-35/2-
❝Lâl❞
Bu sabah 3 günlük tatil planımıza uyandığım için çok heyecanlı ve mutluydum. Gece huzurlu bir uyku çekmiştim ve gerçek olamayacak kadar mutlu uyanmıştım. Gözlerimi araladığımda her seferinde benim olduğuna inanamadığım o adamın kollarındaydım. Bu dünyadaki cenneti yaşıyordum, daha ne isteyebilirdim ki? Elbette bunun sürmesi dışında.
Başımı çevirdiğimde Valentino'nun çoktan uyandığını ve tembel bakışlarla beni seyrettiğini gördüm. Tebessüm ettim. "Günaydın."
"Günaydın."
"Ne zamandan beri uyanıksın?"
"Gündoğumunda seni seyredebilecek kadar."
Yalnızken beni şımartmaktan geri durmayan bu adamın gerçek olabileceğine inanamıyordum bazen. Akıllım, biz oraları çoktan geçtik. Seni onun hayal olduğuna inandırmaya çalıştıklarında gerçekliği tescillendi. Aklımdan geçen düşüncelerle güldüm. Bana bakan adamın "Neye güldün?" sorusuna karşılık başımı iki yana salladım. "Hiçbir şeye." Sağ elim yanağında gezindiğinde ona dokunmak için çıldırıyordum ama yapmadım. Sadece dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurmakla yetindim. Ayrıldığımızda "Ben bir duşa gireyim." dedim ve tam yatakta doğrulup kalkmak için hamle yapacakken onun tatlı sert hamlesiyle başım yastığıma mıhlandı. Beni kollarımdan tutup yeniden yatağa yatırdığında üzerime tırmandı ve onunla göz göze geldim. "Hayırdır Valentino?"
Üzerimdeki adamın nefes alışverişlerinden bile ne demek istediğini anlarken bilmezden gelmeyi tercih ettim. O ise bunu umursamadan yutkundu. "Bence sen ne olduğunu çok iyi biliyorsun." Ellerimi tutarken bedenini bana yapıştırdığında sertliği bacaklarımın arasına baskı yapıyordu. "Bana ne yapmaya çalıştığını anlamıyor muyum sanıyorsun?" Usulca başını boynuma gömdü. Öpücüklere çenemden ve boynumdan köprücük kemiklerime uzanırken bir eli geceliğimin askısını indiriyordu.
Onunla bunu yapmak için yanıp tutuşuyordum ama insanüstü bir çabayla kendimi tuttum. Kibarca onu iterken "Valentino, uçağımız var." diye mırıldandım nazlı bir ses tonuyla.
Yatakta ayaklarımı yere sarkıtırken arkamda duran adamın nefesini ensemde hissediyordum. Bir eli göğsümün üzerinde tutkulu bir mesaj vermeye çalışır gibi gezinirken nefes aldı. "Uçağın biz ne zaman istersek o zaman kalkacağını, bekleyebileceğini biliyorsun, Lâl." Bir cevap vermedim ve dokunuşlarına kayıtsız kalıp yataktan kalktım. Göz ucuyla ona bakarken gözlerindeki imalı bakışın anlamını çok iyi biliyordum. "Ama senin derdin bu değil." Tek kaşını kaldırdı. "Beni süründürmek hoşuna gidiyor değil mi?"
Tam olarak öyleydi ama asla öyle değilmiş gibi rol kestim. "Aa, Valentino ne ayıp! Ne alakası var şimdi? Sabah sabah kudurdun mu?"
Güldü adam. Yatakta kımıldanırken "Öyle olsun." diye mırıldandı. "Ben beklerim."
"Ha şöyle, bak ne güzel akıllı uslu otur orada. Bir duş alıp geliyorum ben." Banyoya doğru yürürken sinsi gülümsememi içime attım. Eee Valentino Bey, bizde kız evi naz evidir. Sen de bunu öğreneceksin. Şimdi bunu söylersem üç saat açıklamak zorunda kalacağım için sabah sabah hiç atasözlerini falan karıştırmadan duşa girdim. Onun dokunuşlarıyla bile kendimden geçebiliyorken ona hayır demek... Bunun ne denli bir otokontrol gerektirdiğini anlatamam. Ancak bir konuda haklıydı ki onu süründürmek de hoşuma gidiyordu. Böylece beni daha çok özleyecekti.
Hazırlanıp çıktığımızda bizi bekleyen o güzel tatilin tadını çıkarmak için sabırsızlanıyordum. Uçakta baş başaydık. Çalışanları farklı bir bölmede oturuyorlardı. Ben henüz ayılamadığım için bir kahve istedim, o da bana kahvesiyle eşlik etti. Karşılıklı otururken bile onu özlüyordum, ona bakmaya doyamıyordum. Bugün siyah takımının içine gri düz bir kazak giydiği nadir günlerdendi. Saçlarını arkaya doğru taramıştı. Camdan dışarı bakıp kahvesini yudumlarken o kadar karizmatik görünüyordu ki. Aramızdaki sessizlikten bile zevk alıyordum. Sabah ona yaşarttığım zor durumdan dolayı istemsiz bir biçimde keyifle kıkırdadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Napoli'de Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - II ღBİTTİღ
Fiksi Umum❝ Halikarnas'ta tanıştık, olağanüstü bir tanışmaydı. Bir barda, sarhoş kafayla. Ve Halikarnas'ta bir gece demiştik, tek bir gece. Planımızda âşık olmak yoktu. Gözlerimi açtığımda Beyrut'a giden bir jetteydim, kaçırılmıştım. Oradan da Napoli. Sonra t...