44. Bölüm

4.7K 442 221
                                    

Hayatımda değer verip kıyamadım 4 özel kişi vardı. Bazen ne kadar sinirlerimi bozsalar da günün sonunda bütün sinirim yatıyor ve triplendiğim için kendimi kızıyordum. Sadece 6 ay içinde kendimden bile fazla sevdiğim insanlar girdi hayatıma, birisinin eksikliğinde dünyamın tamamen yok olacağı dört adam vardı artık. Öyle ki bu adamların sadece bana özel olmasını istiyordum.

İğrenç bir gündü, pazartesiydi bugün. "Gitme abi." Kollarımı Alp abimin beline daha sıkı sardım. Nefret ediyorum pazartesilerden, abilerimden ayrılmaktan hiç hoşlanmıyorum.

Alp abimin sıkıntılı nefesini duydum. O da yavaşça dizlerinin üstüne çöktü ve benimle aynı boya geldi. "Çiçeğim neden böyle yapıyorsun?" dedi kısıkça. Daha dün ne kadar vakit geçirmiş olsak da yetersiz geliyordu işte bana. Daha fazlasını istiyorum, onlarla ömrümün sonuna kadar beraber kalmak istiyorum. "Benim hastaneye senin de okula gitmen gerekiyor biliyorsun bunu."

Biliyorum zaten. Omzumu silkip bu sefer boynuna sarıldım. "Seni hastanede çok yoruyorlar abi, gitmeni istemiyorum." Tamam, bazen ben de onu yorup sinir ediyordum ama hastaneye gidip de o bitmiş gözlerle eve geldiği günler kadar değil. Hem ben o sarılarak bütün yorgunluğunu alıyordum da.

Abim sessizce güldü. Ellerini sırtımda biraz bastırarak ovaladı. Keşke şu an benim üstümde okul formam, abimin üstünde de gideceği için kıyfetleri değil de pijamalarımız olsaydı. Akşam erken uyuma gibi bir sorunum olmadan doya doya film izleseydik. "Sen bunun için mi gitmemi istemiyorsun?" Şaşkınca gülümsedi. "Ben bu bölümü seçerken günlerce uykusuz kalacağımı, fazlasıyla kafein içeceğimi ve hatta bazı geceler hastanelerde sabahlayacağımı bilerek seçtim balım." Yani olabilecek her şeyi göze almıştı. Geri çekildi ve gözlerimin en derinine baktı. "Bunu bile bile yıllarca okudum, sabahladım, kendimden geçtim. Evet yoruluyorum ama bu benim için bıkkınlık değil ki bebeğim. Ben seve seve gidiyorum, insanları iyileştirmek beni mutlu ediyor."

"Biliyorum abi." diye fısıldadım. Sesim yine bir yerlerime kaçmıştı. "Ben sadece seninle daha fazla vakit geçirmek istiyordum."

Elini yanağıma attı ve acıtmadan sıktı. Bu ellerle insan kestiğini düşününce korkunç oluyordu. "Senin canını yerim." Kıkırdadım. "Ben de seninle vakit geçirmek istiyorum lakin bugün önemli bir ameliyatım var." Bu demek oluyordu ki bugün istesen de senin yanında kalamam. "Ama akşam eve döndüğümde senin için çok güzel bir sürprizim olacak."

Anında gözlerim ışıldadı ve hevesle baktım. "Ne sürprizi?" dedim merakla.

"Çok seveceğin bir şey." Önüme düşen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Belki de seni mutluluktan havalara uçurur." deyip göz kırptı.

Daha dün bana çıkarttıkları kimlikle zaten dünyanın en mutlu insanı olmuş gibiyim. Abilerimin beni düşünerek yaptığı her hareket fazlasıyla mutlu ederken bir de böyle sürprizler yapmaları beni çok heyecanlandırıyor.

Abim ayağa kalkıp dolabından çantasına birkaç parça kıyafet koydu. "Akşamı beklemek zorunda mıyım?" diye sordum tatlı tatlı. "Çok merak ediyorum."

Abim onaylamazca kafası salladı ve güldü. "Birazcık sabret." Dönüp bana baktı. "Koş hadi dişlerini fırçala ve çantanı kontrol et." Kol saatini kontrol etti.

İçimdeki kontrolsüz heyecanla zıplaya zıplaya lavaboya gittim. Fırçamı elime aldım ve üstüne mercimek tanesi kadar macun sıkıp fırçalamaya çalıştım.

Ama sadece çalıştım.

Çünkü bir bölgeyi fırçalamamla canımdan can çıkıyormuş gibi acıdı. Bunun sorunu neydi? Gayet de sağlıklı bakıyordum, her akşam fırçalıyor ve çok da çikolata yemiyordum eğer çürüdüyse gerçekten şansıma söverdim.

ASYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin