-9/2-
GEÇMİŞ • AĞUSTOS, 2021
❝Valentino❞
Ellerim yanımda melek gibi uyuyan kadının saçlarında geziniyordu. Ne kadar süredir onu seyrettiğimi bilmiyordum. Işımaya başlayan güneş ışığı cildine yansıdığında yatakta hafif kıpırdandı. Teni porselen gibi pürüzsüzdü. Dün gece baloda bir kraliçe gibiydi. İlişkimiz hakkında bazı tereddütleri olduğunun farkındaydım. Yeni bir ülkeye ve yeni bir kültüre adapte olmakta zorlandığını da görebiliyordum. Durumun böyle olmasında Luigi'nin tavırlarının da etkisi büyüktü. Bizim kültürümüze ait olmaması onu tedirgin ediyor, bu sebeple öyle ya da böyle ilişkimizin bitebileceğini düşünüyor olmalıydı. Oysa bilmiyordu ki ben onsuz nefes dahi alamazdım. Onu bir kere bulmuşken bir daha kaybetmeyi göze alamazdım. Farklılıklarımızı bir hiç kılan aşkımızın her şeyi aşabileceğinin henüz tam olarak farkında değildi.
Gözlerini araladığında yüzündeki uyku mahmurluğunun verdiği yumuşamayla küçük bir kız çocuğu gibi görünüyordu. "Günaydın..."
"Günaydın." Ellerim saçlarında gezinirken "Uyandırdım mı?" diye sordum.
"Hayır." Yatakta hafifçe kıpırdandıktan sonra merakla bana baktı. "Ne zamandır uyanıksın sen?"
"Seni izleyebilecek kadar."
Güneş ışığı yüzüne vururken yataktan doğruldu ve çarpık bir gülümseme sundu. "Sen mafya olduğuna emin misin?"
Başımı öne eğerek güldüm. Normalde sık gülmeye alışık biri olmadığım halde karşımdaki bu kadın kullandığı her sözcükle beni güldürmeyi nasıl başarıyordu bilmiyordum. Bana yeniden yaşama sevinci aşılıyordu sanki. "Kahvaltıya inelim istersen."
Yatakta gerindikten sonra iç geçirdi. "Üzerimi değiştireyim, inelim."
"Tamam, bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor. Sen de bu sırada hazırlanırsın." Pietro'yla telefonda kısa bir iş görüşmesi yaptıktan sonra Lâl hazırlanmıştı bile.
Kahvaltıya indiğimizde mükellef bir sofra hazırlanmıştı bile. Lâl iştahla oturduğu sofrada ellerini ovuşturduktan sonra sabırsızlıkla çatala uzandı. "Her şey harika görünüyor, kurt gibi acıkmışım." Uzanıp Bruschetta'dan bir ısırık almak üzereyken "Karabiber mi var bunda?" sorusunu yöneltti.
Muhtemelen İtalyanlara özgü bu kahvaltılığı ilk defa yiyen kadına "Evet." yanıtını verdim. Aniden tabağa geri bıraktığında ve duraksadığında midesi bulanmış gibi görünüyordu. Merakla "Ne oldu?" diye sorduğumda önce hafifçe kaşınmaya başladı, sonra ardı ardına hapşırık krizine girdi. "İyi misin?" Hapşırmaya devam ederken bir süre konuşamadı. Bense neler olup bittiğini endişeyle anlamaya çalışıyordum "Lâl, neler oluyor?"
"Benim..." Hapşırıklarının arasında durumu açıklamaya gayret ediyordu. "Karabibere alerjim..." Nefes almaya çalışıyordu. "Alerjim var..."
Hemen Nina'yı çağırıp "Rimuovilo!" diyerek Bruschetta'yı kaldırmasını istedim. Lâl'in yanına giderek omzuna dokundum. "İyi misin?" Kısa bir an bekledikten sonra yanıt alamayınca "Doktor çağırıyorum." dedim. Hâlâ şaşkın ve endişeliydim.
Lâl ise koluma dokunup beni engelledi. "Dur, gerek yok." Hapşırması hâlâ durmasa da eskisi gibi değildi, en azından konuşabiliyordu. "Geçer şimdi." Ne kadar doktor çağırma konusunda ısrarcı olsam da izin vermemişti. Bir süre sonra iyileşip kendine geldiğinde derin bir nefes aldıktan sonra endişemi anlayıp kısaca açıkladı. "Karabibere alerjim var benim, temas ettiğimde bile vücudumda kaşıntı kabartı ve öksürük, hapşırık tutuyor. Hele yersem nefes alamam, dilim şişer. Bunun gibi şeyler oluyor yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Napoli'de Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - II ღBİTTİღ
قصص عامة❝ Halikarnas'ta tanıştık, olağanüstü bir tanışmaydı. Bir barda, sarhoş kafayla. Ve Halikarnas'ta bir gece demiştik, tek bir gece. Planımızda âşık olmak yoktu. Gözlerimi açtığımda Beyrut'a giden bir jetteydim, kaçırılmıştım. Oradan da Napoli. Sonra t...