❅ Napoli'de Bir Gece | 17/1

7.9K 528 122
                                    

-17/1-

❝Lâl❞

İşle ilgili uzun telefon görüşmelerinden sonra Valent'i birlikte film izlemeye ikna etmeyi başarmıştım. Çok önemli işleri ve yoğunlukları olmasına rağmen beni kırmamıştı. Bu ona da iyi gelecekti, dinlenmek nedir bilmiyordu. Yaşanan onca şeyin üzerine dinlenmesi gerektiğini de bildiği yoktu zaten. Film izlemeyi kabul etmesine sevinmiştim. Yatakta onun kollarında film izlerken kendimi huzur içinde hissediyordum. Yeniden onun kokusunu duyumsayarak uyuyabilmek ne büyük mutluluktu. Neredeyse bu duygudan mahrum kalacağımı düşününce burnumun direği sızladı, gözlerim doldu. Burnumu çektiğimde kollarında olduğum adamın bakışları bana döndü, çenemi nazik bir hareketle kaldırıp yüzüme baktı. "Ağlıyor musun sen?"

"Olabilir." Mutluluktan ağladığımı söylemeyecek kadar bu şansın büyüsüne inanıyordum. Defalarca kader, çokça da benim aptallıklarım bir aradayken bizi ayırmıştı. Sonuncusunda onu tamamen kaybettiğimi düşünmüştüm, kalbimi havaya uçan o arabada unuttuğumu sanmıştım. Ancak o iyiydi. Yanımdaydı. Biz yine birlikteydik. İyiydik. "Ağlıyorsam da ne olmuş yani?"

"Neden ağlıyorsun?"

O an bir şey uydurmam gerekiyordu ve filmi işaret ettim öylece. "Baksana kız düşünce arkadaşları nasıl güldü."

İnanmayan bakışlarla kaşlarını kaldıran adam beni anlamaya çalışıyor gibiydi. "Buna mı ağladın?"

"Evet, ne olmuş?" Savunmaya geçtim hemen. "Hormonlarım var benim ya, hamileyim! Ağlayabilirim öyle. Üstüme gelmeyin."

Valent gülerek "Tamam, tamam gel buraya." derken sarıldı bana. Yeniden burada, onunla olmak güzeldi. Güvende hissetmek, hiçbir şeyi düşünmeden yaşamak güzeldi.

Filme odaklandığımda onunla izlediğimden midir bilmem, güzeldi ve keyif alıyordum. Sanırım onunlayken her şey güzeldi. En kötü şey bile. Film bittiğinde vasat olduğunu düşündüğüm hâlde "Güzeldi ya." dedim sıradan bir ses tonuyla. Önemli olan Valent'le vakit geçirmek, bir şeyler paylaşmaktı zaten. Onun ne düşündüğünü merak ettiğim için onay istercesine "Değil mi?" diye sordum. "İyiydi yani değişiklik oldu bize de."

Saçlarımı okşarken bakışları gözlerime isabet eden adam "Bilmem, ben seni izlemekten filmde olup bitenlere dikkat etmedim." yanıtını verdi dürüstçe. "Seninle vakit geçirmek güzel miydi diye soruyorsan, bunun yanıtını çok iyi biliyorsun."

Güldüm. "Romantik biri değilim diye palavra sıkıyorsun ama ağzın iyi laf yapıyor, Don Riccardo." Göz kırptığımı gören adam başını öne eğip gülümsedi. Bu hâliyle ne kadar karizmatik göründüğün farkında mıydı acaba? İçimde tuhaf bir duygu uyanırken "Hepiniz aşerme falan diye diye aşermeme sebep oldunuz işte." diye söylendim.

Ellerimi tutarken merakla tebessüm etti yine. "Söyle bakalım canın ne istiyor?"

"Burada var mı bilmiyorum ama canım Sakız Reçeli istedi."

"Sakız Reçeli mi? Öyle bir şey var mı gerçekten?"

"Var canım olmaz olur mu?" Sonradan düzeltme gayretinde bulundum. "Yani en azından Türkiye'de var. Tabii ilk kim ya da hangi ülke bulmuş, tarihçesini bilemem ama var yani."

"Varsa buluruz." Telefonuna uzanan adam "Ya burada yoksa?" soruma karşılık omuz silkti. "Getirtiriz." Kısa bir telefon görüşmesinden sonra bana döndü.

Ben reçelin gelecek olmasıyla rahatlamış bir biçimde arkama yaslandım. Önümdeki cips tabağından hatır hutur cips yerken Valentino'dan hiç beklemediğim bir atak geldi.

"Sence de artık evlenmemizin zamanı gelmedi mi?" Sıradan bir şeyden bahseder gibi ama keyifli bir ses tonuyla sormuştu bu soruyu. Sanki dersi kaynatan öğrenci gibi beni tufaya getirmek niyetindeydi. Evliliği basit ve önemsiz bir şey gibi gösterip dikkatsiz bir anımda benden evet yanıtı alacağını düşünüyor bile olabilirdi o an, bilemiyorum. Ardından alaycı bir ses tonuyla eklemeyi ihmal etmedi. "Yoksa bebeğimiz doğduktan sonra mı evlenmeyi tercih edersin?"

Napoli'de Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - II ღBİTTİღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin