-14/1-
❝Lâl❞
Yatakta kıpırdanırken kendimi düne göre biraz daha iyi hissediyordum. Valent'le kalmak ne kadar yaralayıcı olsa da bunun iyi yanları da yok değildi. Ayılıp bayılmalı yorucu bir sürecin ardından sonunda yeni bir düzenim olmuştu. Herkes bana bebek gibi davranıyordu. Başucumda Wendy her isteğimi yerine getiriyordu, Nina etrafımda dört dönüyordu. Herhangi bir terslik olacak diye beni bir an olsun yalnız bırakmıyorlardı. Her ne kadar yemek düzenim hâlâ yoluna girmemiş olsa da kâbus gibi geçen uzun ve yorucu bir dönemin ardından bu sakinlik, dinginlik bana iyi gelmişti, beni dinlendiriyordu. Kırılan gururum her saniye olanları bana hatırlatıp iyileştiğimde gitmem gerektiğini kulağıma fısıldayıp dursa da şimdilik iyiydim.
Bedenen iyiydim, evet. Psikolojik olarak... Tam bir çöküşteydim diyebilirim. Yaşadıklarımın yansıması hâlâ peşimi bırakmıyordu. Her şey henüz çok taze olduğu için yaralarım sızlıyordu. Kendimi değersiz hissetme duygumdan sıyrılamıyordum.
Valentino'ya gelirsek... O bana karşı fazlasıyla ilgili ve şefkatliydi. Bebek için çok mutlu görünse de aramıza ördüğüm mesafeden dolayı kendini suçlu hissediyordu. Hissetmeliydi de. Bir dediğimi iki etmiyordu. İsteğim üzerine odamı değiştirmişti ancak bu sevindirici bir haber miydi emin değildim. Çünkü tam olarak odamı değil odamızı değiştirmişti. Kendi eşyalarını da bu odaya taşıtmıştı. Yine birlikte kalıyorduk yani. Bu konuda kendisine itiraz etsem de beni asla yalnız bırakmayacağını söylemiş, başıma bir şey gelebileceğini bahane ederek benimle kalacağını söylemişti. Sanki Wendy ya da yardımcılardan birini yanıma vermesi yetmeyecekmiş gibi. Bahane olduğunu biliyordum ama bilmezden geliyordum çünkü içten içe ben de yanımda olmasını istiyordum. Lânet olsun. Böyle olmamalıydı. Şimdi onunla kalmamın neden tehlikeli olduğunu anlıyor musunuz? Onun bana hissettirdiği duygular, onu bırakamamam tehlikeliydi. Zehirliydi. Yaşananlardan sonra ondan nefret etmem, tiksinmem, ona ilgi duymamam gerekirdi. Böyle olması gerekiyordu. Ama içimde tanımlayamadığım tuhaf duygular beni ona itiyordu. Ne kadar direnebilirdim bilmiyordum.
Normal sıkıcı günlerimden birini yaşarken kapı çaldı ve içeri Luigi girdi. Onu burada görmeyi beklemiyordum. "Merhaba." derken normalden daha ılımlı görünüyordu. Bana karşı eskisi kadar katı ve soğuk değildi.
"Merhaba Luigi." Sesimde ister istemez şaşkın ve soru dolu bir ifade oluşmuştu çünkü birbirimize karşı ilk tanıştığımızdan beri gardımızı almıştık, bir türlü yıldızlarımız barışmamıştı. Bodrum'daki otelde bornozla kapıyı açtığımda beni görünce cin çarpmışa dönmüş hâllerini düşündüm de... "Seni burada beklemiyordum doğrusu."
"Biliyorum." Elleri ceplerinde bir adım daha yaklaşsa da her zamanki o üstüne yapışmış mesafeli duruşundan ödün vermiyordu. "Birbirimizden hoşlanmadığımız bir sır değil. Geçmiş olsun demek istedim yalnızca."
Ağzım açık bir biçimde şaşkınlıkla karşımdaki adama bakıyordum. "Bu konuşan sen misin yoksa arkada biri dublajını falan mı yapıyor?"
Yüzünde mimik oynamadan "Çok komik." diyen Luigi ise söylediklerimi komik bulduğunu gözlerindeki gülümsemeye benzer hafif kırışmalarla gözler önüne sermişti. "Seninle kötü bir başlangıç yaptık Lâl, kabul ediyorum. Seni hiç sevmedim, Valent'e karşı bir tehlike olarak buldum. Bunun birçok sebebi var. Valent'in Andrea takıntısı, aşkınızın onun kafasını karıştırması, senin Başkan'ın kızı olman... Bu kadar sebep varken sana karşı tarafsız yaklaşmam imkânsızdı sen de biliyorsun."
Onaylar gibi başımı salladıktan sonra aklımdaki soruyu sordum. "O zaman şimdi neden bana bunları söylüyorsun? Yani ne değişti?"
"Aslında bir şey değişmedi. Değişen tek şey artık senin bu ailenin ayrılmaz bir parçası olduğun. Ve bu gerçeği benim bile değiştiremeyecek olmam." Açıklayıcı bir ifadeyle ekledi. "Sana daha önce de söylemiştim, bizim için aile her şeyden önce gelir. Kabul ediyorum, seni Valentino'nun eşi pozisyonu için hiçbir zaman onaylamadım. O, aile için olduğu kadar İtalya için de önemli bir adam. Dolayısıyla onunla hayatını birleştirecek kişinin ona yakışan biri olması gerekiyordu. Bizim kültürümüze ve inançlarımıza uygun, bizim gibi güçlü bir aileden gelmeliydi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Napoli'de Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - II ღBİTTİღ
Narrativa generale❝ Halikarnas'ta tanıştık, olağanüstü bir tanışmaydı. Bir barda, sarhoş kafayla. Ve Halikarnas'ta bir gece demiştik, tek bir gece. Planımızda âşık olmak yoktu. Gözlerimi açtığımda Beyrut'a giden bir jetteydim, kaçırılmıştım. Oradan da Napoli. Sonra t...