(Yazardan)
"Temizlik görevlilerinden Selma Hanım ve İbrahim Bey'i çağırır mısınız?" dedi Karmen. Sonrasında ise olaylar gelişti. Aklı daha çok karıştı. Aldığı cevaplara bakılınca, odasını temizleyen iki kişi de öyle bir zarf gördüklerini hatırlamıyorlardı. Çekmeceler sadece Karmen'in izniyle açılıp temizleniyordu. O gün öyle bir şey de olmamıştı.
Gitgide işkilleniyordu. Birileri onunla dalga geçiyor gibi hissettikçe daha çok geriliyordu. Tüm bunlar basit bir şaka niyetiyle yapılıyorsa da Karmen bunu hoş karşılamayacaktı. Öte yandan düşünüyordu. Basit bir şaka olsaydı babasının o videosunu eline ulaştırmazlardı. Hem babası orada kiminle, ne hakkında konuşmuştu? Karmen'e işle alakalı bir durum gibi gelmişti.
Rüya Hanım'la görüşmeyi bile ertelemişti. Tek yaptığı düşünmek ve işin içinden çıkmaya çalışmaktı. Gönderenin kim olduğunu nasıl öğrenebilirdi? Bu konuda yardım alabileceği isim Cemal'den başkası değildi. Bugün iş çıkışı oyalanmadan eve geçecek ve Cemal'i kenara çekip konuşacaktı.
Babasının sakladığı sırları hiç olmadığı kadar merak etmeye başladı. Sır saklamayan dümdüz bir insan gibi izlenim verse de öyle olmadığı apaçık belli olmuştu. Şu saatten sonra buna şüphesi olamazdı.
Şu an ihtiyacı olan şeyin düşünmeye ara vermek, İzgi'nin sesini duymak olduğuna karar verdi. İzgi'nin çabucak cevap vermesini umarak telefona davrandı.
"Alo?"
"Efendim?"
Derin bir nefes aldı. Gözkapakları mavinin açık tonlarındaki gözlerini örttü.
"Uyandırmadım umarım."
"Yok be. Uyanalı iki saat olmuştur. Televizyon karşısında meyve keyfi yapıyordum."
"Ne izliyorsun?"
"Yayın akışında eski filmlerin verildiği bir kanal buldum. Ah nerede filmi başladı şimdi," dedi gözlerini ekrandan ayırmadan. Elmadan bir ısırık aldı.
Dudaklarını birbirine bastırarak gülümsedi Karmen. "İyi seyirler."
"Teşekkür ederim. Sen ne yapıyorsun?"
"Şirketteyim, şu an boş boş oturan patron konumundayım."
Bu yanıta kıkır kıkır güldü. "Her dakikayı çalışarak geçiremezsin, ara vermek gerekiyor."
İzgi'yi bu karmaşık konuya bulaştırmak istemiyordu fakat içindeki ses paylaşmazsa daha çok sıkıntıya gireceğini söylüyordu. Şimdilik o sese aldırış etmeyecekti. Gerçekten İzgi'yi mümkün mertebe bu tarz konulardan uzak tutmak istiyordu. Başının ağrımasını hiç istemezdi.
Yorgun ve şüpheci bakışları kapıya dalıp gitti. İzgi'nin rahatlatıcı sesi ise onu şimdiki zamana geri döndürdü.
"Sen iyi değilsin Karmen. Az önceki sessizliğinle kendini ele verdin."
Gözlerini şaşkınlıkla sonuna kadar açtı. Belki de daha önce hiç kimsenin onu tanımadığı kadar tanıyordu İzgi.
Gözlerini kısarak elmadan bir ısırık daha aldı. Karmen yanıt vermedikçe odağını televizyona veremiyordu.
"Kime diyorum? Hey! Karmen Karaduman, orada mısın?"
"Ne bu resmiyet?" diyerek kendi kasvetli havasını şakayla dağıtmak istedi. İzgi'yle konuşmanın etkisi yüzündeki yumuşak ifadeden anlaşılıyordu.
"En azından seni kendine getirdi."
"Beni başka şekillerde de kendime getirebilirsin."
Bu cümle İzgi'nin yüreğindeki özlemi harlamaya yetti fakat Karmen'in biraz daha akıllanmasını istiyordu. Bir süre daha o özlemi hissetmeleri gerektiğine inanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRA KASIMPATI (GxG)
RomanceSöylenecek çok söz vardı aslında. Gidilecek yollar, aşılacak engeller vardı. Birlikte tecrübe edilebilecek birçok olay yaşayabilirdik. Hayata öfkeleniyorum ama öfkemin en büyüğü kendime, her suçu da hayata atarsak halimiz ne olur? Bir ömre sığdırma...