27. Bölüm

6.6K 454 110
                                    

13 Ekim 2022
Asya'dan

Zamanım bu kadar hızlı geçmesine çok şaşırıyordum. Sanki daha dün okul açılmıştı ve benim arkadaşlarım olmuştu. Hangi ara Eylül bitmişti ki?

Keşke hızlı geçen zaman gibi korkum da şu an hemen geçip gitseydi ve korkudan kaskatı kesilerek dişçi koltuğunda oturan Asya rahat nefes alabilseydi.

Asya yemin ederim çok acımayacak. Abin çekecek hem dişini. Acıtırsa da ısır elini!

Keşke evdeyken okula gitmek için ağlayıp zırlasaydım da dişçiye gelmeseydim. Sabahın köründe okula gitmek için kalkmıştım ama Arın abim kesinlikle okula gitmeme izin vermemişti. 20'lik dişimin bir an önce çekilmesi gerekirmiş yoksa düzgün olan dişlerimi de kaydırırmış.

Kalbim yerinden çıkacak biz eve gidelim en iyisi.

"Alp ben ütüyü açık unuttum sanırım, eve gidip baksak mı?" dedim terleyen avuçlarımı kıyafetime silip.

Alp abim beni çıldırtacak bir sakinlikle gülümsedi. "Efken evde ararız o kapatır."

Kafamı salladım sağa sola. "Efken abim beceremez biz gidelim."

"Fişi çekmeyi mi beceremez?" Şaşkınca baktı bana.

Omzumu silktim. "Beceremez işte."

Lütfen Arın abim odasının yerini karıştırsın ve bulamasın.

Şanslıydım ki Arın tam 5 dakika önce yeni çektirdiğim röntgen görüntülerini almak için gitmişti ve 5 dakikadır gelmemişti, bence kaybolmuştu. Başımda Alp olmasa çoktan buradan tüymüştüm ama abim de gülerek bana bakıyordu.

Erken yaşlanırsın inşallah Alp.

Korktuğum gibi Arın abim elinde birkaç dosya ile odaya girdiğinde ben de amaçsızca ayaklandım ve ellerimi belime koydum. "Ben eve gidiyorum." dedim aniden ve ilk adımımı attığım an Arın abim beni kolumdan tutarak durdurdu.

"Hayırdır?" dedi sorarak. Elindeki dosyaları masaya koydu ve tam önümde dikildi.

"Eve gidiyorum işte." dedim sakince.

Bu odada kalmak bile bütün tüylerimi diken diken ediyordu, o soğuk dişçi koltuğunun üstüne çaresiz yatmak korkunç bir şeydi.

"Asya seni bugün biz neden buraya getirdik?" diye sordu ciddi bir şekilde.

"20'lik dişlerimi almak için."

"Tamam o zaman nereye gidiyorsun?"

Omzumu silktim. "Vazgeçtim." Keşke canımız istediği zaman okula gitmekten de vazgeçsek.

Arın güldü. "Vazgeçtin demek." Kendi tekerlekli taburesine oturdu. Aynı boya gelmiştik çok şükür, yakında boyun fıtığı olacaktım sırf bu elektirk direkleri yüzünden.

"Evet vazgeçtim." dedim son derece emin bir sesle. Daha ne kadar bakışacağız böyle? Arın biraz daha bana böyle bakmaya devam ederse hipnoz olup kendi kendime oturacaktım o dişçi koltuğuna.

O da tıpkı kollarını benim gibi beline koydu. "Tamam o zaman." Kabul edişine şaşırdım. "Sen şu an o 20'lik dişleri çektirmezsen ne olur ben sana anlatayım mı?" Kabul etmemiş ki...

Kafamı salladım olumsuz anlamda ama o beni dinlemedi ve anlatmaya devam etti. "Zamanla o dişler büyüyecek, çıkacak ve azı dişlerinde kayma yapacak. Böylelikle öndeki düzgün dişlerde de bozulma olacak. Sonra çok çabuk çürümeye başlayacak ve yandaki azı dişlerin de onlarla beraber çürütecek. Dişlerin ne kadar sağlıklı ve düzgün olsa da Asya eninde sonunda senin o çok sevdiğin 20'liklere veda etmen gerekecek." Nefesim tıkandığında dehşet içinde bakıyordum abime. Sanırım gerçekten hipnoz olmuştum çünkü Alp abim omuzlarımdan tutup beni dişçi koltuğuna oturttuğunda hala Arın'ı dinliyordum. "Tamam şu an çektirmekten korkuyor olabilirsin ama birkaç güne daha da şişecek yanağın çünkü sağ çenedeki yirmilik dişin kontrolsüz büyüyor. Eğer o çektirmediğin dişlerin ağrısına katlanabileceğini söylüyorsan, ki daha sonra da oluşacak sorunlara razıysan şu an dişini çekmeyiz ve eve gideriz." Son cümlesi ile gülümsemişti ama ben ağlayacak kıvama gelmiştim.

ASYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin