Bir Hafta Sonra
(İzgi'den)
Kalbim pare pare desem yeridir. Kendimi çok salak hissettim. Bu hissin beraberinde kendini suçlama duygusunu da getireceğini biliyordum.
İşe gitmem gerekiyordu ama bok gibi bir ruh halinde olduğum için koltuktan dahi kalkamıyordum. Kapı ziline bastı biri. Evde yok gibi mi davransam acaba? Hiç tarzım değildir ama herhangi bir insanla muhatap olmak istemediğim dakikalardaydım.
Zile tekrar basıldı ve üstüne iki kez parmakla vuruldu. Gözlerimi devirdim. Sessizde ve titreşimde bıraktığım telefonumu fark ettim. Ekrana baktığımda arkadaşımın aradığını gördüm.
"Efendim?" dedim bıkkınlıkla.
"Kapıdayım. Neden açmıyorsun?"
Nefesim ciğerlerime sığmadı sanki. İçim sıkılıyordu.
"Bekle," deyip kapattım. Zar zor koltuktan kalktım. Kapıyı açtım. Bana endişeli ve meraklı gözlerle baktı.
"İş arkadaşın henüz gelmediğini ve telefona cevap vermediğini söyledi. Ben de oradan buraya geldim. Bir sorun mu var?"
"Gir içeri," dedim. Kapıyı öylece bırakıp salondaki koltuğuma geri döndüm. Omuzlarım benden bağımsız gibi düşüyordu. Mutsuzluğum zirvedeydi.
"Ne oldu İzgi?" deyip karşıma geçti. Ceketini çıkarmak için düğmesini açtı. Kollarından sıyırırken onu izledim.
"Ablanla tartıştık," dedim. Ben bir anda gülmeye başlayınca afalladı.
"Salak gibi hayallere kapılmışım. İnanamıyorum," dedim. Bu gülüş birkaç dakika sonra ağlamaya dönecekti.
"Ne zamandan beri aranız limoni? Ablam genelde asık suratlıdır ama son iki üç gündür fazladan keyifsiz görünüyordu."
"Bir hafta oldu."
"Seninle iletişime geçmeye çalıştı mı?"
"Geçen gün kulübe geldi. Orada konuşmaya çalıştı ama ben oralı olmadım. Bir şeyler içip kalktı. Çok kalmadı. Başka da bir şey yapmadı."
"Sen kendini iletişime kapattıysan ablam hiç uğraşmaz. Onun öyle huyları vardır. Gelip özür bile dilemeyebilir. Tabii ben konuyu bilmiyorum ama Karmen'i tanıyorum."
"Karmen'e göre bizim aramızdaki öylesine bir şey sanırım. Direkt böyle söylemedi ama bana hissettirdiği bu. Güzel bir ilişkimiz var falan diye salak salak düşüncelere kapılmıştım," deyip tıslarcasına güldüm. Parmaklarıyla oynamaya başladım. Dudaklarımı büktükçe büktüm.
"Salaklığıma yanıyorum. Aramızdakine haddinden fazla anlam yüklemişim. O kafa dağıtma basamağı olarak görmüş beni."
"Öyle deme lütfen," diyerek oturduğu yerden kalktı. Bana destek olmak istiyordu. Yanıma oturdu. Kolunu omzuma attı. Yüzüme yandan baktı.
(Yazardan)
"O şekilde görmemiştir," dedi. Bunu dedikten birkaç saniye sonra eski zamanlardan görüntüler zihnine düştü. Boğazında oluşan düğümü yutkunarak atmaya çalıştı.
Eğer Karmen içten içe hâlâ Güzay'ı seviyorsa, İzgi'yi aslında hiç sevmemişse ve İzgi şu an haklıysa ne olacaktı? Ortada böyle bir gerçek varsa İzgi'nin yıkılacağını biliyordu.
Kim, hangi şartlarda olursa olsun bu çok yaralayıcı olurdu. Kimsenin kimseyi böyle kandırmaya ve bir diğerini unutmak için oyalamaya hakkı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRA KASIMPATI (GxG)
RomanceSöylenecek çok söz vardı aslında. Gidilecek yollar, aşılacak engeller vardı. Birlikte tecrübe edilebilecek birçok olay yaşayabilirdik. Hayata öfkeleniyorum ama öfkemin en büyüğü kendime, her suçu da hayata atarsak halimiz ne olur? Bir ömre sığdırma...