❅ Napoli'de Bir Gece | 49

4.7K 356 100
                                    

UYARI: Bu bölümde yetişkin içerik barındıran yoğun şiddet, cinsel içerik ve BDSM (Bondage / Discipline / Sadism / Masochism) sahneleri bulunmaktadır. Okuyacak olanların dikkatine sunulmaktadır.

*

-49-

❝Lâl❞

Sabah uyandığımda daha önce hiç hissetmediğim kadar yorgun hissediyordum kendimi. Sanki gece boyunca görünmez adamlar tarafından bir araba dayak yemişim gibi açtım gözlerimi. Elim komodine uzandı ve telefona baktım. Saatin henüz erken olduğunu gördüğümde gözlerimi kapatıp biraz daha uyumak istedim ama olmadı. Tüm vücudum kırılıyordu. Midem bulanmaya başladı. Kendimi tuvalete zor attım.

Seslerime uyandığını tahmin ettiğim adam aralık kapıdan başını içeri soktu. Bakışları meraklı ve endişeliydi. "Lâl, iyi misin?"

Yüzümü yıkayıp havluyla kuruladıktan sonra hâlâ iyi hissetmesem de yüzüme sahte bir tebessüm yerleştirip başımı salladım. "Hı hı, iyiyim merak etme."

İmalı bir bakışla "Emin misin?" diye sorduğunda aklından yine neler geçiyordu acaba? Haklıydı aslında. İnsanın aklına ilk bebek şüphesi geliyordu.

Daha önce aramızda geçen bir konu olduğu için yılgınlıkla "Hayır Valentino, hamile falan değilim." dedim yalnızca. "Söyledim ya sana, korunuyorum."

"O zaman..." Bu kez bakışları daha da ciddileşti, yüzü gölgelendi. "Bu durum pek normal değil, Lâl. Bir doktora görünmelisin."

Neyim olduğunu bildiğim için onun gibi endişeli ya da meraklı değildim. Bu yüzden geçiştirircesine başımı salladım. "Olur, giderim. Merak etme sen."

"Söz mü?"

"Söz." Pek inanmayan adama "Vallahi bak." diyerek verdiğim sözü pekiştirdim. Konuyu biraz dağıtmak için koluna girdim. "Hadi üstümüzü değiştirip kahvaltıya inelim."

Kahvaltıda pek bir şey yiyemedim. Valentino da yalnızca kahve içip gazetesine baktı. Normalde tüm işlerini tabletten halleden adamın sabahları böyle analog bir zevki vardı işte. Hâlâ gazetesi ayağına gelir, sayfalarını çevirir, okurdu. Haberlerin cep telefonlarımıza kadar inmesine rağmen Valentino Riccardo, pazar günleri kovboy filmi izleyen babalar gibi nostaljik zevklere sahipti.

"Bugünkü planın ne?"

Gazetesini katlayıp masanın kenarına bıraktığında bana döndü. "Öğlene kadar yoğun bir programım var. Öğleden sonra evden çalışacağım." Bakışları beni işaret etti. "Senin?"

"Biraz alışveriş yapacağım. Güzellik salonuna falan giderim herhâlde. Cilt bakımı, saçlarıma keratin falan... Kızsal şeyler işte." Gülümseyerek ekledim. "Güzelleşeceğim yani."

"Sanki daha güzel olabilirmişsin gibi."

Başımı öne eğip gülsem de gerçeğin bu olmadığını biliyordum. Cilt bakımıydı, saçtı, oydu buydu şuydu... Aslında buna pek de meraklı olduğum söylenemezdi ama sabah kendimi aynanın karşısında gördüğümde korkmuştum. Endişe etmiştim çünkü güzelliğim gidiyordu. Bok gibi görünüyordum. Yüzüm sapsarı, göz altlarımda kahverengi halkalar... Hastalıklı keçiler gibi. Sanki birkaç günde birkaç yıl yaşlanmış gibi görünüyordum. Doktorun söyledikleri gelmişti aklıma.

Henüz çok başındasınız ama zamanla semptomlar dayanılmaz bir hâl alacak. Burun kanaması, kanla karışık kusma, inanılmaz baş ağrıları, baş dönmesi, göz altlarında kahverengi halkalar, soluk bir beniz, baş dönmesi, geceleri uyutmayan vücut ağrıları, hiçbir şey yapmasanız bile aşırı yorgunluk... Bazen hafifleyecek ama sonra yine aynı şekilde ağırlaşacak.

Napoli'de Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - II ღBİTTİღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin