-29-
7 YIL ÖNCE
❝Lâl❞
Ölüm. Korku. Kaza.
Üç duygunun hayatımı mahvettiği, yaşamımın geri kalanını ele geçirdiği o dehşet gecesinden daha fazla kaçamayacağımı anlamıştım.
Kan kokusu.
O geceye dair en keskin hatırladığım şey buydu. Bilenler bilir, kanın kendine has bir kokusu vardır. Metalik, iğrenç bir koku. O gece aklıma geldiğinde beni sarsan en büyük duygu korku, aklıma kazınan en keskin koku da kan kokusuydu.
Eğlence için toplandığımız çiftlik evindeki o gecenin böylesine korkunç bir anıyla sona ereceğini tahmin edemezdim. Beklenmedik. Korkunç. Ve dehşet verici.
Her şey çiftlik evinde düzenlediğimiz o parti gecesiyle başlamıştı. Çocuklarla yeni albümümüzü kutlamak için yalnızca sevdiklerimizden oluşan bir parti organizasyonu düzenlemiştik. Eğleniyorduk da.
O zamanlar Batur vardı. Onunlaydım. Ona âşıktım. Gerçek aşkımın o olduğunu düşünüyordum. Hayatımın aşkı o sanıyordum. Ne büyük yanılgı. Geçmişteki o kıza bir şeyler söyleme imkânım olsaydı asla inanma, sevme derdim. Onun uğruna kendimi attığım tehlikeye değmediğini çok sonra anladım ama geç oldu. Bu benim hayatıma mâl oldu.
Düzenlediğimiz bu kutlamada okuldan arkadaşlarımız, yakın dostlarımızın yanı sıra Batur'un kız kardeşi Suna ve yine Batur'un eski arkadaşı Okay da vardı. Eski arkadaşıydı ama pek sık görüşmüyorlardı, fazlasıyla yapışkan bir tip olduğu için de kendini zorla davet ettirmiş olduğunu tahmin ediyordum.
Herkes oldukça eğleniyor, keyifli vakit geçiriyordu. Organizasyon öncesi Batur'un Vural abiyi de mi çağırsaydık ısrarı üzerine biraz gerilmiştik ve ben hâlâ bu gerginliği üzerimde taşıyordum. Bazen Batur bu tür aptallıklarıyla beni öylesine çileden çıkarıyordu ki, her an patlayıp Vural'ın nasıl biri olduğunu anlatacakmış gibi hissediyordum kendimi. Ve zor tutuyordum içimdekileri.
Gürültülü müzik eşliğinde dans eden insanları yarıp merdivenleri tırmanırken Okay'la çarpıştık. Adam beni kısa bir an süzdükten sonra "Pardon." dedi, tam yukarı çıkacakken "Sen Batur'un sevgilisiydin değil mi?" diye sordu merakla.
Soğuk bir edayla "Evet." deyip merdivenleri çıkmaya devam ettim. Gördüğüm ilk andan beri hoşuma gitmeyen sırnaşık bir tipti Okay. Toplasak üç kere ya görmüşümdür ya da görmemişimdir. Batur'un çok samimi bir arkadaşı değildi ama nasıl olduysa bu organizasyona katılmış bir şekilde. Hiç gözüm tutmamıştı. Bir keresinde Batur'un sevgilisi olduğumu bilmediği için numaramı almaya bile çalışmıştı. Baktığı insanları gözüyle soyan cinstendi. Kıl herif.
Şöyle bir etrafa baktım. Batur da eğlenen insanlar arasındaydı. Sevgi'yle öyle havadan sudan eşlik ederken içip dans ediyorlardı. Onları geride bırakıp yukarı çıktım. Koridorun sonundaki balkonda biraz hava almak istedim. Gökyüzünü seyrettim. İflah olmaz umutsuz bir aşk insanı gibi hayallere daldım. Batur'la körkütük kurduğum aptal hayallere. O zamanlar aptalca olduğunun farkında değildim tabii. Beni bu aileden, bu hayattan kurtarabilecek tek kişinin Batur olduğunu, onunla hayatımı birleştirdiğimde her şeyden kurtulacağımı düşünüyordum. Gelecekteki Lâl bir yerlerde geçmişteki o kızın aptal düşüncelerine gülüyordu.
Gökyüzüne bakıp hayaller kurarken ne kadar süre geçtiğini fark etmemiştim ancak omzuma uzanan Batur'un eliyle düşüncelerimden sıyrılıp arkama döndüm. "Sen miydin?" Hâlâ aramızda geçen o küçük tartışmanın gerginliği ve soğukluğu vardı ama Batur bunu yok sayıyordu. Ona karşı neden tepkili olduğumu anlayamıyordu haklı olarak. Vural'ın nasıl bir pislik olduğunu bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Napoli'de Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - II ღBİTTİღ
Ficción General❝ Halikarnas'ta tanıştık, olağanüstü bir tanışmaydı. Bir barda, sarhoş kafayla. Ve Halikarnas'ta bir gece demiştik, tek bir gece. Planımızda âşık olmak yoktu. Gözlerimi açtığımda Beyrut'a giden bir jetteydim, kaçırılmıştım. Oradan da Napoli. Sonra t...