6. Bölüm

28.7K 1.4K 256
                                    

A Little Death

Bir şeyleri ezberlemekten nefret ederdim.

Ortaokulda zorla ezberletilen ve ezberlemeyince de o dersten kaldığımız din dersi, tarih dersindeki savaşlar ve tarihleri, telefon numaraları ve daha birçok şey.

İsimler de bu kriterlerden birisiydi.

"Tamam, anladım sanırım." dedim zihnimdeki bilgileri kavramaya çalışırken. "En büyüğünüz Alp ve Arın, siz ikizsiniz. Sonra Ege ve en sonda da Efken." Doğru mu söyledim diye baktım hepsine.

"Evet, anlamışsın." Tabağındaki son domatesi de eliyle ağzına atan Arın aynı zamanda da bana yaş sıralamasını anlatmıştı.

"Siz ikiniz 29 yaşındasınız." dedim Arın ve Alp'i gösterek. "Ege 28 ve Efken de 26"

Efken boğazını temizledi ve "25'in yarısındayım daha." dedi.

"6 ay sonra 26 oluyorsun. Alış artık yaşlanıyorsun."

"Kes sesini Ege."

Onları takmadan devam ettim. "Ege fizik öğretmeni, Efken yazılım mühendisi, Arın diş doktoru ve son olarak Alp da genel cerrah." Gözlerimi kısıp Alp'e baktım. Hem tıp okuyup hem de saçlarını korumayı nasıl başarmış?

"Evet doğru. Bizi biraz da olsa tanıdığına göre üstünü giyinsen iyi edersin." Alp masadan kahvesiyle birlikte kalktı.

"Neden?" diye sordum elimdeki ekmek dilimini masaya bırakıp. "Nereye gideceğiz?"

"E artık bizimle yaşayacaksın, bir odan ve eşyaların olmalı." Duraksadım, onlarla yaşamak ne demek?

"Odam var zaten." Cümlenin sonunu öyle sessiz söylemiştim ki sesimdeki hayal kırıklığı duvarlara çarpıp geri beni bulmuştu.

Şu yaşıma kadar kaldığım bir odam vardı ve ben onu çok seviyordum. Kıyafetlerimi, duvardaki posterlerimi, resimlerimi, yatağımı...

Şimdiden eski yaşamımı özlemiştim, sabah babamın beni uyandırmasını istiyordum, annemle güzel anılarım olmasa da babam benim tek yaslandığım kişiydi.

Moralim bozuk olduğunda düzeltmek için elinden gelen her şeyi yapardı. Her doğum günümde beni prensesler gibi giydirip en güzel hediyeleri alırdı.

Sevgili babacığım. Allah bir kez daha belanı versin.

"Giyecek kıyafetim yok." dedim tek nefeste. "Valizimde vardı ama valizim nerede bilmiyorum."

"Valizin odamda." Şaşkınlıkla dönüp Alp'e baktım. Ne ara gelmişti valizim?

"Ben kahvemi bitirene kadar hazırlan sonra çıkıp gezeriz. Belki akşam yemeğini dışarıda yeriz."

Kafamı salladım. "Olur." dedim sessizce.

Önümüzdeki yarım saat çok hızlı geçti. Ben üstüme ince kıyafetler giyip saçlarımı yaptığımda Alp çoktan hazırdı. Bizimle birlikte Ege de gelmişti ama şu anlık çok fazla sesi çıkmamıştı.

"Nereye gidiyoruz?" dedim merakla. 15 dakikadır sokaklarda arabayla geziyorduk.

"Önce boya alıp odanın duvarlarını boyayacağız. Sonra mobilyaları hallederiz, istediğin gibi dekore ederiz odanı olmaz mı?"

Bunlar beni heyecanlandırmıyordu.

Ben eski odamı istiyordum.

🦋

"Duvarlar pembe ve üstünde küçük açık mavi yıldızlar olabilir. Tavana da aydınlatma ayarlayabiliriz." Elindeki onlarca kağıdı sıraya dizen kadın bize bir sürü oda yerleşim fikri sunmuştu ama hiçbiri ilgimi çekmemişti.

ASYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin