| 1 |

2.1K 86 83
                                    

Merhaba! Üçüncü hikayemle karşınızdayım. Buradaki ana karakterimiz diğer iki hikayemdeki ana karakterlerden biraz daha farklı olacak. Bölümler ilerledikçe ne demek istediğimi anlayacaksınız. Hepinize keyifli okumalar dilerim. ❤️

Başladığınız tarihi yazar mısınız?


(Yazardan)


"İçimde bir şey kanıyor

Keskin bir vedanın yarası sızlıyor

Yüzümde bir şey soluyor

Aynı değil, umudun rengi kayboluyor..."


Gözlerini aynaya kaldırdı. Arka tarafı kontrol etmek için yaptığı bu hareket, onu saniyeler içinde kendi yüreğindeki kuyuya düşürdü. Kırmızı ışıkta durunca yine aynısını yaptı. Kendine baktı. Gözleri kızarık sayılırdı ve altlarında torbalanma olduğunu fark etti. Yorgunluktan bittiğini hissediyordu. 

Bu yaşımda sanki 60 yılın yorgunluğunu çekiyor gibi hissetmem normal mi, diye sordu kendine. 


"Kalbimde bir yerde bir orman yanıyor

Bıraktığın şarkılar sahipsiz susuyor

Şiirler hep dargın, dualar şifasız

Ömrüme mıhlanmış bir cümle..."

Şarkı birden bire fazla dramatik hissettirince radyoyu kapattı. Keskin bakışlarını yola çevirdi. Gaza yüklendi. Trafik yüzünden uzayıp giden yola sövdü. 

Eve gidene kadar 2 saat geçmişti bile. Arabasını garaja bırakmak istedi. Yarın kontrole göndermesi gerekiyordu.

Kapkara bir takım elbise giymiş korumalardan biri onu karşıladı. "Hoş geldiniz. Garaj kapısında problem var. Arabanız bahçede kalsa daha iyi olur."

"Bu kapı daha 2 gün önce yapılmadı mı? Ayrıca sabah sorun yoktu."

Adam ne diyeceğini bilemedi. Geniş omuzlarını yukarı kaldırıp indirdi. Genç kadının ters bakışları karşısında biraz gerilmişti. 

"Evet ama yine bozuldu," diyebildi sadece. Evin büyük kızından gelen cevabı beklerken gerginliği artıyordu.

"Of! Tamam. Sen arabayı kenara alırsın."

"Elbette."

Anahtarı üstünde bırakıp arabadan indi. Yandaki koltuğa koyduğu iş çantasını almak yeni aklına geldi.

"İyi akşamlar."

"Size de iyi akşamlar efendim," dedi. Evin giriş kapısına ilerlerken pantolonunun cebinden anahtarı çıkardı. Kullanmasına gerek kalmadan kapı açıldı. Uzun yıllardır evlerinde çalışan Gökçe Hanım onu kapıda karşıladı. Her zamanki gibi yüzü gülüyordu. Bu kadının her daim güler yüzlü oluşuna şaşırmamak elde değildi.

"Sefa getirdiniz."

"Selam. Nasıl gidiyor?" diye sordu. Bakışlarının donukluğu gibi sesi de donuk çıkmıştı.

"İyi gidiyor. Her zamanki işler," diye cevapladı Gökçe Hanım. Yüzündeki gülümseme aynı duruyordu.

"Karmen sen mi geldin?"

Merdivenin olduğu tarafa doğru döndü. "Evet anne," dedi. Ayak sesleri duyunca annesinin yavaş yavaş indiğini anladı. 

Mutfaktan iştah açıcı kokular geliyordu. Acıktığını yeni anladı Karmen.

HATIRA KASIMPATI  (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin