❅ Napoli'de Bir Gece | 52

5K 421 130
                                    

-52-

❝Lâl❞

Yatağa uzanmış camdan dışarı baktım. Camın yansımasında yorgun yüzüm beni karşılıyordu. Doktorun isteği üzerine vakit kaybetmeden hastaneye yatmıştım. Tedaviye başladığımız için Valentino çok umutluydu. Ben de onun duygularını paylaşıyordum ama doktor geç kalınmış bir tedavi olduğunu belirttiği için Valent'in aksine her türlü olumsuz ihtimale de kendimi hazırlamıştım. Onun gibi toz pembe bakmıyordum duruma.

Hastanenin en özel odası hazırlatılmış, bizim hastanede bile görmediğim cinsten ihtiyaçların karşılanabileceği her şey vardı. Odamda yatağıma uzanmış camdan dışarı bakarken içeri Valentino girdi. Elinde kapalı bir tatlı tabağı vardı, yatakta karşıma oturup tabağı bana uzattı. Kapağını açtığımda bir dilim vişneli turta vardı.

"Doktora sordum, bir sakıncası olmadığını söyledi." Plastik çatal uzattı. "Sen seversin."

Tebessüm ettim. Moskova'da ben hamileyken bizim için özel olarak yaptırdığı vişneli turta gelmişti aklıma. Sevdikleri için kendini adamaktan çekinmeyen, mükemmel bir eş ve baba olabilirdi. Bu durumda olmasaydık. Yine de dudaklarım kıvrıldı yorgun bir memnuniyetle. Günlerdir tedaviden dolayı çok yorulmuştum, Valent de öyle. Ve yorulduğumun farkındaydı. Bana böyle bir jest yapmıştı. Her zaman beni neyin mutlu edeceğini çok iyi bilir. Bir tanem. Başımı öne eğerek güldüm ve "Teşekkür ederim." dedim.

Boşta kalan elimi tutan adam "Daha iyi misin?" diye sordu samimiyetle.

Sabah tedaviden dolayı midem allak bullaktı. Bu kez kusacak gibi oluyordum ama kusamıyordum. Sanki kusarsam rahatlayacak gibi hissetsem de olmuyordu. Doktor bunun tedaviyle ve ilaçlarla alakalı olduğunu, normal olduğunu söylediği için endişelenecek bir şey yoktu. Sadece bu durum beni fazlasıyla yoruyordu. Buna rağmen başımı salladım ikna edici bir biçimde. "İyiyim, merak etme sen." Elimi tutan elini okşayarak karşılık verdim. "Sen beni merak etme. Şirkete gitmen gerekiyorsa git, ben iyiyim. Zaten kaç gündür uğradığın yok."

Tek kaşını kaldırarak "Patron tarafından denetleniyor muyum?" diye mırıldandı alayla. Patron kendisi değilmiş gibi.

"Patronun olsaydım maaşından keserdim, evet."

Gülüştük. Vişneli turtadan iki çatal aldım. Daha fazlasını midem kabul etmedi. Komodinin üzerine bıraktım. "Tekrar teşekkür ederim, çok güzeldi." Biraz doğrulup dudağına bir öpücük kondurdum.

O sırada içeri kapıyı tıklatarak bir özel hemşire girdi. Biz ise yaramazlık yaparken yakalanmış iki ergen gibiydik. Ben utangaç, o ise ifadesiz bir biçimde bize yaklaşan hemşireye bakıyordu.

"Merhaba Lâl Hanım, bugün nasılsınız?"

"İyiyim, teşekkür ederim. Bir sorun yok."

"Tansiyonunuzu ölçelim." Tansiyonumu ölçtü, normaldi. Bakışlarıyla yatağın yanındaki butonu işaret etti kadın. "Bir ihtiyacınız olursa çağırmaktan çekinmeyin lütfen. Geçmiş olsun."

"Sağ olun." Gerçekten bebek gibi bakılıyordum. Şimdilik endişe edilecek bir şey yok gibi duruyordu. Ancak Valent'in hâlâ huzursuz olduğunu görebiliyordum. Günler geçmişti ancak hâlâ bu işin arkasındakinin kim olduğunu öğrenememişti ve bu durum onun canını çok sıkıyordu. Öfkeliydi. En çok da kendine. Beni koruyamadığını düşünüyordu, sanki gereken her şeyi yapmamış gibi. Yüzünü ellerimin arasına alıp okşadım. "Bu kadar çok kaşlarını çatarsan çabuk yaşlanacaksın."

İmayla "Sen de bunu istemiyor musun zaten?" demekten geri durmadı adam. Benimle uğraşmak hoşuna gidiyordu. Özellikle de kıskançlığıma takılmak falan.

Napoli'de Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - II ღBİTTİღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin