-35/3-
❝Lâl❞
Mağazadan çıktıktan sonra uzun bir süre konuşmadık. Buna arabada geçirdiğimiz zaman da dâhildi. Bana attığı delici bakışlar dışında hiçbir şey konuşmuyorduk. Yalnızca Valentino'nun karanlık sularında bana ateş eden gözleriydi konuşan. Bense kasıklarımda kaynamaya başlayan bir ağrıyla yüzümü buruşturup yola baktım. Onun edepsiz bakışlarından kurtulabilmenin en iyi yolu buydu. Yoldan çıkarıcı bakışları vardı. İnsanı deliliklere boğabilecek kadar çılgınca ve vahşi.
Dönüş yolunda lavaboyu kullanmam gerektiğini fark ettim ve o normalde bu zamanı telefonuyla uğraşarak geçirecekken birbirimize vakit ayırmayı tercih ettiğimiz için bana bilmem kaç numaralı bakışını atmakla meşgulken hafifçe öksürdüm. "Şey, bir yerde durabilir miyiz? Lavaboyu kullanmalıyım."
Şoföre İtalyanca ilerideki benzinlikte durmasını söylerken bakışlarını kısa bir an olsun benden ayırdığı için biraz daha rahattım. Gözleri yeniden beni bulduğunda bakışlarımla ne var dercesine tepki verirken aynı tepkiyle karşılık verdi.
"Bana öyle bakma, Valentino."
"Nasıl?"
Omuz silktim. "Öyle işte." Beni öyle yolun ortasında tarifleyemeyeceğim kadar çılgınca süzmesi tedirgin ediciydi. İçimdeki bazı ateşli duyguları harlıyordu ve belki de bunun farkındaydı. Bugün soyunma kabininde bana bakışları ve söyledikleri... Bambaşka bir kimliğe bürünmüştü aniden. Onu tanıyamamak beni dehşete ve telaşa düşürmesi gerekirken öyle olmamıştı. Yoğun bir merak ve içindeki gizemi çözmeye dair büyük bir istekle dolmuştum. Evet, belki biraz da tedirgindim. Sürpriz yumurtanın içinden ne çıkacağını bilmiyordum ve belki de çıkacak olan şey beni korkutacak, hüsrana uğratacaktı kim bilir.
Benzinlikte durduğumuzda arabadan indik. Arabaya yaslanan adam kaşlarını karizmatik ve yumuşak bir ifadeyle çatarken kollarını kavuşturdu. "Burada bekliyorum."
"Tamam."
"Yardıma ihtiyacın olursa, beni nerede bulacağını iyi biliyorsun."
İmalı sözlerini anlamazdan gelmeyi tercih ederek her zamanki hazırcevaplığımla onu geri püskürttüm. "3 yaşımdan beri çişimi kendim yapabiliyorum. Yardıma ihtiyacım olmayacak, yine de teşekkürler." Başını öne eğip gülerken kalbimi durduracak kadar karizmatikti. Kahretsin. Ona arkamı dönerken yüzümdeki keyifli gülüşün tadını çıkarıyordum. Benzinlikten içeri girerken tahminime dayanarak bu sancının sebebine doğru yürüdüm. Parmaklarım rafların arasında gezinirken kullandığım hijyenik ped paketine uzandım. Ödemeyi yaptıktan sonra her ihtimale karşı aldığım paketi çantama tıkıp tuvaleti kullandım. Evet, tahmin ettiğim gibi regl olmuştum. Aslında birkaç gün daha vardı ama sanırım seyahat ve hava şartlarından dolayı bu kez erken olmuştu. Kasıklarımdan karnıma kadar uzanan ufak sızının sebebini doğru tahmin etmiştim. Paketi açıp pedlerden birini kullandıktan sonra yüzümü yıkadım ve kâğıt havluyla kurulandıktan sonra çıktım. Otele kadar ne hayallerle bekleyen Valent için bu pek iyi bir haber olmayacaktı tabii. Öte yandan biraz daha bensizliğin tadına varacağını düşündükçe keyfim yerine gelmedi dersem de yalan olurdu. Sanki sen ona dokunmadan durabiliyorsun da geri zekâlı.
Her seferinde havalı havalı kendime gaz verirken iç sesim beni gerçeklerle böyle bir güzel bozuyordu işte. Arabaya döndüğümde Valent arka koltukta beni beklerken elindeki telefonda biriyle mesajlaşıyordu. Normalde tatilimizde telefon kullanmak yasaktı ama Haldun abi ararken ben bu yasağı delmiştim bir kere. Şimdi ben onun yanında değilken telefonuyla ilgilenmesini göz ardı edebilirdim. Arka koltuğa oturup Valent'in yanındaki yerimi aldığımda yeniden hareket ettik. Telefonunu cebine atan adam düşünceli görünüyordu ancak kaçamak bakışlarıyla beni süzmekten geri durmuyordu. Uzanıp başımı onun göğsüne yasladığımda kalp atışlarını dinlemek huzur vericiydi. Beklenmedik bir biçimde "Kalbin çok hızlı arıyor." mırıltıları aktı dudaklarımdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Napoli'de Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - II ღBİTTİღ
Ficção Geral❝ Halikarnas'ta tanıştık, olağanüstü bir tanışmaydı. Bir barda, sarhoş kafayla. Ve Halikarnas'ta bir gece demiştik, tek bir gece. Planımızda âşık olmak yoktu. Gözlerimi açtığımda Beyrut'a giden bir jetteydim, kaçırılmıştım. Oradan da Napoli. Sonra t...