da iyi olur. Hele hava böyle yağmurlu ve kasvetliyken daha iyi olur," diyerek durumu toparlamaya çalıştı fakat İzgi bunu yiyecek gibi durmuyordu.
"Yağmurlu hava ve sarılmak arasında tam bağlantı kuramadım ama neyse," diyerek tavrını ortaya koydu İzgi.
Işıkları kapattı Karmen. Merdivenleri arka arkaya çıktılar. İzgi'yle uyumak istiyordu ama bunu rahatça söylemesi için Rengin'in uzaklaşmasına ihtiyacı vardı. Bir yandan da düşünüyordu, ya kabul etmezse diye kendi kendine soruyordu. Ayrı yatmak isterse, Karmen buna hiç şaşırmayacaktı.
Rengin başka bir şey demeden odaya girdi. Karmen, kapanan kapıya baktıktan sonra İzgi'ye doğru döndü. İzgi hiçbir şey söylemeden gidecekken bileğini kavradı. İlgiyi üstüne çeker çekmez İzgi'nin bileğini bıraktı.
"Birlikte uyumak ister misin?" diye sordu oldukça kibar bir şekilde. İzgi'nin yüzü düştü. Karmen sorduğuna pişman olurcasına geri çekildi. Neden böyle yüzü düştü, diye soruyordu içinden.
"Hayır. Bugün tek başıma uyumak istiyorum."
Anlayışla başını salladı. "Peki," dedi fısıltıyla. O andan itibaren yüzü düşen tek kişi İzgi değildi. İzgi'ye ihtiyacı vardı fakat bencillik ederek onu rahatsız edecek hali yoktu.
"İyi geceler Karmen."
"Sana da iyi geceler İzgi."
İzgi misafir odasına giderken Karmen arkasına bile bakmadan kendi odasına girdi. Üstündekileri değiştirmeden yatağa uzandı. Tadı tuzu kalmamıştı. Elbette İzgi gönüllü olarak kaldığı için mutluydu fakat bu şekilde nereye kadar gidebileceklerini kestiremiyordu. O adım atmaya çalıştıkça, İzgi mesafesini koruyordu. İlk günden böyle söylemenin doğru olmayacağını düşünerek kafasındakileri bir kenara attı. Belki sabah daha iyi oluruz, dedi içinden. Daha iyi olmak istiyordu.
İzgi ise Karmen için kendini daha fazla yıpratmaktan kaçınmaya devam ediyordu. İlişkileri en başından sağlıklı değildi belki... Bu düşünce İzgi'nin kafasını çok kurcalıyordu. Çok geçmeden, düşünceler onu daha fazla bölmeden uykuya daldı. Karmen ondan bir saat sonra uyudu. Uykuya dalmadan önceki bir saati de tüm hayatını gözden geçirerek harcamıştı. Bunu yapmaya alışkındı. Kim bilir kaç geceyi düşünerek geçirmiş ve bedeni bir noktadan sonra dayanamaz hale gelip öyle uyuyakalmıştı?
Gün ağardıktan otuz dakika sonra gözlerini açtı. Kollarını geriye atarak esnedi. Yataktan kalkmadan önce üstündeki örtüyü ayaklarıyla tepti. İlk uyanan kişinin kendisi olduğunu sanarak yanılıyordu. Yataktan kalktı. Üstünü değiştirdi. Yüzüne iki kez soğuk su çarptı. Damlalar yanaklarından aşağı süzülürken elini lavabo tezgahında bekletti. Gözlerini bir süre kapalı tuttu. Bugün işten kaytarmak için iyi bir fırsat olacaktı. Patron olmanın bu yanını seviyordu. Her şey onda bitiyordu, bir gün işe gitmese kimse neden gelmedin diye soramıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRA KASIMPATI (GxG)
RomanceSöylenecek çok söz vardı aslında. Gidilecek yollar, aşılacak engeller vardı. Birlikte tecrübe edilebilecek birçok olay yaşayabilirdik. Hayata öfkeleniyorum ama öfkemin en büyüğü kendime, her suçu da hayata atarsak halimiz ne olur? Bir ömre sığdırma...