Hatalar varsa affola. Keyifli okumalar.
(Yazardan)
Amcasıyla yaptığı konuşmanın üstünden tam on beş gün geçti. Bir hafta boyunca Karmen'den haber bekledi Timur. Yeğenine düşünmesi için yeterince zaman tanıdığına inansa da onu aramamaya devam ediyordu. Karmen'in vakti tüm ihtimalleri düşünmekle geçiyordu. Çok yakında saçlarına aklar düşeceğine dair şüpheleri de başlamıştı. Yaşadıkları ve duyduklarıyla şu zamana kadar düşmemesi bile onu bir şaşırtıyordu.
Bu süreçte eve sadece birkaç kıyafet almak için uğradı. Gökçe Hanım'ı arayıp özellikle evde kimsenin olmadığı bir zamanı öğreniyordu çünkü ailesinden kimseyle konuşmak istemiyordu. Duşunu alıp üstünü değiştirdikten sonra çalışma odasına girdi, oradan birkaç şey alıp odayı kilitledi. Anahtarı da çantasına attı. Küçük bavulu merdivenlerden aşağı çekiştirerek indirdi.
Mutfağa uğrayıp evin emektarıyla birkaç dakika konuştuktan sonra arabaya atlayıp İzgi'nin evine döndü. Her gün olmasa da gün aşırı işe uğramayı da ihmal etmiyordu. Rüya Hanım her gün orada olduğu için içi rahattı.
Aslında İzgi'nin evinde bu kadar kalmayı planlamıyordu ve artık gitmesi gerektiğine inanıyordu. Bir süre, aylar önce satın aldığı dağ evinde kalmanın ona iyi geleceğini düşünüyordu.
Aslında şu an İzgi'nin uyuduğu gibi Karmen'in de uyuması gerekiyordu. Günlerdir neredeyse bütünleştiği koltuğa uzandı. Evin içi soğuk değildi ancak Karmen üşüyordu. Titreyerek battaniyeyi üstüne örttü. Dudaklarından titrek bir nefes çıktı. Sola döndü, gözlerini kapattı. Salona girdi İzgi. Duyduğu ayak sesiyle gözlerini hemen açtı Karmen.
"Hadi odaya gel," dedi İzgi. Uyku sersemi haliyle çok tatlı görünüyordu.
"Gerek yok, şurada kıvrıldım işte."
Göz teması kurmaktan kaçınır gibi bir hali vardı. İzgi bunu anlamayacak bir insan değildi.
"İnat etme Karmen."
"Hayır," dedi sakince. Kaşlarını istemsiz büktü. İzgi'nin yanına diz çöktüğünü görünce gülümsedi. Şu an Karmen epey durgun görünüyordu. Birkaç gündür böyleydi ve 'iyiyim' numarası yapamayacak kadar yorgun hissediyordu. Onun bu hali İzgi'yi üzüyordu. Farkında olmadan ben mi bir şey yaptım diye düşünmeye başlamıştı. İzgi, Karmen'e karşı biraz mesafeli davranmıştı ve belki de bu bir şeylerin ters tepmesine sebep olmuştu... Ama hayır, İzgi yanılıyordu.
"Karmen bir şey soracağım ama dürüstçe cevap vereceksin. Tamam mı?"
Daha belirgin bir şekilde gülümsedi Karmen. "Tamam," dedi.
"Sana karşı mesafeli olma işini biraz abarttığımı düşündüğün için mi benden uzak duruyorsun? Aynı şeyi yaşamamı mı istiyorsun? O benden uzaktı, ben de ondan uzak kalayım ve beni anlasın gibi bir düşüncen mi var?"
Uzaktan yakından alakası yoktu. Karmen şu an misilleme düşünecek durumda bile değildi. İzgi'yi tüm bu dramdan uzak tutmayı kendine misyon edinmek üzereydi. Ona bu konuda tek kelime bile etmiyordu ancak bunun ne kadar doğru olduğu da tartışılırdı. Onu koruması için peşine birisini takarsa, bunu bilmek İzgi'nin hakkı olmaz mıydı?
"İzgi," diyerek yerinde doğruldu. Kollarını battaniyenin dışına çıkardı. Gözlerinin içine bakarak tüm samimiyetiyle konuştu.
"Uzaktan yakından alakası yok. Böyle düşünme lütfen."
Ona inanıyordu İzgi. Başını 'tamam' anlamında salladı.
"Peki o zaman şu anki uzaklığının sebebi ne?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRA KASIMPATI (GxG)
RomanceSöylenecek çok söz vardı aslında. Gidilecek yollar, aşılacak engeller vardı. Birlikte tecrübe edilebilecek birçok olay yaşayabilirdik. Hayata öfkeleniyorum ama öfkemin en büyüğü kendime, her suçu da hayata atarsak halimiz ne olur? Bir ömre sığdırma...