(Yazardan)
Hayretler içinde dakikalardır ablasına bakıyordu Rengin. Bakışları hissetmesine rağmen inadına bir kez olsun dönüp bakmadı Karmen. Neredeyse bir saat önce istediği viskiyi ağır ağır içiyordu.
Artık bu saçmalığa dayanamıyordu Rengin. Elini yasladığı yanağından indirdi. "Ne yapıyorsun sen Karmen?" diye sordu. Karmen nihayet başını solunda oturan kardeşine çevirdi.
"Viski içiyorum. Bu viskiyi hiç denemediğini varsayıyorum. Öyle ağır bir içimi yoktur, genelde içtiklerime göre daha hafif. Bence denemelisin."
İstemiyordu Rengin. "İçmek istediğim zaman viskinin son tercihlerimden olacağını biliyorsun."
"Biliyorum," dedi gülümseyerek. Haklı çıkmak nasıl da hoşuna gidiyordu.
"Biz buraya sen viski gurmeliği yap diye gelmedik. Bir şeyleri düzeltmek için azıcık bile çaba göstermeyecek misin? Bu kızın seni ne kadar sevdiğini görmüyor musun?"
Nefesini sıkıntıyla geri verdi Karmen. Bu duruma içi çok sıkılıyordu. Parmaklarını etrafında dolaştırdığı bardağı kavradı. İçinde kalan son yudumu da içti. Bardağı boş haliyle geri koydu.
"İzgi yüzüme bile bakmadı farkındaysan."
"Hayır baktı. Belki bir şeyler söylersin diye baktı fakat sen kalas olduğun için fark etmedin tabii."
"Bu olayı harbiden çok büyütüyorsunuz. Belki böylesi ikimiz için de hayırlı olandır. Yas tutacak halim yok. İzgi de iki üzülür sonra hayatına devam eder."
Cebinden para çıkarıp boş bardağın yanına bıraktı. Rengin'in içtiklerini de o ödedi. Yavaşça yerinden kalkarken, Rengin onu geri döndürmenin peşine düştü bile.
"Buraya gelirken bile bu kadar inat ederek gelmemiştin. Seni gerçekten seven birisi var karşında. Hata bende. Sen daha ne istediğini bile bilmiyorsun ki. Niye uğraşıyorsam?"
"Ben huzur istiyorum," diye cevaplayıp elleriyle kendini işaret etti. Yürümeye devam etti. Rengin alaycı ve bir o kadar da öfkeli bakışlar eşliğinde başını sağa sola salladı.
"Yürüyen gerilimsin sen Karmen. Ne huzurundan bahsediyorsun?" dedi bağırırcasına.
Karmen cevap vermedi. Rengin şu an dert edeceği en son bile şey değildi.
"Sen ne sevmeyi bilirsin, ne sevilmeyi bilirsin. Üzülüyorum sana!"
Yürümeyi bıraktı ve hışımla kardeşine doğru döndü.
"Burada mı kalıyorsun ne yapıyorsan yap ama beni rahat bırak."
"Sana İzgi'yi üzersin dedim. Seni uyardım. O kız senin onu sevdiğinden daha çok seviyor seni. Hiçbir zaman ona uygun birisi değildin. En başından beri işlerin karmaşık bir hal alacağını biliyordum. Yanılmadım. Beni yanıltmadın."
"Akıtmak istediğin başka zehrin varsa buyur Rengin."
"Senden daha iyisini hak ediyor!" dedi üstüne basa basa. Karmen burnundan soluyordu. Rengin'in söylediği şeye sinirle sırıtmaya başladı. Gözleri dolmak üzereydi ve şu an bunu hiç istemiyordu.
Sesini özellikle sakin tutarak konuştu.
"Ne o? Bu kez İzgi'ye mi göz diktin?"
Kalakaldı Rengin. Yutkunmak istedi fakat boğazındaki düğüm müsaade etmedi. İzgi'ye asla arkadaştan farklı bir gözle bakmazdı. Ablasının söylediği cümle onu zehirli bir iğne misali savunmasız bıraktı. Ne diyebilirdi ki? Her şeye rağmen hatalıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRA KASIMPATI (GxG)
RomanceSöylenecek çok söz vardı aslında. Gidilecek yollar, aşılacak engeller vardı. Birlikte tecrübe edilebilecek birçok olay yaşayabilirdik. Hayata öfkeleniyorum ama öfkemin en büyüğü kendime, her suçu da hayata atarsak halimiz ne olur? Bir ömre sığdırma...