-20/2-
❝Lâl❞
Ertesi sabah bütün günümüzü birlikte geçirmiştik. Rüya gibiydi. Birlikte havuza girdik, yüzdük, eğlendik. Bahçede el ele yürüyüşe çıktık. Başımı onun göğsüne yaslayıp elimdeki elinin sıcaklığını hissederek yürümenin keyfi bir başkaydı. "Bir rüyada gibiyim." derken iç geçirdim.
Usulca yürüyen adam "Seni bu kadar ihmal mi ettim?" diye mırıldanırken çenesini başıma dayadı. "Anlaşıldı, birlikte daha sık vakit geçirmeliyiz."
"Sürekli büyük, önemli toplantıların oluyor. Elbette seni özlüyorum." Başımı adamın omzunda biraz hareket ettirerek şımardım. Tuttuğum elini karnıma koyup durumu tatlı tatlı kullanmaktan çekinmedim. Gözlerimi kırpıştırarak "Özlüyoruz." diye düzeltirken ekledim. "Kızın da babasını özlüyor."
Sağ eliyle çenemi kavrayan adam dudaklarımdan öptü. "O zaman iş değişir."
"Ne yani, ben özleyince sorun yok, kızın özleyince mi acil durum alarmı? Çok kötüsün." Yalandan yüzümü astım. "Ama sen daha şimdiden aramızda ayrım yapıyorsun." Tehdit eder gibi işaret parmağımı salladım. "Bak canımı sıkarsan onu doğurmam hep içimde kalır haberin olsun."
Küçük bir kahkaha attı. "Ah, Lâl." dedi keyifle. "Çocuk gibisin." Bu durumdan şikâyetçi görünmüyor gibiydi. "Bazen sen mi yoksa karnındaki bebeğimiz mi daha çocuk karar veremiyorum."
Güldüm. Etrafı seyrederken derin bir nefes aldım. "Burası çok güzel. Temiz hava, sessizlik..." Arkamızdan gelen adamlara kısa bir bakış attıktan sonra devam ettim. "Nikolai'ye izin verdiğin de iyi oldu. Memleketinde biraz gezmek onun da hakkı."
"Ondan memnun musun?"
Başımı salladım. "Evet." Memnuniyetimi gizlemedim. "İyi birine benziyor. Biraz soğuk ve mesafeli ama buna rağmen arkadaş bile olduk sayılır."
Yakın korumamdan memnun olmam Valent'i de hoşnut etmişe benziyordu. "Memnun olmana sevindim. Ona en değerli şeyimi emanet ediyorum." Bakışları sevgi dolu ve yumuşaktı.
İçim içime sığmazken duygularımı itiraf etmekten çekinmedim. "Her şeyin bu kadar güzel gittiği anlarda bunun sonsuza dek sürmeyeceğini düşünüp korkmam normal mi?"
"Senin gibi biri için normal." Alaycı bir ses tonuyla eklerken kaşları karizmatik bir biçimde çatılmıştı. "Kaostan besleniyorsun." Valentino yolun ortasında durdu ve yüzüme baktı. Gözlerimin içine, derinine bakıyordu. "Lâl, her şeyin sonsuza dek güzel gitmeyeceğini bilecek kadar büyüdük. Bu yüzden sana yalan söylemeyeceğim, seni çocuk gibi avutmayacağım. Korkun elbette yersiz değil. İşlerin yolunda gitmediği zamanlarımız olacak." Yumuşak bir dokunuşla sağ elinin tersi yanağımı okşadı. "Ama o zamanlarda bile ben hep senin yanında olacağım, buna emin olabilirsin. Bu yüzden şimdiden o günleri düşünüp hayatı kendine zehir etmekten vazgeç. Anlaşıldı mı küçük hanım?"
Uslu bir kız çocuğu gibi gözlerimi kırpıştırırken dudaklarımı düz bir çizgi hâline getirip başımı aşağı yukarı salladım. "Sanırım haklısın. Buna alışmam zaman alacak ama deneyeceğim, söz veriyorum." Sakin bir sesle ekledim. "Ama sen de bana söz ver." Soru dolu bakışlarla söyleyeceklerimi bekleyen adama bakıp devam ettim. "Bir gün beni eskisi gibi sevmediğini hissedersen ya da başka birini sevdiğini fark edersen... Benden sıkılırsan ya da başka bir şey olursa ilk bana söyleyeceksin tamam mı?"
"Tanrım, aklından neler geçiyor böyle senin? Anlaşılan seni çok fazla yalnız bırakmamak gerekiyor, aklında böyle saçma şeyleri kuruyorsun." Yüzümü avuçlayan adam kendinden emin bir ifadeyle bana bakarken sağ elinin baş parmağı yanağımı okşamaya devam etti. "Böyle bir şey asla olmayacak, Lâl. Ama seni rahatlatacaksa söyleyeyim, böyle bir şey olsaydı seni aptal yerine koymazdım elbette. Gelip seninle konuşurdum. Çünkü sana çok değer veriyorum." Sırtımı okşadı şefkatle. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp kokumu içine çekti ve karnıma dokundu. "Yorulduysan dönelim mi artık?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Napoli'de Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - II ღBİTTİღ
Fiksi Umum❝ Halikarnas'ta tanıştık, olağanüstü bir tanışmaydı. Bir barda, sarhoş kafayla. Ve Halikarnas'ta bir gece demiştik, tek bir gece. Planımızda âşık olmak yoktu. Gözlerimi açtığımda Beyrut'a giden bir jetteydim, kaçırılmıştım. Oradan da Napoli. Sonra t...