2. Bölüm

36.3K 1.9K 317
                                    

14 Haziran 2022 / Bodrum

Emek damlamış sokakların arasından geçti bedenim. Anı dolan caddelerden süründü ayaklarım. Mutluluk kokan şehirlerden geçti gözlerim.

İlk adımım, ilk kelimem, ilk hastalığım hepsi o evde gerçekleşti.

Ama doğumum?

Benim her yaşımın bir fotoğrafı vardı ama doğduğumda çekilen hiç fotoğrafım yoktu. İlk adımımın bile fotoğrafı vardı.

22. saatin sonlarına yaklaşırken uyku kelimesi benden çok uzaktaydı. Düşüncelerin arasında kaybolup gitmiştim. Bu süreçte Fatma teyze bana kendi elleriyle çorbamı içirmiş ve evine gitmişti. O doktor tam 13 defa gelmiş ve nasıl olduğumu sormuştu. Her defasında kağıdımı geri istemiştim ama hep beni duymamazlıktan geldi.

Yatmaktan belim ağrırken elimdeki serumu nazikçe çıkarıp yataktan kalktım. İlk başta sendelesem de yatağa tutunarak ayakta kaldım. Yavaş adımlarla odadan çıktım. O doktor bozuntusuna yakalanırsam beni bu odaya tekrar tıkardı.

Evet tekrar.

6 kere dışarı çıkmayı denemiştim ama her seferinde ya hemşirelere ya da doktora yakalanıyordum.

Koridoru kolaçan ettikten sonra temiz olduğuna karar verdim. Bir üst katta teras vardı oraya çıkıp temiz hava alabilirdim. Asansörle üst kata çıktım. Sessiz koridorlar ve üzerimdeki hasta kıyafeti beni fazlasıyla bunaltıyordu. Sonunda açık havaya ulaştığımda bütün banklar boştu. Rastgele birisine bağdaş kurarak oturdum. Haziranın sıcağına karşın hava esiyordu.

Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama yanıma birisinin oturmasıyla bakışlarım o tarafa döndü. 40'lı yaşlarında takım elbiseli bir adamdı.

"Şey burada ben oturuyorum." dedim çekingence. Soruma aldırış etmedi. "Neden tek başınasın?" kaşlarım çatıldı.

"Tek değilim ki." dedim anlamazca. Yüzüme döndü. İşte tam o zaman yüzüyle karşılaştım. Zümrüt yeşili gözleri vardı. İnsanı büyüleyecek kadar güzellerdi. Kemikli yüzü ve geniş omzu her kadının bakacağı türdendi.

Afalladım ve sapık gibi inceledim onu.

"Yanında kimse yok ama." dedi gözleriyle etrafı işaret ederek. O an saçmaladığımı fark ettim. Tek başıma oturuyordum işte. Ben ve...

Ben ve etraftaki virüsler.

"Bak amca," dedim açıklama moduna geçip "Ben senin yaşıtın değilim, hatta reşit bile değilim o yüzden bana hiç bulaşma." Şimdi sarkıntılık felan yapar ben de bir güzel sinirlenirim.

Yüksek sesle kahkaha attı. "Evliyim ben." dedi sol elini kaldırıp yüzük parmağındaki alyansı gösterdi.

"Olsun," dedim omzumu silkip "Amcalara güven olmaz.

Tekrar güldü bu halime. Keşke ben de onun gibi gülebilecek durumda olsaydım. Bir süre ikimizden de ses çıkmadı. Konuşmanın zararı olmazdı.

"Siz neden buradasınız?" dedim merakla.

"Hastane benim değil mi? İstersem burada bile yatarım." dedi ve tekrar güldü. Çok kafa dengi birisine benziyordu.

ASYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin