-51/1-
❝Valentino❞
Lâl ile konuştuktan sonra bir işim olduğunu söyleyip evden çıktım. İlk işim doktoruyla görüşmekti. Neler yapabileceğimizi bir an önce konuşmak istiyordum. Vakit kaybetmeden.
Benim için hayat, hiçbir zaman kolay olmamıştı. Güçlü bir mafya liderinin oğlu olmama rağmen her şeyi çabamla elde etmek zorunda oldum hep. Bir suç liderinin tek oğlu olmanın dezavantajları, avantajlarından fazlaydı. Hep tetikte olmalıydın. Her zaman. Savaşmak hayatımın bir parçası olmuştu. Ve hep kazandım. Kaybetmeye pek alışık değildim, Lâl ile tanışana dek. O duyguyla tanıştım. Kaybetme duygusu. Tam bu duyguya alışmaya çalışırken bambaşka bir duyguyla yüzleştim. Çaresizlik. Hiçbir zaman bu kadar çaresiz hissetmemiştim kendimi.
Doktorun karşısında, sevdiğim kadının hastalığını dinlerken kollarım, tüm vücudum uyuşuyordu sanki. Güçlü durdum. Her zaman olduğu gibi. "Tedavi için seçeneklerimiz neler?"
"Seçenekler mi?" Sanki bu kelimeyi ilk defa duyuyor gibi şaşkın baktı yüzüme. "Lâl Hanım size söylemedi mi? Henüz bir tedavi seçeneğimiz yok. Hastalığı tam anlamıyla çözümleyemediğimiz için tedavisini de bulamıyoruz. Bu biraz zaman alacak."
"Bulun o zaman."
"Anlamadım?"
"Bulun o zaman." Karşımda dürüstlüğüme ve emredici tavrıma karşılık küçük çaplı şok geçiren doktora karşılık devam ettim. "İstediğiniz her imkânı sağlayabilecek yetkinliğe sahibim. Tedavi üzerinde çalışın ve bulun. Her şeyi ben sağlarım. Ne gerekiyorsa. Siz yeter ki hemen tedavi üzerinde çalışmaya başlayın."
Buyurgan tavrıma karşılık şaşkın ve ne diyeceğini bilemeyen doktor "Ancak, bulun denince hemen bulunabilecek-" demesi üzerine sözünü kestim. Laf kalabalığıyla kaybedecek zamanım yoktu.
"Anlatamadım sanırım." Gergin bir yüz ifadesiyle ona bakıyordum. "Beni tanıyor musunuz?"
"El-Elbette tanıyorum, sayın Riccardo."
Konuşmasına fırsat vermeden yeniden söze girdim. "Bahsi geçen kişi benim için çok değerli biri. Onun yeniden sağlığına kavuşması için gücümün tüm sınırlarını zorlarım." Israrla ekledim. "Bana neler yapabileceğimizi söyleyin."
"Bakın, ben tek başıma bununla alakalı bir çalışma yürütemem."
"Bu konuda gerekli tesisi sizin için kurarım. Yeter ki bir an önce bu hastalığın tedavisini bulun."
Benimle başa çıkamayacağını anlayınca gergin bir nefes verdi. "Size görüşmeniz için daha profesyonel bir meslektaşımın iletişim bilgilerini verebilirim. Onun hem daha önce bu hastalıkla savaşan bir hastası oldu hem de hastalıkla ilgili deneysel bir tedavi üzerinde çalışmak için uğraşan bir ekibi var. Henüz hiçbir şey elde etmiş sayılmazlar ama belki sizin yardımınızla bir şeyler üzerinde çalışabilirler."
Aramızda bir sessizlik oldu. Sonra oturduğum koltukta sırtım dikleşti. Merakla "Sizin uzman görüşünüz nedir?" diye sordum. Söyleyeceklerini az çok tahmin ettiğim hâlde.
Umutsuz bir ifadeyle "Hastalığın tedavisi bulunsa bile Lâl Hanım'ın yeterli zamanı olacağını sanmıyorum." yanıtını verdi dürüstlükle. "Deneysel bir tedavinin kanıtlanma süresi çok uzundur. Ve deneysel tedaviler her zaman olumlu sonuç vermez. Risklidir. Çoğu zaman yanıltıcıdır ve olumsuz sonuçlanır."
Daha fazla kötü haber duymak istemediğim için ayağa kalkıp el sıkıştım kendisiyle. "Teşekkürler, bu konuyla ilgileneceğim."
Hızla çıktığım kliniğin kapısında birkaç dakika durdum. Etrafı seyrettim. Nefes aldım. Bu kadar çaresiz olamazdım. Sevdiğim kadını koruyamayacak kadar aciz ve çaresiz olamazdım. Bir yolu olmalıydı. Bir yolu olmak zorundaydı. Doktordan duyduklarım çok umutsuzdu. Bu kadar olumsuz şeyler duymayı beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Napoli'de Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - II ღBİTTİღ
Fiction générale❝ Halikarnas'ta tanıştık, olağanüstü bir tanışmaydı. Bir barda, sarhoş kafayla. Ve Halikarnas'ta bir gece demiştik, tek bir gece. Planımızda âşık olmak yoktu. Gözlerimi açtığımda Beyrut'a giden bir jetteydim, kaçırılmıştım. Oradan da Napoli. Sonra t...