29. Bölüm

2.3K 285 146
                                    


ASYA 300.000!

25.06.2024

Alp ile garip bakışmamı bölen yüksek sesle çakan şimşek oldu ve ben korkarak eğildim. Az önce ne güzel eğleniyorduk ya.

Hiç bozuntuya vermedim ve tekrar gülümsedim. "Abicimm." diye şakıdım neşeli sesimle. Zıplaya zıplaya gittim yanına, şu anki hava değil de bakışları daha çok üşütüyordu beni. Bize böyle bakma abi ya...

"Çok fena hasta olacaksın." diye mırıldandı ellerini birbirine bağlayıp bana üstten bakarken. Kendinden çok emindi. Ağzını hayra açsa şaşarım zaten.

Gülümsemem anında soldu. "Hayır hasta olmayacağım." diye itiraz ettim. 15 dakika dışarıda durmayla kimse hasta olmazdı. Olmaz di mi Asya?

Abim çıplak titreyen bacaklarıma ve çamurlu ayaklarıma kısaca baktı. Sinirden patlayabilirdi ama o kendini sakin tutmayı tercih etti.

Ben Alp abime suçlu suçlu bakarken arkadan Ege abim mutfağın ışığını açtı ve Alp abimin arkasında durdu. Bir eliyle gözünü kaşıyor, kendine gelmeye çalışıyordu. Beni görünce eli yavaşça indi ve ağzı açıldı.

Kendi bacaklarıma dönüp baktığımda çamur içinde olduğunu gördüm. Diz kapağımın üstüne kadar hep kahverengi olmuştu.

"Biraz kirlenmişim." diye mırıldandım. "Ama sorun değil di mi abi?" Sadece Alp'e tatlı tatlı konuştum. O ise garipser bir halde bakınca gülüşüm soldu. "Sorun değil yıkanırım."

Ege abim elini Alp'in omzuna koydu. "Tamam sen Asya'ya sıcak bir şeyler hazırla ben banyoya götürürüm." dedi rahatlatmak için. Ege abime teşekkür eden bakışlarımı yolladım. Biricik kurtarıcım benim.

Alp son kez bana baktı ve kafasını sallayıp içeri geçti. Abimin sınırlarını çok zorladığımın farkındaydım ama napayım işte ıslanmak istemiştim. Sadece yağmurun üstümdeki yükü alıp götürmesini istemiştim.

"Gel güzelim." Ege abimle baş başa kaldık ve o kollarını açmış beni bekliyordu.

"Ama abi üstün de çamur olur."

"Olsun değiştiririz." Gülümseyince ona hak verdim ve beni içeri taşıdı. Islak saçlarım sırtıma yapıştı, çamurun verdiği rahatsızlık yetmezmiş gibi kaşınıyordum da. Bedenim içerinin sıcağıyla buluşunca titredi.

Abim benimle birlikte banyoya girdi ve beni yavaşça küvetin içine bıraktı. "Kendin yıkanabilir misin yardım edeyim mi?"

Gülümseyerek cevap verdim. "Yıkanırım abi sen çık."

Şu an içten içe kendime kızmaya başlamıştım çünkü iş çıkarmıştım. Birazcık yağmurda ıslanacağım diye şimdi 1 saat dersin başına oturamayacaktım. Salaktım ben salak!

Üstümdeki ıslak çamaşırları çıkarıp makineye attım ve en kısa sürede yıkandım. Olabildiğince hızlı davrandım çünkü hemen masanın başına oturmak istiyordum. Kapının arkasındaki bornozu giyip banyodan çıktım.

Alp'e görünmek istemiyordum, en azından şu anlık.

Koridordan sessizce geçip odama ulaştığımda gülümsedim. Hatta açık ders kitaplarımı görünce daha da sevindim ve saniyeler içinde kıyafetlerimi giyip sandalyeme oturdum.

Şimdi kaybettiğim 40 dakikayı telafi etme vaktiydi.  Bir daha asla böyle bir salaklık yapmayacaktım. Özellikle de sınava son 2 gün kala.

Tam derse odaklanmışken birisinin beni izlediğini fark ettim. Yanılmıyordum da. Ege abim çatık kaşlarla beni izliyordu. "Saat gecenin 3'ü. Senin yatakta olman gerekir masa başında değil." Çamur yaptığım üstünü değiştirmişti.

ASYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin